ANEKDOT �A�LAYANI
Atat�rk
- " Tam not on baba, be�in alt� kal�r, �st� ge�er baba... " * Anlataca��m� �ok eskiden bir yerden okudu�umu hat�rl�yorum. Ge�enlerde bir arkada��mdan yine duydum. Arkada��m�n annesinin s�n�f arkada��, Atat�rk' �n ba�yaverlerinden, Cevat Abbas' �n ( soyad� kanunu ile C.A. G�RER ) k�z�ym��. O da babas�ndan dinlemi�. Olay�n s�z konusu olan yeri ve tarihleri net olarak hat�rlayam�yorum. Bulgaristan ile s�n�r�n yeniden d�zenlenmesi gibi �nemli bir konusu olabilir ama yan�ltmak istemem. Daha sonra bir kaynak bulursam veya hat�rlarsam, buraya eklemeye �al��aca��m. Burada anlat�lmak istenen; Atat�rk' �n g�rkemli ileri g�r��l�l��� ve galiba, d�nyan�n bin dokuz y�z yetmi� sekizde Ford Motor Company' nin ba�kanl���na ve Chrysler' in operasyon sorumlulu�unun ba��na getirilerek, dev kurulu�u bir anda �ok zor durumdan kurtaran Lee IACOCA ile hen�z ke�fetti�i en �nemli unsuru, daha o zamanlar, bin dokuz y�z yirmilerin ba��nda, �ok daha �nceden g�rebilmi� olmas�d�r. Cumhuriyet kurulmu�, gerekli sonras� �al��malar nefes almadan s�rd�r�lmektedir. Atat�rk, bir g�n Cevat ABBAS' � �a��r�r. Cevat bey haz�rlan�n, diplomatik kurulun ba�kan� olarak yurt d���na gidiyorsunuz, anla�ma yap�lacak der. Cevat ABBAS konuyu ��renir. Fazlas�yla teknik konudur ve kendisinin bu konuda bir uzmanl���, bir deneyimi yoktur. S�k�nt�l� ge�ti�i �ok belli olan birka� sessizlik dakikas�ndan sonra ATA' ya d�ner; - " Efendim, izin verirseniz beni bu g�revden muaf ( affedilmi� ) tutun. Benim hi� bilmedi�im bir konu! Ba�ar�s�z olup sizi hayal k�r�kl���na u�ratmak istemem. Emredin; gerekirse sizin i�in can�m� vereyim. Bu benim i�in �ok daha kolay... " - " Biliyorum, biliyorum... Peki Cevat bey, kurulda teknikerler var. Onlar size detaylar� anlat�r, ona g�re karar verirsiniz. Ba�ka bir nedeniniz de var m� acaba? " - " �zninizle var efendim, ben diplomasiden de hi� anlamam? " - " Kurulda diplomatlar var; diplomasinin inceliklerini, bilgilerini ve i�in �nemli noktalar�n� size anlatmakla g�revliler. Ba�ka? " - " Do�al olarak, Protokol kurallar�ndan da; ne yapaca��m�, nereye oturup ne zaman kalkaca��m� �a��r�r�m bakarsan�z oralarda... " - " Gitti�iniz yerdeki diplomatik protokol memurlar�m�z bu gibi konular� halleder. Siz de hi� u�ra�madan t�m protokol kurallar�n� ge�ersiniz. Ba�ka? " - " Hay�r yok efendim ama izninizle bir sorum olacak? " - " Sorabilirsiniz Cevat bey " - " Kurulda diplomatlar�n, teknikerlerin, gitti�imiz yerde protokol memurlar�n�n oldu�unu s�ylediniz. G�r�len o ki, �ok kalabal�k bir diplomatik kurul. O halde bana ne gerek var efendim? " - " Cevat ABBAS! B�t�n o kalabal���n i�inde benim ne istedi�imi �ok iyi bilen, hatta en iyi bilen bir tek sen vars�n. Git, al ve gel! " Cevat Abbas gider, al�r ve gelir... G�nderen: Se�kin Kemal ERDEM BA���RETMEN Atat�rk Yaz� devriminden sonra( 1928 ), Atat�rk' �n kara tahta
ba��ndaki resmi g�r�l�nce,O' na " ba���retmen " denilmeye ba�lanm��t�.
Asl�nda,adland�rmada ge� kal�nm��t�.
Kurtulu� Sava��' ndan hemen sonra, bir �stanbul gazetecisi kendisine ��yle
bir soru y�neltmi�ti: B�S Atat�rk yan�ndakilerle birlikte, Cumhuriyet kurulduktan hemen sonra Anadolu' da yurt gezisindedir. Bir mola esnas�nda rast geldikleri �oban ola�an�st� g�zellikte �alar kaval�n�. �ok be�enen ATA alk��layarak; - " Bis, bis " der. Anlamam�� ve Ata' y� tan�mayan �obana a��klarlar ve son �ald��� ezgiyi bir daha �almas�n�, tekrar etmesini istedi�ini s�ylerler. �oban da artan bir istekle, ne�eyle tekrarlar.. Ezgi biter.. Herkes alk��lar. Ata, bir miktar para ile �oban� �d�llendirir. Elindeki paraya bak�p cebine koyan �oban, alk��lamaya ba�lar; - " Bis, bis " der, zeki g�zleriyle Ata' ya. - " Ben " der Atat�rk, " ��te bu milletle, bu zek�yla sava�� kazand�m. Nicelerini de kazan�r�m " Gazi Mustafa Kemal Atat�rk kurdu�u Cumhuriyet ile bir kez daha gurur duyar. G�nderen: Alp ARPAD 19 Rakam�n�n Atat�rk' �n hayat�ndaki yeri
1. 1881'
de 19. y�zy�l�n bitimine 19 y�l kala do�mu�tur.
Albay Re�at KURTULU� Sava��' n�n en dramatik sahnesini sanki bir kere daha ya�ad�k... B�y�k Taarruz ba�lam��, �i�iltepe' nin mutlaka al�nmas� gerek; gecikiyor. Tepeyi alacak olan birli�in kumandan� Albay Re�at, Atat�rk'e kesin zaman bildiriyor: " Yar�m saat sonra al�nacakt�r komutan�m! " Albay, yar�m saatin dolmas�na birka� dakika kala kumanday� bir ba�ka subaya veriyor, bir kenara �ekiliyor, elinde saat bekliyor, yar�m saat doluyor, tepede h�l� d��man var, tabancas�n� �aka��na dayay�p intihar ediyor, birka� dakika sonra �i�iltepe al�n�yor. Bu olay� Atat�rk' �n duydu�u bir sahne var ki! �nsan�n kan� donar, g�z�nden ya�lar bo�an�r. G�nderen: Se�kin Kemal ERDEM KA� M�LYON �ngiliz kral� VIII. EDWARD, istanbul' dayken bir aral�k Atat�rk' e, T�rkiye' nin yeni bir sava�ta ne kadar asker ��karaca��n� sorar; - " Bir milyon " der, Atat�rk. - " �u halde, iki milyon asker " diye kar��l�k verir EDWARD. - " Hay�r! Sadece bir milyon... " diye yineler Atat�rk. Kral EDWARD VIII, nazik�e yan�tlar; - " Ben do�ru hesap yapt�m ekselans... Bir milyon ordunuz, bir milyon da �ahsen siz... yek�n, iki milyon eder! " G�nderen: Se�kin Kemal ERDEM
YUNAN BAYRA�INI
KALDIRIN Biraz ileride yerde bir Yunan bayra�� duruyordu. Eli ile bayra�� i�aret ederek �unu s�yledi: ' Bir milletin istikl�l alametidir. D��man da olsa h�rmet etmek laz�md�r. Bayra�� yerden kald�r�n�z'... " G�nderen: Se�kin Kemal ERDEM Y�R�K Makbule ATADAN Mustafa Kemal' i sorular�yla s�k��t�rmaktad�r. A�abeyine sorar: - Y�r�k nedir? A�abeyi g�l�mseyerek yan�tlar: - Y�r�yen T�rk... G�nderen: Alp ARPAD
Sene 1938, 10 Kas�m... �stanbul �niversitesi� nde saat 9' u 5 ge�enin me�um haberi duyulmu�... Bir Alman profes�r var Hukuk Fak�ltesinde, o da duymu�, �a��rm��. Derse girsin mi, girmesin mi bir t�rl� karar veremiyor. O s�rada akl�na rekt�re m�racaat etmek gelir. Kalkar, yan�na gider. Aralar�nda �u konu�ma ge�er: - Efendim, karars�z�m. Acaba ne yapsam? - Sizde b�yle b�y�k bir adam �l�nce ne yaparlarsa, onu yap�n! ��te o zaman Alman profes�r kollar�n� iki yana sark�tarak: - Bizde bu kadar b�y�k bir adam �lmedi ki!
der.
( Y�ceba�, Hilmi, Atat�rk' �n
N�kteleri - F�kralar�, Hat�ralar�, �stanbul, K�lt�r Kitapevi, 1963, Sh. 39 )
MUSTAFA KEMAL PA�A' NIN ANADOLU' YA GE��� H�K�YES� Mustafa Kemal Pa�a Sivas' ta Heyet - i Temsiliye ( Temsilciler Kurulu ) Karargah�' nda, Samsun' a gidi�ini K�l�� Ali' ye ��yle anlatm��t�r ( Ekim 1919 ) : - � Ben tasarlad���m program�m� �i�li� deki evimin bir k��esinde oturarak ve birtak�m pestenkerani anas�rla g�r��erek tatbik edebilece�ime kani olmad���m i�indir ki do�rudan do�ruya milletle temasa gelmek istedim. Cevherini �ok al� bildi�im ve �ok sevdi�im milletimizin i�inde ve onunla birlikte hareket etmeyi daha faydal�, hatta �ok l�zumlu g�rd�m. Senelerden beri �st�rap i�inde bulunan Anadolu� nun derhal varl���na kar��mak elbette ki daha salim bir d���nce idi. Bundan dolay� 3. Ordu M�fetti�li�ine tayinimi temin ettim ve Seyrisefain' in k���k bir vapuruna binerek kararg�h�mla birlikte alelacele yola ��kt�m. Baz� dostlar�m bana �ngilizlerin yolda gemiyi bat�rmas� ihtimali oldu�unu s�yledikleri halde kulak asmad�m, k�ymet vermedim. Hareketimiz gecesini, Karadeniz' de b�y�k bir f�rt�na i�inde ge�irdik. Korkun� bir f�rt�na! K���k vapur bazen mukavemetini kaybediyor, sulara dal�p gidecekmi� tesirini veriyordu. Bir aral�k kaptan k�pr�s�ne ��kt�m. Kaptana " Nas�l bir rota takip ediyorsunuz " diye sordum. Kaptan bana, � Muntazam bir rota takip etmek imk�n� yok. Allah' a s���nd�k, gidiyoruz! " deyince: - Ni�in b�yle gidiyoruz diye sordum. Kaptan: - Pa�am, hareket i�in iki g�n evvel emir verdiler. Gemiyi g�zden ge�irdim. Bir�ok noksanlar� vard�r. Kalkamam dedim. Fakat kimseye dinletemedim. Pusulas� yok, paraketesi bozuk. Bu vaziyette rota mevzubahis olabilir mi? Cevab�n� verdi. Pa�a bize bunlar� anlatt�ktan sonra �unlar� ilave etti: - Bizi b�yle bir gemi ile yola ��karmak
bir cinayetti ve muhakkak bir �l�me g�ndermekti. �stanbul' daki
temaslar�mdan, gizli faaliyetlerimden �rken, endi�eye d��en Ferit Pa�a hi�
��phesiz ki bu cinayeti bilerek irtik�p etmi�tir. " Hakikaten pa�a bu g�r���nde yerden g��e
hakl�yd�. Nitekim Samsun' a ayak basar basmaz kendisine verilen
telgraflarda baz� talimat olarak tekrar d�nmek �zere �stanbul' a bir an
evvel avdeti isteniyordu. Hatta bir bak�mdan geminin rota takip etmeyi�i,
pusulas�z olu�u hay�rl� olmu�tu. ��nk� geminin ya yede�e al�n�p
getirilmesine, yahut bat�r�lmas�na memur edilen bir �ngiliz torpidosu s�rf
muntazam bir rota takip edilmemesi y�z�nden gemi ile kar��la�amam��, izini
kaybederek vazifesini yapamam��t�. Mustafa Kemal Pa�a �stanbul' dan Anadolu' ya
ge�i�ini bize anlat�rken g�zleri parlayarak b�t�n heybetiyle memleket i�in
yeg�ne kurtulu� �aresinin milli birli�in muhafazas� oldu�unu ve i�inde
ya�an�lan fel�ketlere bu birlikte mukavemet edilerek milletin ancak bu
sayede kurtulabilece�ini, milletle beraber behemehal ve mutlaka bu gayeye
varaca�� kanaatini izhar ediyordu."
(Erendil, Muzaffer, �lgin� Olaylar Ve
Anektodlarla Atat�rk, Ankara, Gn. Kur. Bas�mevi, 1988, Sh. 9-10)
G�nderen:
Se�kin Kemal ERDEM
�stanbul'un i�gal g�nleri; ba�ta General Harrington olmak �zere bir k�s�m i�gal kumandanlar� Pera Palas Salonu� nun bir k��esinde otururlar. Mustafa Kemal nedense dikkatlerini �eker. Kim oldu�unu soru�turdular. Mustafa Kemal denir. Onlar i�in Mustafa Kemal Birinci D�nya Sava��� n�n en �nl� �ahsiyetlerinden biridir. Yabanc� dillerde �anakkale Harpleri� nden bahseden ve daima Mustafa Kemal' in isminde d���mlenen kitaplar, yaz�lar, o zaman bile bir kitapl��� doldururdu. Kendisine haber g�ndererek masalar�na davet ederler. Ama Mustafa Kemal' in cevab� hem nazik, hem kesindir: - Burada ev sahibi olan biziz. Kendileri
misafirdirler. Onlar�n bu masaya gelmeleri gerekir.
( Olaylar Ve Atat�rk, Ankara, T. S. K.
Mehmet�ik Vakf� Yay�n�, Gn. Kur. Bas�mevi, 1984, Sh. 68-69 )
Dumlup�nar sava�� kazan�lm��t�r. D��man askerleri geri �ekilmektedir. Afyonkarahisar hatlar� ��z�l�nce birka� yunan esiri geceleyin Mustafa Kemal� in �ad�r�na getirilmi�ti. Bunlardan biri zafer kazanm�� kumandan�n do�up b�y�m�� oldu�u Sel�nik� ten gelmi�ti. Y�z� kendisine yabanc� gelmemi�ti. �niformas�nda hi� bir i�aret yoktu. Mustafa Kemal� e sordu: - Binba�� m�s�n�z? - Hay�r. - Kaymakam m�? - Hay�r. - Miralay m�? - Hay�r. - Ferik mi? - Hay�r. - Peki nesiniz o halde? - Ben mare�al ve T�rk Ordular� Ba�kumandan�' y�m. �a�k�nl�ktan a�z� a��k kalan Yunan, kekeler: - Ben ba�kumandan�n sava� hatt�na bu kadar
yak�n bir yerde dola�mas�n� i�itmi� de�ilim de... ( Olaylar Ve Atat�rk, Sh. 67-68 )
G�nderen:
Se�kin Kemal ERDEM
Antalya' ya gidi� Yozgat' tan d�n��, kar,
k��... �ankaya K��k�' n�n rahat ve s�cak salonlar�na
d�n��te Mustafa Kemal �evresindekilere �u hik�yeyi anlat�r: " Biz Harbiye' de ��renciyken, okulun
sobalar� yanmazd�. B�t�n k��, titre�ir dururduk. Nihayet bir g�n
arkada�lar beni m�d�re ��kmak i�in se�tiler. M�d�r Z�l�fl� �smail Pa�a
ad�nda bir saray adam� idi. M�saade ald�k, huzura ��kt�k; �nce Padi�ah' a
sonra m�d�re dualar�m�z� arz ettik. Nihayet, maksada geldik, i�i anlatmak
istedik. Ama m�d�r, daha ilk c�mlelerde k�kredi: ne so�u�u be nank�rler!
Padi�ah nimeti g�z�n�ze dizinize dursun. G�rm�yor musunuz? Sobalar nas�l
g�r�l g�r�l yan�yor. Defolun buradan! Ger�ekten, m�d�r�n sobas� g�r�l
g�r�l yan�yordu. M�d�r, buram buram terliyordu, s�caktan, g��s�n� ba�r�n�
a�m��t� ve zannediyordu ki, b�t�n okulun sobalar� da b�yle yanar...
�ocuklar, biz bu �ankaya k��k�nde, bazen, galiba bu Z�l�fl� �smail Pa�a
gibi kendimizi anlat�yoruz... " ��te Mustafa Kemal sadece ger�ek�i de�il,
�z ele�tiriden �ekinmeyen a��k s�zl� bir ger�ek�i idi. Zaman zaman ger�ekten, kendini �evresinde
esen havaya kapt�rmayan lider yoktur. B�t�n liderlerin ya�amlar�nda bir an
gelir ki, liderle ger�eklerin aras�na, her liderin bilin� alt�nda ya�ayan
be�eri i� g�d�lerinin hatta be�eri zaaflar�n�n perdesi girebilir. Ama
ger�ek lider odur ki, yapay olan, i�reti olan perdenin arkas�nda kalmaz ve
eriyip gitmez.
(Olaylar Ve Atat�rk, Sh. 39) G�nderen:
Se�kin Kemal ERDEM
Dil kurultay� toplanmak �zereydi. Kurultay� haz�rlayanlar�n ricas� �zerine, H�seyin Cahit de dil davas�na dair fikirlerini, m�talaalar�n� yazm�� g�ndermi�ti. Fakat bu fikirler a��r� kurultayc�lar�n d���ncelerine uymuyordu. H�seyin Cahit, �teden beri oldu�u gibi T�rk�eyi sadele�tirmek ve konu�ma diline yakla�t�rmak gibi, �zelle�tirme zorlamalar�na, hele konu�ma dili kelimelerine dokunulmas�na taraftar de�ildi. H�seyin Cahit' in bu yaz�s�n� Atat�rk' e de okuyan kurultayc�lar zaten bir tak�m siyasi sebeplerle aralar�n�n a��k oldu�unu f�rsat bilerek. - � ��te dil davas�n� baltal�yor. Dil meselesine askerlerin kar��maya hakk� yoktur!..." diyor, �eklinde k��k�rt�c� telkinlerde bulunmu�lard�. Bunun �zerine Atat�rk, kurultayc�larla, H�seyin Cahit' in kar��la�t�r�lmalar�n� ve b�y�k toplant�da, iki taraf�nda, davalar�n� savunmalar�n� istemi�ti. Ve o g�n, kurultayc�lar�n, H�seyin Cahit kar��s�nda bocalad�klar�n� g�ren Atat�rk, bizzat kendisinin de benimsedi�i davan�n sars�l�r gibi oldu�unu g�r�nce, Dolmabah�e saray�n�n bir odas�nda hasta yatmakta olan en kuvvetli taraftarlar�ndan, me�hur dilci Samih R�fat' � �a��rtarak: " b�t�n kuvvetini toplay�p, cevap vermesini " rica etmi�tir. Samih R�fat da, kendine has kuvvetli belagati ve olanca kuvvetiyle davay� m�dafaa etmi�, kurultayc�larda, m�temadiyen alk��layarak, i�in sonunu getirdiklerini kanaat ederek toplant� sonunda da Atat�rk' e: - � Pa�am, H�seyin Cahit i�te bu g�n bitti. Art�k �ld�. Davay� kaybetti!... " diye sevin�lerini izhar etmi�lerse de, Atat�rk' �n hi� bir sesi ��kmam��t�. Ancak, biraz sonra, kendi aralar�nda topland�klar� zaman, Atat�rk, duvardaki karatahtay� g�stererek kurultayc�lara hitapla ��yle demi�ti: - H�seyin Cahit Bey ne yapt�, biliyor
musunuz? Nas�l s�n�fta hoca karatahta �zerine bir �eyler yazar, sonra
onlar� silgiyle siler... ��te, hepimizi b�yle silgiden ge�irdi!... Atat�rk yenilmeyi hi� sevmeyen bir insand�.
Fakat, do�ru kar��s�nda, e�rinin yenilmeye mahk�m oldu�unu kabul ederdi.
Hatta yenen hasm� olsa bile...
( N�kte Ve F�kralarla Atat�rk, Sh. 75-76 )
Atat�rk Anafartalar ve Ar�burnu zaferlerinden sonra �stanbul'a gelmi�ti. Ata, Hariciye Naz�r�n� (D��i�leri Bakan�) ziyaret ederek son durum hakk�nda konu�mak, m�telalar�n� bildirmek istiyordu. Nezaret binas�na gelerek naz�r beye haber g�nderdi. - Beklesinler... Buyrulmu� Atat�rk bir hayli beklemi�. Bir aral�k kendisinden sonra gelenlerin de kabul edildiklerini farkedince m�ste�ar muavinine: - Beyefendi hazretleri galiba beni unuttular, demi�. M�ste�ar muavini tekrar i�eri girerek Mustafa Kemal'i hat�rlatm�� ve yine: - Beklesinler, cevab�n� alm��. Atat�rk ikinci "beklesinler" �zerine dayanamam�� ve muavine: - Sizin naz�r�n�z b�t�n zamanlar�n� hep b�yle manas�z ziyaretler kabul ederek mi ge�irir? Muavin tabii buna bir cevap verememi�, biraz sonra ba�ka bir mevzu a��lm�� ve konu�maya ba�lam��lar. Mevzunun en hareketli an�nda salon kap�s� a��larak bir hademe: - Mustafa Kemal Bey buyursunlar deyince, Atat�rk: Nedir o? diye sormu�. Naz�r beyefendinin kabul edece�ini s�ylemi�. Mustafa Kemal hademeye: - Beklesinler... Diyerek d�nm��. Muavin ile olan muhaveresine devam etmi�. (�lgin� Olaylar Ve Anekdotlarla Atat�rk, Sh. 122) G�nderen: Se�kin Kemal ERDEM Bir g�n, Atat�rk'ten T�rk askeri hakk�nda ne d���n d���n� sormu�lar: - Durun size bir hikaye anlatay�m, dedi. Ordular� kumandan� idim. Liman van Sanders Pa�a da o s�rada k�talar�m�z� tefti�e gelmi�ti. Hastaneden yeni ��km�� baz� askeri de her nas�lsa b�l�klerin aras�na kar��t�rm��lar van Sanders: - Can�m b�yle adamlar� ne diye buraya g�nderiyorlar? diye s�ylenerek hasta ve c�l�z neferi g��s�nden itti. Mehmet�ik derhal yere yuvarland�. Alman generali davas�n� ispat etmi� olman�n gururu i�inde: - ��te g�rd�n�z ya, dedi d��mek i�in bahane ar�yormu�! Orac�kta van Sanders'e bir azizlik yapmak akl�ma geldi neferin yan�na sokularak; - Ne kof �eymi�sin sen... Dedim. Dikkat etsene seni yere yuvarlayan adam bizden de�ildi. Ne diye kar�� durmad�n? �imdi tekrar yan�na gelirse, s�k� dur. G�c�n yetiyorsa bir kakma da sen ona vur. Sonra van Sanders'e d�nerek: - Sizin takatsiz sand���n�z nefer bo� bulundu�u i�in yere y�k�lm��. T�rk askeri amir kar��s�nda, d�nyan�n en uysal insan� olur. Kendisine s�yleyin:"hele gelsin bak bir daha beni yere y�kabilir mi?" diyor. Van Sanders askerlerle �akala�mas�n� severdi. G�lerek ayn� askerin yan�na geldi. Fakat eliyle dokunur dokunmaz o mecalsiz Mehmet�ten �yle bir kakma yedi ki, derhal s�rt �st� yuvarland�. Van Sanders, Mehmet�ik'in bu mukabelerine hiddet etmemi� bilakis T�rk neferine kar�� olan hayranl��� artm��t�. O kadar ki yerden kalk�nca ilk i�i gidip hasta T�rk neferinin elini s�kmak oldu. Atat�rk: - ��te T�rk askeri budur!diyerek s�zlerini bitirmi�ti. (Olaylar Ve Atat�rk, Sh. 70-71) G�nderen: Se�kin Kemal ERDEM 1923 senesinin mart�n�n onbe�inci pazar g�n�yd�. Atat�rk, Adana istasyonunda trenden inmi�;sa�� solu dolduran halk�n co�kun alk��lar�:" ya�a, varol!" sesleri aras�nda yaya olarak �ehre gidiyordu. Yar� yolda karalar giymi� bir kad�n, kalabal��� g�ze �arpt�;sonra onlar�n aras�ndan iki�er levha ta��yan d�rt gen� k�z ��kt�; Atat�rk��n �n�nde durdular, arkalar�nda bir k�z daha g�r�nd� ve �n�ne ge�ti. H��k�r�klar, iniltiler ve yalvar��larla dolu bir nutuk s�ylemeye ba�lad�. Bu gen� k�z�n �ahs�n da hen�z esir bulunan �skenderunlu Antakya�n�n T�rk olan b�t�n halk�; �bizi de kurtar!�diye yalvar�yordu. Herkesin g�zleri ya�arm��t�; h��k�r�klar�n� tutamayanlar vard�. Atat�rk'�n de g�zleri nemliydi ve ba�� e�ilmi� gibiydi. Gen� k�z�n nutku bitince, anl� y�kseldi; mavi g�zlerinde ve pembe y�z�nden bir �elik par�lt�s� g�r�ld�. Her kelimesi �zerinde kuvvetle durarak: - K�rk as�rl�k T�rk yurdu yabanc� elinde kalamaz! dedi. On alt� y�l sonra Hatay davas�n�n en heyecanl� g�nlerinde hasta ve bitkin olmas�na, mutlak istirahat tavsiyesine ra�men, Hatay�a yak�n olmak i�in tekrar Adana'ya gitti. D�rt saat ayakta durmak ve �al��mak gibi ola�an�st� metanet g�sterdi. Hatay kurtuldu, fakat Atat�rk'� kaybettik. �smail Habib bu bahsi ��yle bitirir: "Hatay, Hatay!... Seni kurtaran ayn� zamanda senin �ehidin oldu. " (N�kte Ve F�kralarla Atat�rk, Sh. 97-98) G�nderen: Se�kin Kemal ERDEM NEYE LAYIKSIN!... Atat�rk'�n Adana'da Hatay i�in: - K�rkas�rl�k T�rk yurdu yabanc� elinde kalamaz! Demesinden iki g�n sonrayd�. Mersin'de istasyondan �ehrin i�ine do�ru yava� gidiyordu. Yolun �st�ne siyahlar giyinmi� ve ellerinde b�y�k bir levha tutan bir ka� gen� k�z ��kt�. Levhada �u yaz� vard�: "Suriye hem�ehrinizi de kurtar�n!" Suriye, ancak din karde�i olan bir milletin vatan�yd�. T�rkiye�yse art�k dinci de�il, milliyet�i bir devletti. Suriye i�inde, b�t�n esir yurtlar i�in oldu�u gibi, kurtulu� dilerdi. Lakin kurtarmaya kalkmak fuzili olurdu. Etrafta h��k�r�klar ve g�z ya�lar� yoktu; Atat�rk'�n de g�zleri �slanm�� de�ildi. Suriyelilerin 1. D�nya Sava���nda T�rk d��manlar�yla birle�tiklerini, T�rk ordusunu arkadan vurmaya �abalad�klar�n�, belki ihanet ettikleri i�in ihanete u�rad�klar�n� d���n�yordu. - Her millet, lay�k oldu�u ya�ay��a erer!.. dedi ve y�r�y�p gitti. (N�kte Ve F�kralarla Atat�rk, Sh. 98) Bir g�n bir k�yl� Atat�rk��n orman �iftli�i hudutlar� i�indeki bir tarlay�, kendi tarlas�ym�� gibi s�r�yordu. Onu g�rd�ler. �htar ettiler, dinletemediler. Bunun �zerine Atat�rk�e s�ylediler. Atat�rk tefti�e ��kt��� zaman o tarafa gitti. Yan�ndakiler topra�� s�rmekte olan k�yl�y� g�stererek: - ��te budur! dediler. Atat�rk yava� yava� ona do�ru y�r�d�. Yakla��nca sordu: - Burada ne yap�yorsun? K�yl� g�l�ms�yordu. Son derece sevip sayd���m�z, fakat asla korkmad���m�z bir insan kar��s�nda nas�l durursak k�yl� de �yle duruyordu. Sakin bir sesle cevap verdi: - Tarlay� s�r�yorum. - �yi ama, bu tarla senin midir? - De�ildir. - Kimindir? - Atat�rk'�nd�r!. K�yl� bu cevab� vermekle su�u kabul etmi� oluyordu. Bu itibarla dava kaybolmu� demekti. Atat�rk, kendi topra��na tecav�z edildi�i i�in de�il, haks�zl�k yap�ld��� i�in sertlendi ve sordu: - �yi ama, sen ba�kas�n�n topra��n� ona sormadan ve izin al�nmadan s�r�l�p ekilmeyece�ini bilmiyor musun? K�yl� hi� tela� etmiyordu. Ayn� s�kunetle dedi ki: - Biliyorum, fakat benim bu tarlay� s�r�p ekmeye hakk�m vard�r! Atat�rk'�n ka�lar� �at�ld� ve b�y�k bir merak ve hayretle ona sordu: - Bu hakk� nereden al�yorsun? - �ok basit... Atat�rk bizim babam�z de�il mi? �nsan babas�n�n tarlas�n� s�r�p ekerse kabahat mi i�lemi� olur? Atat�rk'�n y�z�nde takdir ve sevgi duygular�n�n en co�kununu anlatan engin bir g�l�mseme oldu, k�yl�n�n s�rt�n� ok�ad� ve; - Hakl�s�n!.. diyerek uzakla�t�. (N�kte Ve F�kralarla Atat�rk, Sh. 99-100) Atat�rk'e ihanet edenler, o'nun bir�ok konular� i�ki sofras�nda halletti�ini iddia ederler. Yaln�z a�a��da nakledece�im olay bile bu d���ncenin ne kadar yanl�� oldu�unu ispata yeter: "Habe�istan sava��n�n ba�lamas�ndan �nce, �talya'n�n Rodos'a askeri y���nakta bulundu�u g�nlerdeydi. Bir ak�am yine Atat�rk��n sofras�na �a�r�lanlar onu ayakta ve balkonda gezinmekte buldular. - Tevfik R��t� nerede? - Ankara Palas'ta, baz� sefirlere bir ziyafet veriyor. - Biz de oraya gitsek olmaz m�? Etraf�ndakiler beyhude Atat�rk'� buna protokol�n m�sait olmad���na inand�rmaya gayret ediyorlar. Fakat, o'nun kesin karar verdi�i bir konudan geriye �evirmek kimsenin haddi de�ildir. Otomobiller, Ankara Palas'a vard��� zaman Atat�rk��n otelin merdivenlerini sallana sallana ve yan�ndakilerin yard�m� ile ��kt���n� g�renler hayret ettiler. ��nk� �ankaya�da Atat�rk��n bir yudum bile i�medi�ini herkes biliyordu. Sefire ziyafet verilen salona giren Atat�rk, Arnavutluk Sefiri, Asaf Bey�in yak�n�nda ve giri� ��k�� kap�s�n� iyi g�rebilecek bir yere oturuyor. O dakikadan itibaren salondan i�eri ve d��ar� kimsenin ge�mesi m�mk�n de�ildir. �imdi konu�ulanlar� takip edelim: Atat�rk: - Asaf Bey, gazetelerde bir tak�m resimler g�r�yorum, Arnavutlukla operet mi oynan�yor? diyor. Bu s�zleriyle o zamanlar yeni kral olan Zogo'nun sorgu�lu resimlerini kastetti�ini anlamakta gecikme yen sefir ne s�yleyece�ini �a��r�yor. Atat�rk devam ediyor: - Cumhuriyetten ne zarar g�r�ld� ki, Arnavutluk'ta krall�k ilan edildi? Hem, takip edilen politika da tehlikelidir. �talya'n�n Arnavutluk�u Balkanlar�da bir basamak yapmas� ihtimalden uzak de�ildir. Bunu duyan �talyan Sefiri, m�cadeleye kalk�nca Ata: - Haber ald���ma g�re, Roma'da baz� ��renciler sefaretimizin �n�nde m�mayi� yapm��lar. Antalya'y� istemi�ler. Antalya sigara paketimidir ki, sefir cebinden ��kar�p ats�n. Antalya buradad�r. Buyurun al�n!... Hem benim bir teklifim var. E�er hakikaten b�yle bir �ey d���n�l�yorsa Mussolini cenaplar�na m�saade edelim. Antalya'ya asker ��kars�nlar. B�t�n ��karma tamam olunca sava��r�z. Ma�lup olan hakk�na raz� olur. Sefir at�l�yor: - Ekselans bu bir sava� ilan�m�d�r? Ata: - Hay�r, diyor. Ben burada bir fert olarak konu�uyorum. T�rkiye sava� ilan� ancak b�y�k millet meclisi dahilindedir. Fakat unutmay�n�z ki, gerekti�i zaman B�y�k Meclis T�rk Milleti�nin hissiyat�n� terc�man olmakta gecikmez. Konu�mas�n�n bu hali olmas� �zerine, �smet Pa�a'ya telefon edilir ve Ankara Palas'a �a�r�l�r. Atat�rk de bunu haber al�nca etraf�ndakilere: - H�k�met geliyor, biz gidelim! diyerek Ankara Palas'� terk eder. - �ankaya'ya d�n�ld��� zaman herkes Atat�rk'�n gayet normal oldu�unu hayretler i�inde seyrederken Ata: - Art�k �talya ile sava� tehlikesi yok. Rodos'a yap�lan y���nak Habe�istan'a d�necektir! Hakikaten k�sa bir s�re sonra Habe�istan sava�� ba�lad�. (N�kte Ve F�kralarla Atatt�rk, Sh. 308-309-310 ) Mustafa Kemal Ar�burnu kumandan�d�r. �ngilizler Anafartalar'a ��km��lard�. Vaziyet buhranl� ve �ok tehlikeli idi. Mustafa Kemal, Ba�kumandan Vekili Enver Pa�a'ya do�rudan do�ruya m�racaata mecbur kal�yor. Kendisini tatmin eden cevap alam�yor. O s�rada karargah� Yalova' da bulunan Liman von Sanders Pa�a telefonla Mustafa Kemal�i ar�yor. Muhavereye delalet eden Erkan-� Harbiye Reisi Kaz�m Bey'dir. Liman von Sanders'in sordu�u sual �udur: - Vaziyeti nas�l g�r�yorsunuz, nas�l bir tedbir-i tasarruf ediyorsunuz? - Vaziyeti nas�l g�rd���n�z� �oktan size ibla� etmi�tim. Tedbire gelince:bu dakikaya kadar �ok m�sait tedbirler vard�. Fakat bu dakikada bir tek tedbir kalm��t�r. Liman von Sanders Pa�a soruyor: - O tedbir nedir? Cevap katidir: - B�t�n kumanda etti�imiz kuvvetleri taht� emrine veriniz. Tedbir budur. Cevap m�stehzidir: - �ok gelmez mi? - Az gelir, Ve telefon kapan�yor. Pek k�sa bir zaman sonra hadiseler, Liman von Sanders Pa�a'y� kumanda etti�i kuvvetleri Mustafa Kemal'in emri alt�nda vermeye mecbur etmi�tir. (�lgin� Olaylar Ve Anektodlarla Atat�rk, Sh. 162) MUSTAFA KEMAL PA�A VE YUNAN KUVVETLER� KOMUTAN TR�KOP�S B�t�n bu taarruz esnas�nda Gazi'nin yan�nda bulunan arkada�lar, Yunan Kuvvetleri Komutan� General Trikopis'in ba�kumandan �ad�r�na nas�l getirildi�ini ��yle anlatt�lar. Trikopis, di�er esir kolordu ve f�rka (t�men) kumandanlar� ile birlikte Gazi'nin huzuruna ��kar�ld�klar� vakit, hepsi �ok heyecanl� ve bitkin halde imi�ler. Gazi, bunlar� oturtmu�, kendilerini teselli i�in bu gibi malubiyetlerin tarihte misalleri oldu�unu, sevk ve idarede vazifesini bi hakk�n yapm�� iseler vicdanen m�sterih olabileceklerini s�yledi�i zaman Trikopis: - �Askeri vazifemi tamamen yapt���ma eminim. Fakat as�l vazifemi maalesef yapamad�m." diye intahar edemedi�ini anlatmak isterken Gazi: - �O size ait bir d���ncedir." diye s�z�n� kesmi� ve harita �zerinde: - ��urada bir f�rkan�z vard�. Ni�in onu �uraya almad�n�z. Filan yerdeki kuvvetlerinizi falan yere s�reydiniz daha iyi olmaz m�yd�?" gibi baz� tenkitler yapm��, Trikopis: - �Ben �yle hareket etmek i�in emir verdim. Fakat (yan�ndaki kolordu komutan�n� g�sterirken) bu yapamad�!" demi�. Bu g�r��meler olurken esir f�rka kumandan� yava��a yan�nda bulunan zabitlerimizden birine: - �Bizim ile konu�an bu general kimdir?" diye sormu� zabit: - �Ba�kumandan Mustafa Kemal" deyince adam hayrete d��m��: - ��imdi anlad�m biz ni�in ma�lup olduk! Bizim ba�kumandan �zmir'de vapurda oturuyordu!" diyerek derdini d�km��. (�lgin� Olaylar Ve Anektodlarla Atat�rk Sh. 43) Atat�rk, s�k s�k memleketi dola�an bir liderdi. �ift�i ile konu�ur; i��i, sanatkar, esnaf ile konu�ur. Memleketin derdini arar bulur. Meclise getirir, milletvekillerinden, bakanlardan hesap sorard�. ��te b�yle yurt gezilerinden birinde orta Anadolu�da tarlas�nda �ift s�ren bir �ift�i ile kar��la�m��t�r. - Kolay gele, bereketli ola a�a. - Allah raz� olsun bey. - Hayrola a�a, �k�z�n teki ne oldu? - Devlete borcumuz vard� bey, icra kap�m�z� �al�nca �aresiz kald�k, koca �k�z� sat�p borcumuzu �dedik. - "Sa�l�k olsun a�a" diyerek konu�mas�n� k�sa kesmi�tir. �ift�inin ad� Halil A�a idi. Atat�rk'�n yan�ndakiler, ��i�leri Bakan� ��kr� Kaya, Salih Bozok, K�l�� Ali, Husrev Gerede, Emir Subay� Resuhi Bey, daha bir ka� yak�n� vard�. Y�r�yorlard�. Atat�rk d���nceli idi. Salih Bozok'u yan�na �a��rd�. Salih, yar�n sabah git Halil A�ay� bul, bana getir. Benim kim oldu�umu sorarsa, bizim bey seni bir kahve i�meye �a��r�yor de. Ertesi g�n; Salih Bozok Halil A�ay� bulmu�, yan�na getirmi�tir. Atat�rk aya�a kalkarak; �Buyur Halil A�a� deyip bir sandalye g�stermi�tir. Zaman�n ba�bakan� �smet �n�n� de salonda bulunuyordu ve olanlardan habersizdi. Atat�rk Halil A�aya d�nerek; "Halil A�a, anlat �u vergi i�ini bir daha" demi�ti. Halil A�a, vergi borcunu, icray�, sat�lan �k�z�n� tekrar anlatt�. Atat�rk ka�lar�n� �atarak �smet Pa�a ve ��kr� Kaya'ya d�nerek; "Arkada�lar, biz �stiklal Sava��'n� Halil A�a�n�n �k�z�n� icra yoluyla satal�m diye yapmad�k. Bu memlekette adaleti, vatanda�� b�yle mi koruyaca��z. Gerekirse vergi borcu ertelenebilir. K�yl�n�n �ift s�rd��� �k�z� elinden al�nmaz. " Halil A�a "Sen Atat�rk pa�ams�n galiba, beni ba���la, kusur ettim" diye yalvaracak oldu. "Sana g�le g�le Halil A�a, sen bizim g�z�m�z� a�t�n" diye Halil A�a�y� ayakta u�urlam��t�. Atat�rk T�rk k�yl�s�n�n borcu konusunda �ok titiz davranm��t�r. Olaylar Ve Atat�rk, Sh 41-42 Bir ak�am, uzun m�ddet didi�en, u�ra�an iki erden birisinin y�z�n� sildi�i mendil g�z�ne ili�mi�ti. Bu i�lemeli ve g�z al�c� ya�l��� isteyerek sordu. - Bunu nereden ald�n ? Bu ani soru kar��s�nda �a��ran kahraman T�rk �ocu�u, s�k�larak cevap verdi : - Yavuklum g�nderdi, Atam ! B�y�k kay�plar kar��s�nda bile a�lad��� g�r�lmeyen, ac� duygular�n� i�inde gizleyen b�y�k �ef, bilmem neden, o anda sars�lm��t�; dolan mavi g�zlerinden iri damlal� ya�lar d�k�l�yordu. Erin, demin y�z�nden akan terleri sildi�i bu mendile o da g�z ya�lar�n� silmi�tir. Olaylar Ve Atat�rk, Sh 56 Hacer Nine yine bunalm��t�. ��i i�ine s��m�yordu. Be� g�zl� evinin i�i yine birka� g�nd�r zindan kesilmi�ti. D���nd�k�e y�re�i yerinden kopuyordu. Yetmi� ya��ndaki bu kimsesizlik ona b�sb�t�n koymu�tu. Kocas�n� Yemen'de kaybetmi�ti. Bir o�lu balkanlarda, ikisi de ��llerde kalm��t�. Bir gelini ile �� torunu vard�. Gelini hastal�ktan �ld�, torunlar�n�n biri de b�y�k muharebede �ehit d��t�. Birisi �kinci �n�n�'den d�nmedi. En son torununu da Sakarya'ya g�nderdi. Bir g�n haber ald�k ki en son delikanl�s� da Duatepe Muharebesi�nde �teki a�alar�n�n yan�na g���p gitmi�ti. �ok a�lad�. Fakat �Sakarya kazan�ld�� haberi gelince a�lamas� durdu, g�lmeye ba�lad�. Ondan sonra vakit vakit b�yle bunal�rd�. Ve her bunal���nda �ar�klar�n� �eker, de�ne�ini al�r, Ankara'n�n yolunu tutard�. Bu sefer de �yle yapt�. Saatlerce y�r�d�kten sonra ikindide Ankara'ya geldi, do�ruca gitti, B�y�k Millet Meclisi'nin kap�s� �n�nde durup ��meldi. Aradan biraz vakit ge�ti, sordular:" - Nine ne istiyorsun? - Hi�, hi� bir �ey. " - Ya neden burada duruyorsun? - Onun g�zlerini g�rmek i�in ��kmas�n� bekliyorum. - O dedi�in kim? - Gazi Pa�a. Sonunda hikayesini anlatt�, sonunda dedi ki; - ��te b�yle, ara s�ra �ok bunald�k�a buraya gelirim. O Millet Meclisi'nden ��karken g�zlerine bakar�m. Mavi bebeklerinde b�t�n �lenlerimin g�zlerini g�r�r gibi olurum. Sonra i�ime bir ferahl�k dolar, kalkar k�y�me giderim. ��te siperlerde evlat, torun g�mm�� T�rk Ninesi buna derler. Atat�rk'�n N�kteleri-F�kralar�-Hat�ralar�, Sh 29-30 Ne�eli bulundu�u bir zaman� se�erek: - Pa�am... Demi�tim, �u dan��t�klar�n�n i�inde bazen �yleleri var ki, �a��r�yorum. Bunlar�n m�talalar�na nas�l olsa sonunda i�tirak etmeyeceksin. Karar�n� �nceden vermi� oldu�un da malum... O hal de, ne diye onlar� birer birer �a��r�p kar��s�nda s�yletirsin? Atat�rk, y�z�ne alayc� bir eda ile bak�p �u cevab� vermi�ti: - Bazen hi� umulmad�k adamdan ben �ok �eyler ��renmi�imdir; hi� bi kanaat� hakir (de�ersiz) g�rmemek laz�md�r. Neticede, kendi fikrimi bile edecek olsam, herkesi ayr� ayr� dinlemekten zevk al�r�m. Olaylar Ve Atat�rk Sh 58 Bir tarihte Eski�ehir�i ziyaretinde; yak�n k�ylerde gezinti yaparken, as�rl�k ��narlar�n g�lgesine s���nm�� bir k�y kahvesi �n�nde otomobili durdurdu. Salih Bozok'a; - Bu ��narlar� hat�rl�yorum... Dedi; zaferden sonra bir g�n yolum d��m��t�!... Eski hat�ralar� bir an tekrar ya�atmak i�in; araba dan inip, b�y�k bir tevazuuyla k�y kahvesinin harap iskemlesine oturdu. Biraz sonra kahveci ona, k�y�n�n yegane ikram� olan ayran� temiz bardaklar i�inde getirince �Gazi� pek memnun oldu. Ya�l� kahveciye sordu: - Ad�n ne?... - Yusuf!... - Buralarda ge�mi� harbi hat�rlar m�s�n?... - Nas�l hat�rlamam, pa�am?... Maiyetinde �avu�tum!... - Maiyetimde mi... B�t�n kuvvetlerin ba� kumandan� de�il miydin, pa�am!... Hep emrinde sava�t�k. B�y�k kurtar�c� zeki k�yl�y� takdir etmi�ti. Aferin; Gazi Yusuf �avu�!... deyince, eski asker el bu�ulad�: - Esta�furullah, pa�am!... Gazi sizsiniz!... - R�tbe ba�ka... Fakat harpten d�nm�� iki asker olmam�z s�fat�yla ikimiz de "Gazi"yiz!... Ve tepside duran ayran bardaklar�ndan birini bizzat eliyle �avu�a vermek l�tf�n� g�stererek, ilave etti: - �erefine Gazi Yusuf �avu�!... - �erefte daim ol pa�am!... A�lamaktan ayran� i�emeyen kahveciye, o zaman�n �ok paras� olan bir y�zl�k verip g�l�msedi: - Allaha�smarlad�k, silah arkada��m!... Atat�rk��n N�kteleri-F�kralar�-Hat�ralar�, Sh 50-51 KONYA �SYANINDA Konya �syan�'n� m�teakip Konya'ya gelen Atat�rk sinirli ve �zg�nd�. �ehrin ileri gelenleriyle belediye salonunda konu�urken elindeki yanar sigaray� bir aral�k iki parma�� aras�na alm�� ve ate�i parmaklar� aras�nda ezerek s�nd�rm�� ve ��yle demi�ti: Ate� nerede ��karsa ��ks�n, iki parma��m�n aras�nda b�yle ezece�im!... N�kte Ve F�kralarla Atat�rk, Sh 41 Bir gece Atat�rk Ada'da yat kul�b�nde konu�urken, yan�ndakilerden birinin sportmen oldu�unu anlad�. Ona �u suali sordu: - Spor nedir? Muhatab�, sporu herkesin bildi�i gibi tarif etti. Gazi dedi ki: - �Bana daha a��k, bariz bir tarif bulabilir misiniz?" Belki en g�zel cevab� bulabilmek i�in d���nen sportmenin ufak bir tevakkufu �zerine Gazi �u hat�ras�n� anlatt�: "Ar�burnu Kumandan� idim, iki taraf�n ate� hatlar� aras�nda elli altm�� metre mesafe vard�. Birbirine en yak�n hatlar aras�nda dola�an T�rk ve �ngiliz ke��aflar�ndan ikisi gecenin kara kesafeti i�inde ellerindeki uzun silahlar� istimal edemeyecek kadar burun buruna temas etmi�ler. Her iki cesur ke��af, silahlar�n� atm��lar do�rudan do�ruya birbirini bo�azlamak i�in ellerini kullanmak zaruretini hissetmi�ler. �ngiliz ke��af yumruklar�n� s�km��, boks denilen idman�, T�rk neferinin v�cut ve kalbi �zerinde tatbik etmeye ba�lam��. Bu mahirene yumruk idman�n� bilmeyen T�rk neferi kalbine maddeten; vicdan�na manen vurulan darbelerin tesiri alt�nda iki elinin �tekinin bo�az�na uzatm��, var kuvvetiyle d��man�n g�rtla��n� yakalam��. D��man neferinin bo�az� iki demir pen�esinin mengenesinde s�k���nca bizim nefer, boks darbelerinin iptida hafifledi�ini biraz sonra zail oldu�unu g�rm��. Nefer, esirini s�r�kleyerek benim yan�ma getirdi. Gece yar�s�ndan sonra idi. Evvela d��man neferini isticap ettim. - Ne oldu? Sen ni�in buralara kadar geldin? - Spor, cevab�n� verdi. Bizimkine sordum: - Nas�l oldu? Nefer, esirin verdi�i ilmi cevab� anlamam�� olmaktan korkarak: - Bilmiyorum, dedi. Ben birinci ilmi ve fenni de�il, ikincinin cehilden ziyade edep ve terbiyesi �zerinde fazla durmad�m. - Sen sportmen misin? - Evet, �ok iyi... - Bizim neferi nas�l buldun? - Bilmiyor dedi. T�rk neferine d�nd�m: - ��itiyor musun, senin i�in bilmiyor, cahildir, dedi. K�saca; - Huzurumuza getirdim efendim, cevab�n� verdi. Gazi devam etti: - Ben spor nedir, diye sorulursa verece�im cevap �udur: - "Spor; vatan�n, milletin ali menfaatlerine tecav�z edenleri g�rtla��ndan yakalay�p memleket ve millet hadimlerinin huzuruna getirebilmek kabiliyeti maddiye ve maneviyesidir. " Atat�rk'�n N�kteleri-F�kralar�-Hat�ralar�, Sh 51-52 Atat�rk, Osmanl� Padi�ahlar� aras�nda Y�ld�r�m ve Beyaz�t, Fatih, Yavuz, IV. Murat'� be�enirdi. Sadrazamlar aras�nda da Alemdar Mustafa Pa�a'ya k�zard�: - Biraz k�lt�r� olsayd� Cumhuriyeti ilan ederdi!.. derdi. - B�y�k Re�it Pa�a'n�n k�lt�r�, Alemdar Mustafa Pa�a'n�n k�lt�r� birle�ebilseydi, ben tarihe ba�ka bir g�revle girerdim, demi�ti. N�kte Ve F�kralarla Atat�rk, Sh 321-322 Muallimler Ankara'da bir i�tima yapm��lar, i�timaa iki �� muallim han�m da i�tirak ederek salonda ayr� bir yere oturmu�lard�. Muallim han�mlar�n i�timaa gitmelerini ho� g�rmeyen Meclis'in sar�kl�lar� Gazi'ye �ikayete gidiyorlar. Gazi k�zarak: - "Kimmi� Muallimler Cemiyeti Reisi? �a��r�n onu!" Ve Mazhar M�fit birka� dakika sonra i�eri girince g�rleyen bir sesle ��k���yor: - �Siz Muallimler i�timamda ne yapm��s�n�z? Ne ay�p �ey bu?" Mazhar M�fit �a�akal�r. Gazi'den bu hareket mi beklenirdi? Sar�kl�lar muzaffer bir besaretle g�l�yor. Sar�kl�lar ne�e i�inde Gazi'nin sesi hep ayn� tonda devam ediyor. - "Olur �ey de�il olur �ey de�il!" Mazhar M�fit hala ayakta ve hala ne diyece�ini �a��rm�� bir halde cevap vermeye �al���yor: - "Efendim vallahi..." - "B�rak b�rak ben hepsini biliyorum; i�timaa Muallime Han�mlar��da �a��rd�n�z. Fakat onlar� niye ayr� s�ralara oturttunuz? Sizin kendinize mi itimad�n�z yok, T�rk han�m�n�n faziletine mi ? Bir daha �yle ayr�l�k gayr�l�k g�rmeyeyim, anlad�n�z m� ? Atat�rk'�n N�kteleri-F�kralar�-Hat�ralar� Sh 59 PEYN�R, ZEYT�N, SO�AN VE KURU EKMEK Mustafa Kemal Pa�a, Erzurum ve Sivas Kongreleri�ne kat�lan arkada�lar�yla birlikte ciddi para s�k�nt�s�ndayd�. Erzurum'dan Sivas'a intikal s�ras�nda, yoldaki durumlar�n� Mazhar M�fit ��yle anlat�r: "�n�m�zde ve Pa�a'n�n �st�n iradesi ve dahi ����� alt�nda yeni ve engin bir sava� ufku a��lm��t�. Erzurum'dan sonra yeni bir irade, yeni bir madde ve mana hamlesi ile b�y�k vatan sava��na at�lacak, Erzurum'da kurulan b�y�k temele bina edilecek eserin ikinci safhas�ndaki �al��malara kat�lacakt�r. Sesimi biraz y�kseltmi� olaca��m ki, �ndeki arabadan Mustafa Kemal Pa�a arkaya bakarak eli ile; - Daha y�ksek sesle!... diyerek i�aret veriyordu. Ve bu i�aret �zerinedir ki, yine gayri iradi, gayri ihtiyari olarak dilimin ucuna: "Ey gaziler yol g�r�nd� tarihi �ark�s� geldi ve ben bu �ark�ya ba�lay�nca insiyaki bir sirayetle hemen b�t�n otomobillerdeki arkada�lar da bana kat�ld�lar ve hep bir a��zdan bu �ark�y� okuduk ve s�yledik. Ar�zas�z ��le vaktini bulduk. Her kilometreyi ar�zas�z kat ettik�e adeta sevin� duyuyor ve: - Otomobillerimiz bu vaziyette bizi Sivas'a selametle ula�t�ra bilecekler �midini muhafaza ediyorduk. Bir p�nar ba��nda mola verdik. Pa�a: - Hemen yeme�imizi yiyelim, vakit kaybetmeksizin yine yola devam edelim dedi. ��nk� 4 Eyl�l'de kongrenin a��lmas� kararla�t�r�lm�� oldu�una nazaran, yolculu�umuz muayyen bir programla tayin ve tespit edilmi�tir. Hareket ve molalarda o programa uymak zorundayd�k. Ancak pa�an�n; - Yeme�imizi yiyelim deyi�inde sonraki vaziyetimizin biraz ac�kl� oldu�unu da tebar�z ettirmeyelim. Yemek deyince, bilhassa Anadolu'daki kara yolculuklar�nda g�n g�rm�� insanlar i�in yemek; tavuk, hindi, so�uk et, su b�re�i, k�fte vesaire gibi �eylerden d�z�len nevaledir. Hepimiz de bu �e�it nevalelerle yolculuk etmi� insanlard�k. Fakat, bu defa nevalemiz; peynir, zeytin ve kuru ekmekten ibaret bir az�kt�. Su ba��nda rastlad���m�z k�yl�ler de torbalar�ndan birka� ba� kuru so�an ikram ettiler. Fakat, pa�a ba�ta olmak �zere hepimiz en b�y�k bir lokantada pi�irilmi� veya ziyafette tertiplenmi� yemeklerden ve �stanbul tabiri ile et'ime-i nefise-i lezize (en g�zel yemekler) den daha m�kemmel ve daha i�tahl� olarak zevkle kuru so�an�, peyniri, zeytini, ekme�imize kat�k ederek ve p�nar�n buz gibi suyunu i�erek karn�m�z� doyurduk. �lgin� Olaylar Ve Anektotlarla Atat�rk, Sh 21-22 Atat�rk'E B�R K�YL�N�N CEVABI Tarihimiz say�s�z sava�larla doludur. Biz bu sava�lardan ba�kald�r�p ne memleketi imar edebilmi�iz, ne de kendimiz refaha kavu�mu�uzdur. Bunun sebebi, bizim su�umuzda oldu�u kadar d��manlar�m�zdad�r da. ��nk� ba�ta Moskoflar olmak �zere d��manlar�m�z hep ��yle d���n�rlerdi : - T�rklere rahat vermemeli ki, ba�ka sahalarda ilerleyemesinler... Bunun i�in de s�k s�k ba��m�za belalar ��kar�rlar, sava�lar a�arlar, balkan milletlerini �istiklal� diye k��k�rt�rlard�. Biz b�yle durmadan sava��rken de o zamanlar askere al�nmayan gayri m�slimler durmadan zenginle�irlerdi. Onlar�n neden zengin, bizim neden fakir kald���m�z� bir k�yl�, Atat�rk�e verdi�i k�sa bir cevap ile gayet veciz olarak izah etmi�tir. Atat�rk, Mersin'e yapt��� seyahatlerden birinde, �ehirde g�rd��� b�y�k binalar� i�aret ederek sormu�: - Bu k��k kimin? - Kirkor'un... - Ya �u koca bina ? - Yargo'nun - Ya �u ? - Salomon'un... Atat�rk biraz sinirlenerek sormu�: - Onlar bu binalar� yaparken ya siz nerede idiniz? Toplananlar�n arkalar�ndan bir k�yl�n�n sesi duyulur: - Biz mi nerede idik? Biz Yemen'de, Tuna Boylar��nda, Balkanlar�da, Arnavutluk Da�lar��nda, Kafkaslar'da, �anakkale'de, Sakarya'da sava��yorduk pa�am... Atat�rk bu hat�ras�n� naklederken: - Hayat�mda cevap veremedi�im yegane insan bu ak sakall� ihtiyar olmu�tur, der dururdu. Atat�rk'�n N�kteleri-F�kralar�-Hat�ralar�, Sh 18 Atat�rk'�N A�ZINDAN T�RK K�YL�S� Bir g�n Ak�ehir civar�nda bir k�ye gittim. �ok ya�mur ya��yordu ve so�uk vard�. Kendimi belli etmeyerek, bir evin �n�nde duran kad�na: �bac� ya�mur var, so�uk var. Beni �at�n alt�na kabul eder misin dedim ? Hi� teredd�t etmeyerek �buyrun� dedi ve beni bir odaya ald� odada ate� olmad��� ve yeni bir ate�in yak�lmas� uzun zamana ba�l� oldu�u i�in: "�sterseniz bizim odaya gidelim. Orada haz�r ate� var" dedi. Gittik. M�teakiben kom�ulardan birka� kad�n ve birka� erkek geldi. Beraberce konu�maya ba�lad�k. Konu�urken bana en m�him sualleri soranlar kad�nlar oldu. Askerin vaziyetini, d��man�n halini, en m�him d��man�n hangisi oldu�unu sordular ve bunlar� sorarken hi� bir tela� ve tekayy�de l�zum g�rmediler. �nsanca konu�tular. Fakat, biraz sonra, benim kim oldu�umu anlay�nca tela� g�sterdiler ve s�yledikleri, sorduklar� �eylerden kendilerine bir zarar gelece�ini zannederek korktular! ��nk� �imdiye kadar resmi bir adamla a��k�a konu�may� b�y�k bir kabahat telakki etmi�lerdi... Atat�rk'�n N�kteleri-F�kralar�-Hat�ralar�, Sh 14 Atat�rk ge�en d�nya harbi ba�lad��� zaman T�rk ordusunda alman general ve subaylar�na m�him mevkiler verilmesinin aleyhinde bulunmu�tu. Alman mare�ali falkenhayn bu gibileri itirazdan vazge�irmek i�in �e�itli �arelere ba�vuruyordu. Bu s�rada Mustafa Kemal Pa�a�n�n yedinci ordu kumandanl���na hareket edece�i g�n�n gecesi, �stanbul�da Akaretler'de 74 numaral� eve alman mare�alinin karargah�nda memur olan bir T�rk kurmay subay� ile gen� bir alman subay� geldiler. Ufak sand�klar i�inde baz� �eyler getirdiler. Mustafa Kemal sordu: - Bunlar nedir? Alman subay cevap verdi. - �stanbul'dan ayr�l�yorsunuz; size Mare�al Falkenhayn bir miktar alt�n g�ndermi�tir. - Bu paralar bana yanl�� geldi. Ordunun levaz�m reisli�ine g�nderilmesi laz�md�. - Efendim, o da ba�ka... Mustafa Kemal paran�n ne kadar oldu�unu anlad�ktan sonra, alman subay�n�n �n�nde, onlar� teslim ald���na dair senet imzalad�; fakat alman subay� bunu kabul etmedi. O zaman Mustafa Kemal T�rk subay�na emretti: - Bu zabit bilmiyor, senedi als�n. Mare�ale versin ve siz de paralar� gelip almas� i�in levaz�m reisli�ine haber g�nderiniz... Bir ka� ay sonra Atat�rk yedinci ordu kumandanl���n�, vekil olarak Ali R�za Pa�a'ya b�rakm��, ayr�lm��t�; alt�nlar� da ona teslim ederek makbuz alm��t�. Bu makbuzu iki yaverine verdi ve emretti. - Mare�al Falkenhayn'e gidiniz; kendisini g�r�n�z; bu makbuzu vererek benim imzam�n bulundu�u ka��d� ondan al�n�z! Mare�al Falkenhayn yaverine: - Mustafa Kemal Pa�a'ya b�yle bir para verdi�imi hat�rlam�yorum; bende imzal� senedinin bulundu�unu da bilmiyorum. Bunun i�in Ali R�za imzal� ka��d� da kabul edemem! dedi. Mustafa Kemal Pa�a �u haberi yollad�; - Verdi�iniz alt�nlar oldu�u gibi duruyor; onlar i�in size senet verilmi�tir. Sizde b�yle bir senedin bulunmay��� alt�nlar� yok edemez. Vesikay� kaybetmi� olabilirsiniz; o halde verdi�iniz alt�nlar� size iade edece�iz; ald���n�za dair siz bize makbuz veriniz! Ben alt�n i�in memleket menfaatleri hakk�nda m�samaha g�sterecek insanlar dan de�ilim. Paralar�n�z duruyor, fakat onlardan daha k�ymetli olan Mustafa Kemal imzas� sizde kalamaz! Olaylar Ve Atat�rk, Sh 63-64 Atat�rk, muhtelif vesilelerle maiyetinde �al��an kimselerin samimiyet ve sadakatlar�n� imtihan etmesini gayet iyi bilirdi. �nsanlar�n halet-i ruhiyesini, niyet ve emellerini te�his ve temyiz etmekte �elaleler sa�an bir zekaya malikti. O b�y�k insan, bir gece �ankaya k��k�ndeki bir ziyafette devrin vekillerinden maruf bir zata ��yle bir sual sorar: - Beni hakikaten sever misiniz? Muhatab� hemen cevab� yap��t�r�r: - Sevmek ne kelime Ata'm, tapar�m! - Peki her dedi�imi de yapar m�s�n�z? - Derhal Atat�rk, bu s�z �zerine belinden tabancas�n� ��kar�r ona uzat�r. - �yleyse, al tabancam�, s�k kafana... - �Aman Atam� der, herhalde benimle �aka ediyorsunuz. Benim �lmemi istemezsiniz. Meseleyi anlayan Atat�rk, yeleleri kabaran bir aslan mehabetiyle d��ar�da hizmet eden askeri yan�na �a��r�p ayn� sualleri sorup, cevab�n� ald�ktan sonra, kar��s�nda Toroslar�dan kopmu� bir kaya par�as� gibi duran bu ba�r� yan�k Anadolu �ocu�una tabancas�n� uzat�p kafas�na s�kmas�n� emreder. Aslan Mehmet�ik, bu emri bilateredd�t yerine getirir, fakat kendisine bir �ey olmaz. ��nk�, Atat�rk, daha �nce tabancas�ndaki merminin kur�ununu ��karm��t�r. ��te o zaman, Atat�rk yan�ndakilere ��yle der: - Beni ve vatan� seven hakiki insan� g�rd�n�z m�? Ruhu �ad olsun. Atat�rk'�n N�kteleri-F�kralar�-Hat�ralar�, Sh 17 Atat�rk, kendisini ilk g�renlerin �zerinde son derece olumlu etkiler yapan bir insand�. �anakkale muhabereleri s�ras�ndayd�. O g�ne kadar hi� kar��la�mad���m bu yarbay tabancas� belinde, d�rb�n� g��s�nde avurtlar� ��k�k sar���n sar� b�y�klar� hafif�e yukar�ya do�ru b�k�k, incecik belli ve orta boylu bir zatt�. At�ndan atlay�nca bana bir �ey sormadan ve s�ylemeden sa� eliyle d�rb�n�n� ald� ve ufku taramaya ba�lad�. Eldivenli olan sol elinde g�m�� kabzal� bir k�rba� vard�. Bir tarafta d��man�n yakla�an donanmas�n� g�zetlerken sol elindeki k�rbac� ile hafif hafif getrlerine vuruyordu. Getrleri ile ayakkab�lar�n�n ve mahmuzlar�n�n temizli�i bilhassa dikkatimi �ekti. D�rb�n� bir ara g�zlerinden �ekti. Kendimi takdim etmek f�rsat�n� buldum. G�zlerine bakt�m. O g�ne kadar tesad�f etmedi�im bir tesir alt�nda kald�m. O g�zlerde �im�ekler �ak�yordu sanki... Bir iki defa daha d��man donanmas�na bakt� ve s�yledi�i tek c�mle �u oldu; - Bu g�nk� geli� ba�ka geli�tir. Seri bir hareketle elimi s�kt�. �abuk bir hareketle at�na bindi. D�rt nala uzakla�t�. - Bu zat kimdi? diye arkas�ndan baka kald�m. Sonra bu tok s�zl�, insan� her hareketiyle tesir alt�nda b�rakan yarbay�n Mustafa Kemal oldu�unu arkada�lar�mdan ��rendim. Said Arif Terzio�lu, �nsanc�l Atat�rk Bir g�n mecliste, halk partisi t�z��� konu�uldu�u zaman, hoca milletvekillerinden biri k�rs�de a��r tenkitlerde bulunuyordu. Tenkitler hi� de ho�a gidecek �eyler de�ildi. Hoca bir aral�k: - Bu "asri" kelimesi ne demektir? deyince, Mustafa Kemal, reislik makam�nda oturdu�unu unutarak, yukardan hatibe do�ru e�ilerek: - Adam olmak demektir, hocam adam olmak... demi�ti. Do�rusu b�t�n ink�lap program�n�n da �zeti bu idi. F. R�fk� Atay, �ankaya Asker, politikac� Atat�rk ayn� zamanda iyi bir de baba idi. �ocuklarla yak�ndan ilgilenirdi. Bilhassa askeri okullar�n talebeleri en �ok ilgilendi�i ki�ilerdi. 1929 y�l�n�n bir sonbahar�n trenle �stanbul'dan Ankara'ya d�n�yordu. �zel tren Hereke istasyonunda k�sa bir duru� yapm��t�... Birden Ata'n�n g�z� istasyon meydan�nda silah �atm�� istirahat eden er k�yafetli gen�lere ili�ti. Ve bunlar� bir el i�areti ile yan�na �a��rd�. Ko�u�tular, trenin bir ad�m yak�n�nda levent v�cutlar sanki birden �ak�l�p kald�lar. G�zleri atalar�ndayd�. Bir emir bekliyor gibiydiler. - Siz kimsiniz ne yap�yorsunuz burada? Hepsi bir a��zdan g�k g�r�lt�s�n� and�ran bir hayk�r��la cevaplad�lar. - Harbiye Stajeriyiz pa�am, manevraya gidiyoruz. Fazlaca m�tehassis olan Atat�rk; - Bu k�sa duraklamadan faydalanarak size baz� �eyler s�ylemek isterim! dedi. Bir an g�zlerini onlar�n �zerlerinde gezdirdi ve ��yle devam etti, - Madem ki, zabit olacaks�n�z mesle�inizin size y�kledi�i sorumlulu�u m�drik olarak �al���n. Kendinizi gelece�e ona g�re haz�rlay�n, T�rk tarihini tetkik ederseniz g�receksiniz ki bu millet ne zaman y�kseldi ise T�rk subaylar�n�n omuzlar�nda y�kselmi�, ne zaman d��m�� ise zabitlerinin �izmeleri alt�na d��m��t�r. Harbiye talebeleri Ata'n�n bu nasihat�n� b�y�k bir dikkatle ve "haz�r ol" vaziyette dinlediler. Atat�rk'�n g�zleri denize dalm��t�. Tekrar a��r d���ncelerden s�yr�l�r gibi bir hareket yaparak. - "Sizin bir mar��n�z var, onu bana s�yleyin� dedi, mar� bitince geri d�nd� ve arkas�nda bekleyenlere bir �eyler s�yledi. Ko�u�malar oldu. Atat�rk tekrar pencereden d��ar�ya uzand��� zaman elinde b�y�k�e bir paket vard�. Tren a��r a��r hareket ederken Atat�rk gen�lere hitaben ��yle diyordu; - "Size bir �eyler ikram etmek isterim. Kusura bakmay�n, yol hali ba�ka bir �eyim yok. Belki hepiniz sigara i�miyorsunuz, belki bir k�sm�n�z i�iyor, bir k�sm�n�z i�miyor, ama bu sigara benim sigaramd�r. Bundan hepiniz i�eceksiniz. Say�lar� az oldu�u i�inde tabirimi mazur g�r�n onlar� nefes nefes i�menizi isterim." Gen� Harbiyeliler hep bir a��zdan "Sa�ol Pa�am" diye ba��rd�lar ve Ata'n�n att��� paketi havada kapt�lar. Ata�n�n bu s�zleri �zerinden 33 y�l gibi �ok uzun bir zaman ge�mesine ra�men o g�nleri ya�ayanlar�n kulaklar�nda ��nlamaktad�r. - "Nefes, nefes i�menizi isterim!" Tren uzakla�t�ktan sonra uzun uzun Ata'n�n ard�ndan bakan bizler, ne demek istedi�ini ��zmeye �al���rken bir kar���kl�k oldu ve sigaralar kap���ld�. Bunlardan �� tanesi g. M. K. (Gazi Mustafa Kemal) markal� sigara bana bu hat�ray� nakleden Emekli Albay Fuat Ulu�'un en k�ymetli hat�ras� olarak s�ylenmektedir. Sait Arif Terzio�lu, �nsanc�l Atat�rk Birg�n �anakkale�ye giden bakanlardan birine Atat�rk ��yle dedi: - Orada Mehmet�ik an�t�n�n ba��nda �ehitleri anacaks�n�z. Siz olmasayd�n�z, siz g���slerinizi �elik kalelere kar�� siper etmeseydiniz, bo�az elden gider, �stanbul elden giderdi diyeceksin. - Evet efendim. - �anakkale'de yaln�z bizim �ehitlerimiz yok. Bu topraklar �zerinde kanlar�n� d�ken insanlar� da o kahraman d��man sava���lar�n� da sayg�yla anacaks�n. Bakan�n ricas� �zerine bu son s�ylenecekleri Atat�rk'�n kendisi haz�rlam��t�r. Nutuk �udur: "Bu memlekette kanlar�n� d�ken kahraman, burada bir dost vatan�n topra��ndas�n�z. Huzur i�inde uyuyunuz. Sizler Mehmet�iklerle yanyana koyun koyunas�n�z. Uzak diyarlardan evlatlar�n� harbe g�nderen analar! G�zya�lar�n�z� dindiriniz; evlatlar�n�z bizim ba�r�m�zdad�r, huzur i�indedirler. Onlar bu toprakta canlar�n� verdikten sonra art�k bizim evlad�m�z olmu�lard�r." Bu nutku yabanc� gazeteler haber ald�ktan sonra, haftalarca, aylarca Avusturalya'dan, Yeni Zelanda'dan sevgi minnet mektuplar� ya�m��t�. F. R�fk� Atay, Hat�ralar Y�llar sonra bir ressam, Mustafa Kemal'e Sakarya Sava���n� g�steren bir tablo hediye etti. Kendisi, �n planda ya��z bir sava� hayvan�na binmi� olarak g�r�n�yordu. Ressam, tebrik beklerken, birdenbire Mustafa Kemal'in "Bu tabloyu kimseye g�stermeyin" demesi �zerine �a��r�p kald�. Kimse ne s�yleyece�ini bilemiyordu. Mustafa Kemal a��klad�: - "Sava�a kat�lm�� olan herkes bilir ki, hayvanlar�m�z bir deri, bir kemikten ibaretti, bizimde onlardan arta kal�r yan�m�z yoktu. Hepimiz iskelet halindeydik. Atlar� da, sava���lar� da b�yle g��l� kuvvetli g�stermekle Sakarya'n�n de�erini k���ltm�� oluyorsunuz dostum." Beh�et Kemal �a�lar, Atat�rk Denizinden Damlalar Bir g�n Atat�rk'e kuvvetinin s�rr�n� sordum; - Durur dinlerim... dedi, sonra tekrar etti. - Dinlerim ve sustu. Noelle Roger, Olaylar Ve Atat�rk, TSK Mehmet�ik Vakf� Yay�n� D���n, o'nun varl��� ile son s�n�r�na ula�an bir ne�e i�inde ge�mi�ti. Ata ayr�lmak �zere aya�a kalk�nca kendisini u�urlamak i�in halk iki s�ra diziliverdi. Sevecen bak��lar�n� sa�a sola y�nelterek yava� yava� ilerlerken bir yerde duraklad�, sonra durdu, elini yedi sekiz ya�lar�nda bir k�z �ocu�unun ba��na uzatt�. �ocu�un arkas�nda yer alan ve anas� ile babas� olan �ifte yava��a seslendi: "�peyim mi? Herkesi derinden duyguland�ran bu iste�i ana baban�n nas�l yerinde bir minnetle kar��lad�klar� kestirilebilir. Atat�rk �ocu�u iki eliyle kald�rd�, �pt� ve yere b�rakt�. Fakat sahne bununla kapanm�� olmad�. Uyan�k ve duygulu �ocuk : "Ben de �peyim ne olursunuz Atat�rk" diye direndi. Ata, belki de hi� ummad��� halde kendisine babal�k mutlulu�u tatt�ran bu i�ten davran���, �ocu�u bir daha yerden alarak y�z�ne yakla�t�rmakla kar��lad�. Bilmiyorum, halk bu dokunakl� sahneyi, g�zleri ya�l� alk��layarak kutlu k�larken, o �elik iradeli insan�n da iki damla g�zya��n� tutamad���n� g�rebilmi� mi idi? Mehmet Ali A�akay, Atat�rk'ten 20 An� ATANIN ANAFARTALAR'DAN B�R ANISI Atat�rk Anafartalar'da d��man� �a�k�na �evirirken gerektik�e hasm�n�n durumundan bilgi edinmek i�in "bir dil yakalay�n!" der, Mehmet�ikler de ne yap�p yap�p kar�� taraftan bir asker yakalar getirirlermi�. Bir g�n getirilen dilden gerekli bilgiler al�nd�ktan sonra ata sormu�: - Peki, sen yeni Zelandal�s�n madem, T�rklerden ne k�t�l�k g�rd�n ki vuru�mak i�in kalkm�� ta oralardan buraya gelmi�sin? Yeni Zelandal�n�n bunu s�rf spor i�in yapt���n� ve kendisinin sportmen oldu�unu ���ngen bir tav�rla s�ylemesi �zerine Ata: - �yi ama, sportmenli�in ne i�e yarad�? Baksana, bir erimizin �n�ne d��m�� kuzu kuzu buraya getirilmi�sin! Deyince tutsak �u kar��l�kta bulunmu�: - Sizin eriniz spor kurallar�n� �ok kaba bir �ekilde �i�neyince ben ne yapabilirdim? Sportmen olmayan has�mlarla kar��la�aca��m� bilseydim hi� gelmezdim! Me�er Mehmet�ik, Zelandal�y� en can alacak yerinden yakalayarak s�k�p bay�ltm��, av�n� ay�l�ncaya dek s�rt�nda ta��m��, sonra da elini �ekmeden T�rk siperlerine de�in s�rm��. Ata bu �yk�y� anlat�r. Zelandal�n�n sportmenlik anlay���na, Mehmet�i�in de kulland��� pratik (!) usule g�lerdi. Mehmet Ali A�akay, Atat�rk'ten 20 An� Az �nce k�me k�me, birbirinden ayr�, birbirinden uzak birer alem ya�ayan bah�e halk� ans�z�n ortak bir topluluk gibi ayn� duygunun �evresinde birle�mi� oldu. Atat�rk'�n geli�i onlar� �ylesine b�y�lemi�, g�n�llerini o denli kayna�t�rm��t�. Onun toplay�c� g�c� kendini burada da g�stermi�. Oraya Bo�azi�i mehtab�n�n tad�n� ��karmaya gelenlerin g�z�ne, o'ndan ba�ka her �ey art�k g�r�nmez olmu�tu. M�zik susmu�, �imdi herkes ok�ayan bak��larla o'na bak�yor, sesini duyurmak i�in konu�mas�n� bekliyor. Oysa, kendisi birka� saat kendi kimli�inden ve �evresinden uzak, etiketsiz, protokols�z s�radan bir yurtta� �zg�rl���n� ya�amak i�in gelmi�ti. Bakt� olmuyor. �stelik e�lencesini bir yana koyan halk�n kendisinden bir �eyler bekledi�ini de g�rmekte. Ata bir gence y�nelerek bu bekleyi�e son veriyor: - Siz, delikanl�, ne i� yap�yorsunuz? Delikanl� biraz �a�k�n, ama �ok mutlu, aya�a kalk�yor: - Resim yapar�m, pa�am. - G�zel. Demek sanat��s�n�z. �imdi bize sanat�n ne oldu�unu anlat�r m�s�n�z? Gen�, sanat�n tan�m�n� yap�yor. Ata toplulu�a bakarak: - Nas�l? Bu tan�m� nas�l buldunuz? Diyerek bir konu�ma a��yor. M�zikle u�ra�t��� anla��lan ba�ka bir gen� kalk�yor, de�i�ik bir tan�m yap�yor. Bu akademik konu�ma umulandan �ok ilgi topluyor, tart��ma genelle�iyor s�z isteyenler parmak kald�r�yor. Derken konu de�i�iyor. Bu kez hukuk ele al�n�yor. Herkes kulak kesilmi�, Atat�rk'�n bu konular �zerindeki d���ncelerini dinlerken araya beklenmedik bir olay giriyor. E�i ve �ocuklar�yla bir k��ede oturan ya�l�ca bir efendinin elinden nas�lsa bir bardak kurtuluyor ve o sessizlik i�inde kulaklar� irkilten �ang�rt� ile yerde par�alan�yor. Herkesin yerici g�zleri bu yak���ks�zl��� yapan�n �zerinde toplan�yor. Adamca��z nerde ise sakarl���n�n verdi�i utan�tan �lecek. Demeye kalmadan ikinci bir �ang�rt� bu kez bak��lar� kendi barda��n� da yere b�rakt�ktan sonra eli hen�z havada duran Ata'n�n g�len y�z� ve ho�g�r�rl�k ta��yan g�zleri �zerine �ekiyor. Ve halk, bu davran��taki inceli�i kavrad���n� uzun, �ok uzun alk��larla anlat�yor. Mehmet Ali Aakay, Aat�rk'ten 20 An� (Halide Edip Ad�var, orduya bir nefer olarak kat�lmay� istemi�. Bu iste�i ba�komutanl�k�a kabul olunmu� ve garp cephesine gidip kat�lmas� emri gelmi�. Sakarya meydan sava��n�n arifesindeyiz. Mustafa Kemal Alag�z k�y�nde, cephenin yan� ba��nda). ... Bir zabit beni Mustafa Kemal Pa�a�n�n karargah�na g�t�rd�. Solda toprak y���nlar�n�n alt�nda birka� evin ����� yan�yordu. Bir tek karanl�ktan geliyordu. O'da telefon servisini yapan bir askerin "inler, katranc�, inler, katranc�" diye bir k�yle muhaberesiydi. Sa� taraf bir �ukur, i�inden su ge�iyor. Arkas�nda �� ev daha var. Bu evlerin arkas�nda yine ���klar� yanan �ad�rlar; uzun ve sivri bir direk; telsiz tesisat�. K�y yollar� karanl�k ve �amur i�inde. Ay batm��, gece yar�s� oluyor. K���k bir tahta k�pr�y� ge�erek �b�r taraftaki eve gittik. Mustafa Kemal Pa�a'n�n muhaf�zlar� kap�da; onlardan biri beni yukar�ya ��kard�. Pa�a�n�n yaveri Muzaffer Bey beni Pa�a�n�n odas�na g�t�rd�. �ok ayd�nl�k ve tek l�ks lambas� olan bir Anadolu odas�. Mustafa Kemal Pa�a, oturdu�u koltuktan g��l�kle kalkmaya �al��t�. ��nk� kaburga kemikleri hala a�r�lar i�indeydi. Pa�a�ya do�ru kalbimde mutlak, bir h�rmetle gittim. O m�tevazi odada b�t�n gen�li�in, "bir millet ya�as�n diye �lmeyi g�ze alan karar�"n� temsil ediyordu. Ne saray, ne ��hret, ne herhangi bir kudret, onun o odadaki b�y�kl���ne yakla�amaz. Gittim, elini �pt�m. "Safa geldiniz han�mefendi" dedikten sonra bana bir sandalye g�sterdi. Ve Ankara hakk�nda havadis sordu. Ayn� zamanda tahta masan�n �zerindeki bir haritaya e�ilerek : durumu, d�rt ya��ndaki bir �ocu�un bile anlayabilece�i kadar a��k ve sade bir ifade ile anlatt�. ��te Sakarya k�vr�larak gidiyor. Nehrin etraf�na �zerlerinde k�rm�z� ve mavi ka��t kelebekler titre�en toplu i�neler konulmu�. E�er askeri durum hakk�ndaki duygular�m� Mustafa Kemal Pa�a'ya s�ylesem mutlaka g�lerdi. Yunan ordusu kocaman bir canavar gibi Ankara'ya yakla�m�� g�r�n�yordu. Buna muvazi olarak Sakarya'n�n do�usunda T�rk ordusu da k�vr�larak bu canavar�n Ankara'y� yutmas�na mani olmaya �al���yordu. Siyah canavar o kadar kocamand� ki, insana korku veriyordu. "E�er Ankara'ya gider de bizi geride b�rak�rsa ne yapar�z?" diye sordum. Korkun� bir kaplan gibi g�ld�. - "�yi yolculuklar efendiler" derim; arkalar�ndan vurarak onlar� Anadolu�nun bo�lu�unda mahfederim! Halide Edip Ad�var, T�rk�n Ate�le �mtihan� �Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz�dir. �leri!� Emrinden ve b�y�k taarruz haz�rl�klar�ndan �nceki g�nlerdeyiz. Mustafa Kemal Ke�i�ren�de yak�n adamlar�yla Ankara�da son gecesini ge�irdi. Ayr�ld��� zaman bir hayli yorgundu. Yan�ndakilere: - �Taarruz haberini al�nca hesap ediniz. Onbe�inci g�n �zmir�deyiz� demi�ti. �zmir�den d�n���nde kar��lay�c�lar aras�nda o gece beraber bulunduklar�ndan bir ikisini g�r�nce: - �Bir g�n yan�lm���m!� dedi. Falih R�fk� Atay Bu ana; o�luna daha be�ik �ocu�u iken, vatan ve millet sevgisini telkin eden ninnilerden ba�lam��, O�nu her �a��nda ayn� akidelerle b�y�tm��, k�yde, �ehirde tahsile sevketmi� ilim ve irfan a��lam��t�. Yeti�en, mevkiini bulan halaskar o�lunu o, Mustafa kemal yapm��t�. Anas�n� ziyaretlerinin her birinde Atat�rk o�nun m�barek elini b�y�k bir sayg�yla �perdi. Sonra anas�n�n kar��s�nda o b�y�k adam k���l�r Mustafa, hatta Mustafac�k olurdu. �ankaya�da bu ana-o�ul g�r��melerinin birinde �ahit oldu�um bir vaziyeti, k�ymeti hudutsuz olan bayan Z�beyde�nin faal zekas�n�n bir numunesi olarak arz edece�im. Atat�rk, anas�n�n elini �pt�. Bayan Z�beyde o�luna elini uzat�rken co�kun sevgisinin g�zlerinde toplanan b�t�n ifadesiyle Atat�rk�� ba�r�na basmak istiyordu. O�nu kucaklad�ktan sonra Aziz T�rk Milleti�ne e�siz bir halaskar kahraman veren ana olmak itibariyle gururlanmal�yd�. Fakat �yle olmad�, bahtiyarl���n� g�len ve �irin y�z�nden okurken o B�y�k T�rk Anas� kollar� aras�nda uzakla�an ci�erparesinin eline sar�ld�. Atat�rk: - �Ne yap�yorsun anne� dedi. Elini �ekmek istedi. Bayan Z�beyde, s�kunetle ve kat�i bir ciddiyetle: - �Be senin anan�m, sen benim elimi �pmekle bana kar�� olan vazifeni yap�yorsun, fakat sen vatan� ve milleti kurtaran bir devlet reisisin. Ben de bu aziz milletin bir ferdiyim ve onun tebaas�y�m. Elini �pebilirim� cevab�n� verdi. O�lunun elini �pmekten ziyade bayan Z�beyde, bu hareketiyle o�lunun mevkiinin en b�y�k ihtirama lay�k oldu�unu etraf�ndakilere i�aret ediyordu. B�y�k T�rk Anas� say�n bayan Z�beyde�yi ne zaman hat�rlasam g�zlerim ya�ar�r, O�nun buna benzer hat�ralar� �n�nde derin h�rmet duyar�m. Bu m�lakat sayesinde gerek O�nu ve gerekse o�lunu her ikisinin b�y�k terbiye ve nezaket kabiliyetlerini daha yak�ndan tan�m��t�m. Cevat Abbas G�rer Bir�ok kimsenin d���nd�klerinin aksine Atat�rk�e ve istediklerine muhalif fikir s�ylemek kabildi. Hatta samimi olmak �art�yla makbuld�. O�nun her dedi�ine kavuk sallayan ekseriye kendi samimiyetlerinden ��phe edenlerdir. �u hikaye buna ne g�zel bir misaldir. Atat�rk bir Bal�kesir seyahatinde kendisine Milli M�cadele�de yak�n hizmetler etmi� bir kimsenin m�racaat� ile kar��la�t�. Bir mevzuda haks�z olarak mahkum oldu�unu s�yleyerek �ikayet etti. Atat�rk: - �Hakl�s�n, meseleyi ben de biliyorum� dedikten sonra refakatinde bulunan gen� bir adliye m�fetti�ini �a��rd�. Mevzuu anlatt� ve karar�n d�zeltilmesini istedi. M�fetti� hikayeyi dinledikten sonra: - �Efendimiz, karar b�t�n adli s�ralardan ge�tikten sonra tekemm�l etmi� (yetkinle�mi�). H�km�n infaz�ndan ba�ka yap�lacak kanuni �are yoktur. Atat�rk: - �Ama ben s�yl�yorum bu i� haks�zd�r. ��nk� ben i�in usul�n� biliyorum, dedi. Gen� adliye m�fetti�i �srar etti: - Efendimizin bu beyan� kanun nazar�nda bir de�i�iklik yapamaz. Adliye vekaletinin de bir �ey yapmas�na imkan yoktur. Ortada so�uk bir hava esti. �imdi bir f�rt�na kopaca��na h�k�m veriliyordu. Fakat, Atat�rk �ayan� hayret bir s�kunla sordu : - Peki, bir adli hata olursa kanun bunun tashihini �ng�rmez mi? M�fetti�: - Yeni delille mahkemenin tekrar� istenebilir. O vakit, Atat�rk, m�racaat eden zata d�nd�: - Beni �ahit olarak g�ster. Onda yeni deliller oldu�unu haber ald�m diye iddia et. Ben mahkemeye gider ve �ahitlik ederim. Sonra adliye m�fetti�ine d�nd�: - Size te�ekk�r ederim, dedi ve m�racaat��ya da. - Neden bana vaktiyle m�racaat etmedin? Zaman�nda gelir �ahitlik ederdim. Beyhude mahkemeleri de kanunu da i�gal etmezdin. Her vatanda�, hatta reisicumhur dahi olsa adalete h�rmetle m�kelleftir. M�nir Hayri Egeli Diyarbak�r�da pa�a kumandand�. Ben de emir subay� idim. Babam, Pa�a�n�n i�ti�ini duymu�tu. �zinden d�nerken bana: - Bir damla bile i�ersen hakk�m� helal etmem, dedi. D�nd�m. Karargaha vard���m ak�am Mustafa kemal Pa�a yak�n subaylar�yla sofrada oturmu� i�iyordu. Bana da bir kadeh koydular. Ben i�er gibi yap�p vakit ge�iriyordum. O vakit ba� yaveri olan Cevat Abbas, usulca Pa�a�ya e�ildi: - Pa�am, Nesip i�miyor, atlat�yor, dedi. O vakit Mustafa Kemal bana d�nd� kadehini kald�rd�: - Nesip �erefine, dedi. Ben k�pk�rm�z� olmu�tum. Pa�a sordu: - Ne o bir mazeretin mi var? - Pa�am diye cevap verdim. Sizin i�in can�m� feda ederim, yaln�z buraya gelmeden babam bana i�ki i�memem i�in yemin ettirdi de teredd�d�m odur. Mustafa kemal o vakit: - B�rak kadehi �yleyse, dedi. Baban�n emri, benim emrimden �st�nd�r. Seni taktir ettim. Babas�na hayr� olmayan�n, kimseye hayr� olmaz. Mehmet Nesip Himalay Atat�rk bir g�n T�rkiye�ye ziyarete gelen yabanc� bir zatla Ankara palasta halk�n �n�nde ve aras�nda konu�urken ��yle demi�ti; Ben d���ncelerimi daima halk�n huzurunda s�ylemeliyim. Yanl���m varsa, halk beni tekzip etsin. Bano�lu, Niyazi; N�kte Ve F�kralarla Atat�rk, �stanbul 1967, C: 3, S. 5 - 6 Me�rutiyetin ilan� �zerine h�rriyeti sa�lamakta az veya �ok gayret g�stermi� olan subaylar, kendilerini birden bire politika i�ine yuvarlanm�� buldular. �st ve ast aras�nda orduyu ayakta tutan geleneksel sayg� ve disiplin de �ok azalm��t�. Bir g�n, �ok gen� bir ittihat�� te�menin, �mr�n� sava� meydanlar�nda ge�irmi� bir t�men kumandan�ndan bahsederken: - Adam y�z�me dik dik bakt�. Fakat ben selam vermek bile istemedim. Dedi�ini yak�n bir arkada��m anlatt�. Ne ittihat ve terakki cemiyeti subaylara ve ne de subaylar, cemiyete s�z ge�irmez oldular. Genel merkez inisiyatifi kaybetti. ��nk� daha �nce de anlatt���m gibi ne bir program� ne de o program� uygulayacak lideri vard�. Talat (Pa�a) bir g�n bize: - Vallahi, ben de �a��rd�m, kald�m. Suyun durulmas�n� bekliyoruz demi�ti. Olaylardan en ziyade, m�teessir olan Mustafa Kemal�di. �htilalden �nce yapt��� uyarmalar�n hi� bir etki yaratmam�� oldu�unu g�rm��, teess�r� b�sb�t�n artm��t�. Diyordu ki: - Ordu muhakkak ve derhal siyasetten �ekilmelidir. Aksi takdirde, bir kudret olmak vasf�n� kaybedecektir. Bu ise memleket i�in bir felaket olacakt�r. Cebesoy, Ali Fuat; S�n�f Arkada��m Atat�rk, 2. Bask�, �stanbul 1981, S. 134 - 135 Ak�am Konya Valisi �zzet Bey, K��k�te bir ziyafet vermi�, yeme�e Konya Milletvekilleri de davet edilmi�ti. O zamanlar Atat�rk��n �zel kalem m�d�r� olarak gezide bulunan Hasan R�za (Soyak)��n bu yemekle ilgili bir hat�ras�n� buraya aynen al�yoruz: Konya�da Atat�rk�e, halk taraf�ndan hediye edilmi� olan konakta - ki, �imdi vali kona�� olarak kullan�lmaktad�r- mebuslardan baz�lar�n�n da davetli olarak bulundu�u bir ak�am yeme�inde, milli m�cadeleden s�z a��lm��t�. Sofrada bulunanlar, o zamana ait hat�ralar�n� anlat�yorlard�. Atat�rk �ok ne�elenmi�ti. Bu tatl� sohbet en hararetli noktas�na geldi�i bir s�rada mebuslardan Refik Bey (Koraltan) Atat�rk�e hitaben uzun bir nutuk vermeye koyuldu; �zet olarak, �her �eyi yapan sensin, b�t�n varl���m�z� sana bor�luyuz; sen olmasayd�n, ba�ka hi� kimse, hi�bir �ey yapamazd�, bundan sonra da yapamaz. Allah seni ba��m�zdan eksik etmesin...� demek istiyordu. Atat�rk��n ne�esi ka�m��, bunalmaya ba�lam��t�, bahsi kapatmak istedi: �Beyefendi,� dedi, �b�t�n yap�lanlar, herkesten evvel B�y�k T�rk Milleti�nin eseridir. Onun ba��nda bulunmak bahtiyarl���na ermi� bulunan bizler ise, ancak onun �uurlu fedakarl��� sayesinde ve fikir ve iman birli�i i�inde m��terek vazife g�rm��, �ylece ba�ar� kazanm�� insanlar�z. Hakikat bundan ibarettir.� Fakat Koraltan, alkol�n tesiriyle co�mu�tu, susmak niyetinde de�ildi, at�ld�: �Pa�am bu kadar y�ksek tevazua tahamm�l�m�z yoktur.� Atat�rk art�k iyice sinirlenmi�ti; sesini biraz y�kselterek cevap verdi: �Efendim; m�saade buyurunuz... Ortada tevazu filan yok... Ger�e�in ifadesi vard�r. Zat�alinize bir �eyi hat�rlataca��m; elbette dikkat etmi�sinizdir; ben �n�m�ze ��kan meseleler hakk�nda, her zaman uzun uzad�ya konu�ur, isti�arelerde bulunurum; herkesi s�yletir ve dinlerim. �tiraf edeyim ki, konu�ulacak meselelerin hal �ekilleri hakk�nda vaz�h bir fikre sahip olmadan m�zakerelere girdi�im olmam��t�r; bu konularda, ancak arkada�lar�m� yani sizleri dinledikten sonrad�r ki kanaate varm���md�r. Binaenaleyh tatbikatta oldu�u gibi, verilen kararlarda da hepimizin hissesi vard�r, bunu bilesiniz.� Biraz sustuktan ve d���nd�kten sora devam etti: ��imdi mevzuun as�l ince noktas�na geliyorum; beyefendi; i�eride ve d��ar�da �ahs�ma kar�� suikastlar tertip edilmesinin sebep ve hikmeti nedir; hi� d���nd�n�z m�? Bu tertiplerin pe�inde ko�anlar�n benimle bir �ahsi al�p veremedikleri mi vard�r? O da de�il... Sizin s�zlerinizin de onlar�n sakat muhakemesine uygun oldu�unu bilmem fark edebiliyor musunuz? �ok rica ederim beyefendi. E�er samimi iseniz; bu fikri kafan�zdan ��kar�n�z. Hatta b�yle d���nenlere rastlarsan�z, onlara da ayn� �eyi ihtar ediniz. Herkes milli vazife ve mesuliyetini bilmeli ve memleket meseleleri �zerinde o zihniyetle, d���n�p �al��may� itiyat edinmelidir.� Sonra sofradakilere d�nd�: �Efendiler,� dedi; �Size �unu s�yleyeyim ki, �nk�l�p�� T�rkiye Cumhuriyetini benim �ahs�mla kaim zannedenler �ok aldan�yorlar, T�rkiye Cumhuriyeti; her manas� ile, B�y�k T�rk Milleti�nin �z ve aziz mal�d�r. K�ymetli evlatlar�n�n elinde daima y�kselecek, ebediyen payidar olacakt�r. �imdi rica ederim art�k bu bahsi kapayal�m, bir daha da tekrar etmeyelim.� �nder, Mehmet; Atat�rk Konya�da, Ankara 1989, S. 100 Atat�rk bizden biridir. Ulusuyla b�t�nle�me y�neliminin en tipik g�stergelerinden biri de �u k�sa �yk�de belirlenir: �Cumhuriyetin onikinci y�l d�n�m� i�in bir s�ra d�vizler haz�rlanm��t�. Bunlar i�inde ��yleleri vard�: �Atat�rk bizim en b�y���m�zd�r�, �Atat�rk bu milletin en y�cesidir�, �T�rk Milleti as�rlard�r ba�r�ndan bir Mustafa Kemal ��kard�.� Listeyi dikkatle g�zden ge�irdi. Bunlar ve bunlara benzeyenleri �izdi. Hepsinin yerine �unu yazd�: �Atat�rk bizden birisidir.� Bano�lu, Age, S. 11 �zmir zaferinden sonra trenle Ankara�ya d�nm��t�. Vali daha �nceki istasyonlardan birinde kendisini kar��lama�a gitti: - Nerededir? diye sordu. - Daha giyinmedi. Dediler. Vali Atat�rk��n ahbab� idi. Biraz teklifsizli�e vurarak kompart�man kap�s�na kadar gitti: - B�sb�t�n ��plak de�ilsiniz ya efendim... dedi. - Hay�r ceketsizim. ��eri girdi Atat�rk: - Uyuyamad�m, dedi, battaniye yast�k koymam��lar. Koluma dayand�m, a�r�d�. Setremi yast�k yapay�m dedim, ���d�m. Uyuyamad�m kald�m. - Peki ama efendim ni�in haber vermediniz? G�l�mseyerek cevap verdi: - Hepside benim kadar uykusuzdurlar. Rahats�z etmek istemedim. Atay, Falih R�fk�, Baban�z Atat�rk, Bayrak, Atat�rk��l�k Nedir, Atat�rk Ne �di, �stanbul 1980, S. 106 - 107 Erkan-� Harbiye Mektebi�ni bitirir bitirmez, staj bahanesiyle �am�da V. Ordu Merkezi�ne s�r�lm��t�. O s�rada, mensup oldu�u s�vari alay�, Havran�da patlak veren bir isyan� bast�rmaya sevk edilirken, Mustafa Kemal, �am�da al�konmak istenmi�ti. Bu hareket, �ok a��r�na gitti. K�tas�yla beraber sevkini istemek i�in, alay kumandan�na m�racaat etti. Alay kumandan�: - Siz bu alayda stajyersiniz! Kumanda etti�iniz b�l���n as�l kumandan� vazifesi ba��na ge�mi�tir. Harekata o gidecektir. Zaten siz erkan�harp zabitisiniz. B�ylece �etin i�lere gelemezsiniz. Biz, sizi istirahat edin diye �am�da b�rakt�k. Merak etmeyin, maa��n�z verilecektir. Deyince b�sb�t�n sinirlenmi�. F�rka kumandan�ndan da bir �ey ��kmayaca��n� d���nerek, Ordu Kumandan� M���r Hakk� Pa�a�ya ba�vurmak te�ebb�s�nde bulunmu�, fakat onun taraf�ndan da kabul edilmedi�ini g�r�nce, arkada�� M�fit�le beraber, atlar�na binerek, habersizce, Havran�a gitmi�ler, harekata i�tirak ederek yararl�klar g�stermi�ler. �am�a d�n��lerinde, kar��la�t��� muameleyi bir t�rl� af ve hazmedemeyen Mustafa Kemal, bir g�n �ar��da dola��rken, tesad�fen girdi�i bir d�kkanda, tan��t��� -bu d�kkan sahibi- t�ccardan, -bilahare �orum mebusu olan- doktor Mustafa Cantekin ile ahbapl��� ilerletince, doktorun kendisine: - �htilal yapmak laz�m!.. Bu idareden ba�ka t�rl� kurtulunmaz. Ben T�bbiye�nin son s�n�f�ndayken bu emeli takip etti�im i�in hapse t�k�ld�m, sonra, i�te b�yle s�r�ld�m. Benim kafamda bir�ok arkada�lar var. Behemehal ihtilal yapmak laz�m. Bu yolda �lmekten bile �ekinmem!.. Deyince, Mustafa Kemal�in verdi�i cevap: - Hay�r, mesele �lmekle bitmez!... As�l, �lmeden evvel, idealimizi yaratmak, tahakkuk ettirmek ve yerle�tirmek �artt�r!.. Olmu�tu. Bu 1905 senesinde oluyordu. Ve o gece, orada, Mustafa Kemal, �� kafadar arkada��yla �nk�l�p yolundaki ilk ad�m�n� atarak, (vatan ve h�rriyet) cemiyetini kurmu�tu. Bano�lu, Age, S: 72-73 Japon Veliahd� gelmi�ti. B�y�k ve m�kellef bir ziyafet sofras�ndayd�lar. Atat�rk bir aral�k Japon tarihinden s�z a�t� ve bir meydan muharebesini anlatt�. Japon Veliahd� hayret etmi�ti. Atat�rk tarihten mitolojiye ge�ti ve yine Japon mitolojisinden konu�tu. Veliahd�n a�z� a��k kalm��t�. S�z edebiyata intikal etti. Gazi: - Japon �iirinin d�nya edebiyat�nda �ok b�y�k yeri vard�r... Diyerek me�hur Japon �airlerinden m�sralar okudu. Veliaht: Bunlar� nereden biliyorsunuz? diye soramad�. Fakat Atat�rk��n bilgi ve haf�zas�na hayran kalm��, onun esiri olmu�tu. Atat�rk hep b�yleydi. Herkesi kendine esir ederdi. Her �eyi planl�yd�. O, b�t�n bunlar�, veliaht gelmeden on g�n �nce terc�meler yapt�rarak ��renmi�, Japon Veliahd��na bu dersi vermeyi ve kendine hayran b�rakmay� kurmu�tu. Niyazi 116-117 Mustafa kemal, bu benzetmeyi reddetti ve: - �Napolyon, arkas�na bir s�r�, muhtelif milliyetteki insanlar� toplayacak macera aramaya ��kt�. Ve bunun i�indir ki yar� yolda kald�. Ben bir anadan, bir babadan gelen karde�lerimle kendi vatan�m� kurtarmak davas� yolunday�m. Ve bu muhakkak ki muvaffak olaca��m!� Cevab�n� verdi. Mustafa Kemal�in giri�ti�i m�cadeleyi hayret ve takdirle kar��layan Towsend, kendisine kar��s�ndaki d��man�n kudretini hat�rlatmak isteyerek: - �Siz m�cadeleye mecbur oldu�unuz d��man�n ne kadar kuvvetli oldu�unu hesaba katm�yorsunuz. Bu d��man�n size her vas�ta ile, oturdu�unuz odadaki e�ya, yeme�iniz ve her �eyinizle bir fenal�k yapabilmesi ihtimali bile vard�r,� dedi. Mustafa Kemal gayet sakin bir eda ile: - �Evet, kar��mdaki d��man�n �ok kuvvetli oldu�unu biliyorum. Fakat insaniyeti m�dafaa eden kimseler �l�mle tehdit edilmelerine ra�men �lmezler ve ebediyen ya�arlar!� Cevab�n� verdi. Sabaha kar�� m�zakere bitti�i vakit b�y�k bir hayranl�kla Mustafa Kemal�den ayr�lan Towsend, refakatindeki memur T�rk subay�na: - �Ben �imdiye kadar 15 h�k�mdar ve cumhurba�kan� ile �zel ve resmi konu�malar yapt�m. Bu geceki kadar ezildi�imi hat�rlam�yorum. Mustafa Kemal�de b�y�k bir ruh kudretinin esrar� var, � dedi. Bano�lu, Age, S:126 Dolmabah�e Saray��nda, bir ak�am Dr. Re�it Galip merhum, maarif meselelerini tenkit ederken, milli e�itim bakan� Esat Bey hakk�nda biraz sert bir lisan kullan�yor. Atat�rk: - �Re�it Galip, Esat Bey benim hocamd�r. Soframda hocam hakk�nda b�yle konu�man� istemem�. Deyince Re�it Galip teredd�ts�z: - �Buras� sizin de�il, milletin sofras�d�r. Vak�a biz sarayday�z ama, hocan�z sultan hocas� de�ildir. Cumhuriyette tenkit serbesttir, diye ba�lay�nca Atat�rk: - �Sofradan kalk! Emrini veriyor. Re�it Galip hi� ald�rmay�nca, Ata: - �O halde ben kalkar�m, diye sofray� terk ediyor. Sofradakiler de da��lmaya haz�rlan�rken, yaver �u emri getiriyor: - �Cumhurba�kan� hazretleri kendileri varm�� gibi sofran�n devam�n� rica ediyorlar�. Ertesi sabah Re�it Galip, Ankara�ya hareket ediyor. Fakat aradan �ok ge�meden Milli E�itim Bakan� oluyor. Bano�lu, Age, S:235 HALKIN NE�ES�N� H�� B�R ZAMAN BOZMAMALI Milli M�cadele�den sonra �zmir�i ziyaret ediyordu. Naim Palas otelinde bir ziyafette bulunuyorduk. Ba�ka bir otelin bah�esinde �alan bandonun derhal getirtilmesini emretti. Biraz sonra, kendisine, emirlerini ni�in yerine getirmedi�imi �u suretle izah ettim: - �Pa�am, halk bandonun etraf�na toplanm��, ne�e i�inde dans ediyor ve e�leniyor. Bunu bozmak istemedi�im i�in bandoyu getirtmedim. Af buyurunuz!� Bir an d���nd�. �isabet ettin, dedi. Hi� bir zaman ve hi� bir surette halk�n ne�e ve huzurunu bozmamak laz�m.� Bano�lu, Age, S:367 Ankara Hukuk Fak�ltesi�nin a��l���nda, Atat�rk �u hitabede bulunmu�tu: - �Cumhuriyetin m�eyyidesi olan bu ilmi m�esseseyi a�t���m �u anda duydu�um zevk-i maneviyi hi� bir te�ebb�s�mde duymad�m...� Bir ak�am yeme�i toplant�s�ndayd�. Kendisinin bu s�zleriyle, Nopolyon�un Saint-Helene�de s�rg�nde s�yledi�i s�zlerle kar��la�t�rmak istedim. - �Pa�am, dedim; Nopolyon da: (Hakiki zaferim, �imdiye kadar kazand���m 40�tan fazla meydan sava� de�ildir. ��nk�, bir zaferim var ki, onu hi�bir kuvvet silemeyecektir. O da, benim eserim olan ve ebediyen ya�ayaca��na inand���m Kanun-u Medeni�dir.) demi� ve hukuk anlay���n� d�nyaya ilan etmi�tir. Ama bir fark var: Siz hukuki d���ncenizi, bir askeri zaferden sonra ilan ediyorsunuz; Nopolyon ise bu s�zleri esaretle s�ylemi�tir. Binaenaleyh, onun samimiyetini beni ��pheye d���r�yor.� Pa�a: - ��ocuk, dedi. Tutuklu olmas�na ra�men belki Nopolyon da bu s�zlerinde samimiydi. Hukuk prensiplerini ihmal ve ihlal eden ve buna k�ymet vermeyen liderler, kurduklar� rejimi ya�atamazlar.� Bano�lu, Age, S:456 Atat�rk�e b�brek sanc�s� gelmeden, kendisini muayene eden doktor Profes�r Sabit Erdelhum anlat�yor. Atat�rk zahmet etti�inden dolay� kendisine te�ekk�r ettikten sonra: - �Bilgili muayene ve elkoymalar�n�za haz�r�m doktor!...� buyurdular. Muayeneleri bittikten sonra sordular: - �Nas�l buldunuz, doktor...� Te�hisim �z�c� de�ildi. Fakat kendilerine baz� baz� ���tlerde bulunmaya t�bbi zorunluluk vard�. Keyfiyeti kendilerine arzetti�im zaman, tatl� tatl� g�ld�ler ve bilhassa neyi ���tlemek istedi�imi sordular. Bu defa Gazi�ye ben sordum: - �Ak�amlar� iki �� kadeh atar m�s�n�z, pa�am...� Atat�rk bir s�re durdu, sonra gelerek �u cevab� verdi: - �Evet, al�r�m ama, sordu�unuz kadeh adedine bir s�f�r eklemek suretiyle...� Bu cevap beni endi�eye sevketmi�ti. �ki �� kadehin �n�ne s�f�r koydu�umuz zaman 20, 30 kadeh ederdi. Verilecek cevap ve ���d� tasarlamaya �al���rken Gazi sordu: - �Niye sustunuz, doktor...� �u cevab� verdim: - �Susmad�m, pa�am. �u k�sa s�kutum emin olun bir �z�nt� ifadesidir.� - �O halde doktor, kesin ���d�n�z� ��renmek isterim?� - �O halde, pa�am, m�saade-i devletinizle arz edeyim ki, o iki �� kadehin �n�ne konan s�f�ra izin veremeyece�im.� Boyunlar�n� b�kt�ler ve aynen ��yle dediler: - �Acayip!.. Demek bu ���tte direniyorsunuz?� - �Evet sayg� de�er pa�am, direniyorum.� - �Demek bu s�f�r ekleme meselesine isminiz gibi sabit kademsiniz?� - �T�p �yle s�yl�yor pa�am, emir ve irade sizin... Biz sadece t�bbi g�revimizi yap�yoruz.� ��te bu s�rada b�y�k Ata�n�n g�zleri �im�ek gibi bir defa �akt� ve bulundu�umuz odan�n duvarlar�nda dola�maya ba�lad�. Bir s�re sonra o emsalsiz bak��lar�n bir levhaya tak�ld���n� g�rd�k. Gazi Mustafa Kemal eliyle bu levhay� i�aret ederek: - �Evet doktor, dedi hakl�s�n...� Odadaki levhada �u c�mle yaz�l�yd�: - �Hak belledi�in yolda gideceksin.� Huzurlar�nda h�rmetle e�ildim ve tekrar teyyiden arz ettim: - �Evet pa�am, biz doktorluk g�revimizi yap�yoruz.� Beni b�y�k iltifatlar�yla mahcup eden kahramanlar kahraman�, sonralar� ��rendim ki bu kadehlere s�f�r koymamak bahsinde en ne�eli anlar�nda bile sofralar�nda bulunan zevata: - �Doktorluk g�revine kar��ma yok!...� buyurarak kadeh atmadan perhiz ederlermi�. Bano�lu, Age, S:457 Atat�rk�E �PA�A� D�YEN KAYMAKAM NASIL AZARLANDI. Atat�rk bir gece sabaha kar�� ani bir kararla ve habersiz olarak Alanya�ya ��km��t�. Sabah�n ilk saatleri... Be� ki�ilik bu gurup, s�cak bir �ey i�ecek, t�ra� olacak bir yer ar�yorlar. Bu s�rada bir jandarma eri, kendilerini tan�y�p kaymakam� durumdan haberdar ediyor. Kaymakam aya��na pantolonu, s�rt�na redingotu, ba��na melon �apkay� ge�irip ko�uyor. Fakat y�z� bir hayli t�ra�l�d�r. Heyecan ve �a�k�nl��� kaymakam�n her halinden bellidir. �imdi f�kran�n �z�n� say�n Ali K�l��tan dinleyelim: - �Kaymakam�n gayet sade ve samimi hali, heyecan ifade eden g�r�n��� Atat�rk��n pek ho�una gidiyordu. Atat�rk �ok keyifli ve ne�eliydi. Ara s�ra kaymakamla �akala��yordu. Bir aral�k kaymakam bir �ey anlatmaya ba�lad�. - �Pa�a hazretleri!...� Diye hitap ederken, Atat�rk: - �Kaymakam Bey, B�y�k Millet Meclisi�nin pa�al�k, beylik, efendilik gibi unvanlar� bir kanunla kald�rm�� oldu�unu biliyor musun? Sonra bizi g�stererek ilave etti: Bu arkada�lar milletvekilidir. ��i�leri bakan�ndan soruda bulunurlarsa ne yapacaks�n? Deyince, kaymakam bu �akay� da ciddiye alm�� ve: - ��u halde size ne diye hitap edeyim?� diye sormu�tu. Kaymakam�n bu hali Atat�rk��n �ok ho�una gitmi�, �ok g�lm��lerdi. Bano�lu, Age, S:478 �HT�SASA H�RMET ED�N EFEND�LER!.. Atat�rk�e son model bir radyo hediye edilmi�ti. O ak�am radyoyu dinlemek ister, fakat oradakiler kar��t�rd�k�a acayip sesler ��kar, bir t�rl� radyo i�lemez. Atat�rk Kenan Bey�i (Erginsoy) �a��rmalar�n� emreder. Kenan Bey gelir. Birazda tesad�f�n yard�m� olacak, radyonun d��mesini �evirir �evirmez g�zel bir melodi duyulur. Atat�rk: - �Efendiler�, der, �Bu radyo hepimize bir ders verdi. Her �ey, ancak uzman�n�n elinde k�ymet buluyor. �htisasa h�rmet edin efendiler!.. Bilgiye sayg� g�sterin!..� Bano�lu, Age, S: 546 Atat�rk��n asla kini yoktur. Bir kimseye ne kadar k�zarsa k�zs�n, bir s�re sonra affeder, onlar� unutur, bir daha tekrar edilmesini ile arzu etmezdi. Bu y�zden civar�ndakilerden bir�oklar� zaman zaman g�zden d��er, sonra yeniden affedilir, yeniden eski mevkiini al�rd�. Fakat, asla g�z yummad��� �ey, bir kimsenin ekme�iyle oynanmas�yd�. Yeni harflerin en b�y�k taassupla takip edildi�i bir devirde bir seyahati esnas�nda bir h�k�met b�rosuna girdi. A�t��� bir defterde ir deste eski harflerle yaz�lm�� notlar ve ka��tlar buldu. Defterin sahibi ya�l� bir memurdu. Atat�rk, hayat�nda ender rastlanan bir hiddetle memurdan ba�lad�. Amirde bitirdi, hepsini kovdu. D��ar� ��karken de: Bunlar mikroptur, efendim! Milli b�nyenin iyili�i nam�na temizlemeli!.. Diye ba��rd�. Ak�am oldu. Vilayet kona��nda bir ziyafet vard�. Bir aral�k s�z yine yeni harflere geldi. Atat�rk, valiye sordu: - �Bug�nk� yobazlara ne yapt�n?� Vali: - �G�revlerine son verdim, pa�am. Esasen �cretli hizmetlilerdi�. Atat�rk duraklad�. Sonra usulca: - �O olmad� i�te!...� dedi. �Bu adam kabahatli, muhakkak!.. Fakat, �olu�u �ocu�unun su�u ne?... Onlar� a� b�rakmaya hakk�m�z yok. Onu g�revine usulca iade et!.. Biz adamlar� cezaland�rmay�z, ama ekmekle oynamak do�ru de�ildir!...� Bano�lu, Age, S: 354 BASKIN, ZAFER ���N B�R�NC� ANAHTARDIR Olay, Harp Okulu�nda ge�mi�tir: ��retmen c�mlesini hen�z bitirmemi�ti ki, kap� birdenbire a��larak Atat�rk yanlar�nda yaverleri oldu�u halde s�n�fa giriyor. ��retmen: - �Kalk!..� diye ba��r�yor. B�t�n ��renci �elik yaydan f�rlayan ok gibi aya�a kalk�yor. Atat�rk yava� yava� k�rs� taraf�na giderek oturmalar�n� emrediyor. ��retmen, kendisini taktim ettikten sonra anlatt��� dersin konusunu k�saca izah ediyor. Atat�rk, geli�i g�zel bir ��rencinin yan�na oturuyor ve ��retmenin dersine devam etmesini istiyor. On dakikal�k bir zaman ge�iyor. S�n�f�n tavan�nda bir nevi al�c� ve verici tertibat bulunan ve do�rudan do�ruya okul komutan� odas�yla irtibatland�r�lm�� bir �e�it radyo i�lemeye ba�l�yor. (��renciler aras�nda ona espiyon ad� verilmi�tir.) g�r�lt�ler aras�nda okul komutan�n�n sesi duyuluyor: - �O k�s�mda hangi ��retmen var?...� ��retmen hemen cevap veriyor: - �Harp Tarihi ��retmeni Kurmay Bnb. ...� - �Atat�rk s�n�flara girdi�i zaman tekmil verilecek ve anlat�lacak ders k�saca kendisine izah edilecektir�. - Atat�rk �u anda s�n�fta bulunmaktad�r komutan�m!...� ��retmen cevap verince makina kapan�yor. Bu olaya Atat�rk hi� sesini ��karm�yor, ��retmende anlatmas�na devam ediyor. Lakin b�t�n ��renciler hayretler i�erisindedir. Nas�l olmu�tu da Atat�rk i�in bu kadar tertibat alan okul komutan�n�n O�nun geldi�inden haberi olmam��t�?... Biraz sonra okul komutan� da yava��a s�n�fa giriyor, kap� yan�nda ayakta duruyor. Korku ve heyecandan sapsar� olmu�tur. Atat�rk��n geldi�imden nas�l haberim olmad�, nereden ve nas�l geldi? Der gibi bir ��retmene, bir de ��rencilere �a�k�n �a�k�n bak�yor. Atat�rk a��r a��r oturdu�u s�radan kalk�yor ve k�rs�ye geliyor: - �Arkada�lar�, diyor. �Afyon taarruzunu bask�n ile nas�l kazand���m�z� ��retmeniniz size detaylar�yla anlatt�. Yunanlar alt� ayda ge�ilmesi imkans�z dedikleri mevzilerini alt� saatten daha k�sa bir s�rede yarmaya muvaffak olu�umuzun s�rr� bundan ba�ka bir �ey de�ildir... �u anda sizin yan�n�za geli�imde bir bask�n sonucudur. Bunun etkisini sizlere b�rak�yorum. Yaln�z �unu unutmay�n�z ki: �bask�n zafer i�in birinci anahtard�r.�� Bano�lu, Age, S:489 1924 y�l�n�n ilkbahar�ndayd�. Erzurum ve Pasinler de depremde bir�ok k�ylerin evleri y�k�lm��t�. Zarar g�ren halkla g�r��mek i�in Pasinler�e gelen ata, halk�n i�inden ihtiyar bir k�yl�y� �a��rd�: - �Depremden �ok zarar g�rd�n m�, baba?� diye sordu. Ata, ihtiyar�n ��phesini g�r�nce, tekrar sordu: - �H�k�met sana ka� lira verse, zarar�n� kar��layabilirsin?� �htiyar, K�rt �ivesiyle: - �Valle pedi�eh bilir�, dedi! Atat�rk g�l�msedi. Yumu�ak bir sesle: - �Baba, padi�ah yok; onlar� siz kald�rmad�n�z m�?� - �S�yle bakal�m, zarar�n ne?� - �Padi�eh bilir!...� Bu cevap kar��s�nda ka�lar� �at�lan Ata, kaymakama d�nd�: - �Siz daha devrimi yaymam��s�n�z!� dedi. Bu s�rada g�revini ba�arm�� insanlara �zg� a��r ba�l�l�kla ortaya at�lan tahrirat katibi: - �K�ylere genelge yollad�k pa�am�, dedi. Atat�rk��n f�rt�nal� y�z�, daha �ok kar��t�: - �O�lum�, dedi, �Genelgeyle devrim olamaz!...� Bano�lu, Age, S:352 Atat�rk��N EN SEV�N�L� DAK�KALARI Rahmetli Tahsin Uzer�in an�lar�ndan: Atat�rk, Trabzon�da b�t�n mallar�n� millete ba���lad��� g�nd�: - �Hayat�m�n, hat�rlayabildi�im en sevin�li dakikalar�n� ya��yoruz!� dedi. G�zlerini salonun i�inde dola�t�rarak ekledi: - �Y�llarca �nceden d���nd���m bu i�i, Trabzon�da tamamlamak mukaddermi�!...� Bano�lu, Age, S:567 D��MANIN �N�NDEN D��MAN G�B� GE�MEK �STER�M! Atat�rk bir torpido ile seyahat ediyordu. Gece olmu� ve geminin b�t�n ���klar� yak�lm��t�. Bir adan�n �n�nden ge�erken Atat�rk, gemi s�varisini �a��rd� ve ona �u emri verdi: - �Geminin b�t�n ���klar�n� s�nd�r�n�z!...� Emrin niteli�ini kavrayamayan kaptan: - �Aman Ata�m, bu ancak sava� ilan edilmi� memleketlere kar�� yap�lmaz m�?� diye kar��l�k verince, koca ata g�rleyiverdi: - �Bilmiyor mu zannediyorsun? Sana verdi�im emri yap! D��man�n �n�nden d��man gibi ge�mek isterim!...� Geminin ���klar� hemen s�nd�r�lm��t�. Faik T�rkmen, Bano�lu, Age, S:121 �cra vekilleri heyeti ba�kanl��� (ba�bakanl�k) konusunda bir konu�ma: Mustafa Kemal Pa�a beni meclisteki odas�na davet etti: - �Rauf karde�im� dedi. �Ni�in kabul etmiyorsun? G�r�yorsun ki meclis senin �zerinde duruyor. Ba�ka birini se�mek istemiyor. Anar�i olacak. Kabul etmeyi�inin sebebi nedir.� - �S�yleyeyim pa�am�, dedim. �Ben bu g�revi kabul edersem, sen yine benim i�ime kar��acaks�n. Bende buna katlanamayaca��m ve �ekilmek zorunda kalaca��m. Halbuki, benim iman�m, bu ordular�n ba��nda bu milletin kurtaraca��n merkezindedir. Bu y�zden seninle anla�mazl��a d��meyi kesinlikle kabul edemem.� Mustafa Kemal son derece samimi bir davran��la: - �Karde�im, ben namussuz muyum?� deyince hayret ettim. - �Ben b�yle bir �ey s�ylemedim.� - �O halde, sana namusumla s�z veriyorum; Heyeti Vekile Reisleri�ni (Ba�bakanl��a) kabul et, h�k�met kur senin hi�bir i�ine kar��mayaca��m.� dedi. Ger�ekten dedi�ini yapt�. Ar�burnu, Kemal; Atat�rkten Hat�ralar, Ankara 1976 S: 305 Sava��n ortalar�nda Binba�� Yakup Cemil (Bab�ali bask�n�nda Naz�m Pa�a�y� �ld�ren) sava��n k�t� y�neltilmesinden ve memleketin felakete gitmesinden dolay� bir h�k�met darbesi yapma�a giri�ti. O gece Enver Pa�a�y� �ld�recekti ve kuraca�� h�k�met Mustafa Kemal Pa�a, Harbiye Naz�r� (Mili Savunma Bakan�) ve Ba�komutan Yard�mc�s� olacakt�. Bir arkada�� h�k�mete s�r vermi�, Yakup Cemil idam edilmi�ti. Atat�rk bana demi�ti ki; Yakup Cemil, giri�imini ba�arsayd�, ben yine g�revi kabul ederdim. Fakat Harbiye Naz�r� olunca ilk i�im Yakup Cemil�i kur�una dizdirtmek olurdu. Ar�burnu, Age, S: 306 �cra Vekili Heyeti Reisi (Ba�bakan) s�fat�yla Lozan�da Delegeler Kurulu Ba�bakanl����na tebrik telgraf� g�nderdikten sonra ertesi g�n Meclis Ba�kan� Ali Fuat Pa�a (Cebesoy) ile birlikte, �ankaya K��k��ne giderek, Mustafa Kemal Pa�a ile bulu�tuk. Yeme�i orada hep birlikte yedik. Sofrada Latife (U�akl��il) han�mda vard�. Bar�� sorunlar� konu�urken, Pa�a: - �smet (�n�n�) de Londra�dan yola ��km��, geliyor, deyince, g�l�mseyerek: - Evet �yle... Ben de m�saadenizle gidiyorum, dedim ve anlatt�m: - Lozan�da yazd��� telgraflar ve ald��� durum dolay�s�yla, konu�tuklar�m�z belli... Ger�i onun yaln�z beni de�il, ta�lamalar�na sizi de, bakan arkada�lar� da ama� edindi�i ve zaman icab� bunu ho� g�rmemiz gerekti�ini s�ylemi�tiniz ama, ben ne olursa olsun, bir daha �smet Pa�a ile y�zy�ze gelmem ve art�k onunla imkan� yok �al��amam. Bar�� antla�mas�n� imzalam�� oldu�u gibi, bunu uygulama i�ini de ona b�rakmak do�ru olur d���ncesindeyim. Mustafa Kemal Pa�a �a��rd�: - Demek onu kar��lamaya gelmeyeceksiniz? - Hay�r, dedim. Beni mazur g�r�n, bunca yersiz ta�lamalar�ndan sonra, art�k �smet Pa�a ile kar�� kar��ya gelemem... Yar�n Sivas�a se�im b�lgeme gidip biraz dinlenece�im. Zaten Meclis�te yok... �z�ld� ve gayet samimi g�r�nen, yumu�ak bir sesle: - Rauf�u�um, dedi, ne s�yleyeyim bilmem ki, hakl�s�n... Bu �evre adam� ahl�ks�z yap�yor. - Pa�am, �z�lme, dedim, bir d�z�ne ahl�kl� adamla sen bu memleketi kusursuz y�netirsin. Bu, Mustafa Kemal Pa�a ile son g�r��memiz oldu. Sofradan kalk�nca, biraz ayak�st�, fakat art�k bu konulara de�inmeden, g�r��t�k ve kucakla�arak vedala�t�k. Ar�burnu, Age, S:306-307 Mustafa Kemal, Birinci D�nya Sava���nda �anakkale, �ngiliz ve Frans�z donanmalar� taraf�ndan zorland��� zaman �stanbul�u kurtard�ktan sonra bu kurtulu�un ge�ici oldu�una inan�yordu. Almanya�n�n yenilgiye u�rayaca��na ve onun yan�nda T�rkiye�nin de tehlikeye d��ece�ini anlam�� bulunuyordu. Bunun i�in Almanya yenilmeden �nce Osmanl� Devleti�nin tek ba��na bar�� yapmas� �aresini d���n�yordu. Mustafa kemal bir g�n bu nedenle o zaman bahriye naz�r� olan Cemal Pa�a ile g�r��m�� ve amac�n� anlatm��t�r. Cemal Pa�a, bunun nas�l yap�labilece�ini sorunca, benim elimde bir ordu var, d��man� buradan kovan d��manlar gerekirse �stanbul �zerine y�r�r, problem halledilir, demi�tir. Cemal Pa�a ba�lang��ta buna uyar gibi g�z�km��t�r. Yaln�z ba��na yar�� yapabilmek i�in de�i�ikli�i olacakt�. Yeni h�k�mette Cemal Pa�a Sadrazam, (Ba�bakan) Mustafa Kemal Harbiye Naz�r� (Milli Savunma Bakan�) olacakt�. Y�netimde devrim yap�lacakt�. Bu bi�imde aralar�nda s�zle�tikten sonra Cemal Pa�a korkmu�, verdi�i s�zden d�nm��t�r. S�z�nden d�nmekle beraber olay� Harbiye Naz�r� Enver Pa�a�ya duyurmu�tur. Mustafa Kemal bundan �ok s�k�lm��, hatta k�zg�nl���n� yenemeyerek Cemal Pa�a�y� d�elloya davet etmi�tir. Mustafa Kemal, Cemal Pa�a�dan �z�r dilemesini istiyor. Ko�ullar�n� s�yl�yor. Kar��t bir durumda rast geldi�i yerde Cemal Pa�a�y� vuraca��n� s�yl�yor. Olay bu durumda olunca Enver Pa�a da durumdan memnun olur. Gerek Mustafa Kemal�i, gerek Cemal Pa�a�y� kendisine rakip olarak g�rd��� i�in her ikisinden de bu suretle kurtulaca��n� hesap ediyordu. Bu durumda Mustafa Kemal�in eski arkada�� Fethi Bey (Okyar) araya giriyor. Cemal Pa�a, Mustafa Kemal�den �z�r dilemeye raz� oluyor. Mustafa Kemal, Beyo�lu�nda Perapalas oteline geliyor. Belirli bir saatte Cemal Pa�a da orada bulunur. Mustafa Kemal�in saptad��� ko�ullar �er�evesinde kendisini kabul ediyor. Olay bu suretle kapan�yor. Gazi, yukar�da not halinde kaydetti�im an�lar�ndan s�z ettikten sonra kendisine �u soruyu sormu�tu: - �Pa�am, �ayet cemal pa�a verdi�i s�zde durmu� olsayd� ne yapacakt�n�z?� �u cevab� verdi: - �H�k�meti de�i�tirecek, hemen itilaf devletleri ile iyi ko�ullar alt�nda bar�� yapacakt�m. Bu suretle sonradan ba��m�za gelen felaketlerin �n�ne ge�ecektim. O zaman yaln�z bir bela kalacakt�. O da saltanat ve sultanlar belas� ve o belay� da kesinlikle memleketin ba��ndan atacakt�m. Fakat onun i�in ba�ka t�rl� bir yola ba� vuracakt�m�. Ar�burnu, Age, S:307-308 Erzurum Kongresi s�ralar�nda bir konu�ma esnas�nda: Ajans�tan Erzurum�a yeni atanm�� olan ve bir ka� g�n �nce padi�ah taraf�ndan kabul edilen kendisine direktif verilen Re�at Pa�a�n�n �stanbul�dan hareket etti�ini yaz�yordu. Bu haber Mustafa Kemal Pa�a�y� d���nd�rd�. Biraz sonra oradaki arkada�lar�na Re�it Pa�a�y� tan�y�p, tan�mad�klar�n� ve nas�l bir adam oldu�unu sordu. Yeni valiyi i�imizden yaln�z S�leyman Necati tan�yordu. Re�at Pa�a�n�n 1912�de Erzurum�da bulundu�unu ve o zaman bile t�kenmi� bir ihtiyar oldu�unu s�yleyerek Pa�a�dan ni�in merak etti�ini ��renmek istedi. Mustafa Kemal Pa�a k�saca: - �E�er i�imize zarar verecek bir adamsa, Trabzon�dan �stanbul�a geri �evirelim, ba��m�za i� a�mas�n� dedi. Bu konu�ma toplulu�u aras�nda bulunan eski te�kilat� mahsusa �etincili�inden ve mollal���ndan kinaye olarak Piyerlermit takma ad�n� ta��yan Rize �yesi Hoca Necati at�larak, � pa�am, �z�lmeyin. Gerekirse kopda��nda temizleriz� dedi. Mustafa Kemal ac� bir k�zg�nl�kla: - �Hocam ne diyorsunuz? Kuttai tariklik (yolkeserek) ederek adam m� vurduraca��z? Bu memlekette h�k�ms�z vatanda� �ld�r�lemez. Vatanda� ancak mahkeme karar�yla cezaland�r�l�r. Devlet adam�n�n b�yle d���nmesi laz�m� kar��l���n� verdi. Ar�burnu, Age, 308-309 Serbest F�rka zaman�nda: Gazi: - Fethi (Okyar) Bey, S�reyya (�lmen) Pa�a�y� partinize ald���n�za �ok memnun oldum; kendisi hem �ehirci, hem te�kilat��d�r, buyurdular. Ondan sonra bana d�nerek: - Bak, ben, cumhurba�kan� olarak tarafs�z�m. Bir partinin ba��nda pek say�n arkada��m ismet pa�a hazretleri bulunuyorlar. Di�er partinin ba��nda pek say�n arkada��m Fethi Beyefendi bulunuyorlar. Bu iki parti birbirleriyle �arp��acak, birbirlerini kontrol edecek, birbirleriyle m�cadele eyleyeceklerdir. Lakin d�nyaya kar�� da: �T�rkiye�de de bir siyasal e�itim mevcut oldu�unu� kan�tlayacaks�n�z, buyurdular. Ondan sonra, sofrada bulunanlara hitaben: - �Bak�n�z! Ben, cumhurba�kan� s�fat�yla bu iki partiye kar�� tarafs�z kalaca��m, dediler. ��kr�, naili ve Abdurrahman Nazif pa�alara da: - �Ordu; siz de benim gibi daima tarafs�z kalacaks�n�z; bu iki partinin m�cadelelerine kar��mayacaks�n�z�, buyurdular. Ar�burnu, Age, S:310-311 (Dadayl� Halit Bey) adl� an�lardan: Birg�n sofrada uzun s�ren konu�malar ve fikir yoklamalar� s�ras�nda, Atat�rk, yan�nda oturttu�u Eski Maarif Naz�r�, koyu ittihat��lardan �zmit Milletvekili ��kr� Bey�le de konu�mu� Halit (Dadayl�) Bey�in de bulundu�u bir yerde bu g�r��menin gidi� bi�imini anlatan ��kr� Bey; f�rsattan yararlanmak, demokrasinin gereklerinden, Frans�z b�y�k devriminden ve h�rriyet ve millet egemenli�i prensiplerinden, Bunlar�n Frans�zlar �zerinde yapt��� olumlu etkilerden s�z ederek, �rt�l� olarak bizde de b�yle olmas�n� diledi�ini s�ylemek istemi�. Bunun �zerine cumhurba�kan� Atat�rk��n cevab� �u olmu�: - �Sen, beni Frans�z Cumhurba�kan��na benzetmek istiyorsun. Ben M�sy� Dumerg olmak istemem. Millet ve memleket y�netiminde neye gerekli g�r�l�rse onu yapar ve yapt�r�r�m. � Arburnu, Age, S:311 �B�t�n bu b�y�k ba�ar�lar�n nedeni olan Mustafa Kemal Pa�a�y� g�rmek hevesi, gayet tabii olarak, herkeste uyanm��t�. 29 Ekim 1923�de cumhuriyetle y�netim ilan edilmi� oldu�undan, her ilin halk� gibi, �stanbul halk� da, ziyaretini g�zl�yordu. Fakat, �stanbul halk�n�n bu istek ve arzusu bo�a ��km��t�. Mustafa Kemal Pa�a, binmi� oldu�u Hamidi�ye Kruvaz�r��nden inmeyerek, top selamlar� alt�nda bo�azdan Karadeniz�e ��karak, �stanbul halk�n� �z�nt�l� bir durumda b�rakm��t�r. Hatta, bir �ataya binerek, Hamidiye�nin arkas�ndan ko�an �ehremini doktor Emin (Erkul) Bey�i bile kabul etmemi�tir. Memlekete ve devlete bu kadar bu kadar b�y�k hizmetler etmi� olan bir zat� yak�ndan g�rmek m�mk�n olmam��t�. Cumhurba�kan�n�n bu hareketinden en �ok �z�lenlerden biri de, elbette bendim. Kendimi adeta zaptedemiyordum. Doktor Emin Bey�in, belediye ba�kan� s�fat�yla, cumhurba�kan� �stanbul�dan ge�mesi dolay�s�yla, �stanbul halk�n�n has�l etti�i has�l ve ��kran� halk ad�na bir telgrafla Ankara�ya arz ve bildirdi�i s�rada, ben de, samimi bir hissiyat ile, ��i�leri Ba�kan� Recep Bey�e �u telgraf� �ektim: ��i�leri Bakan� Recep Peker Beyefendi�ye Bug�n �stanbul halk� ad�na Belediye Ba�kan� taraf�ndan �ekilen telgrafa ben kat�lm�yorum. ��nk�, cumhurba�kan� hazretleri halk�n �n�nden ge�erken halk� selamlamam��t�r. Doktor H�seyin Suat (Yal��n) Bey�de d���nceme kat�larak, ayn� anlamda ayr�ca bir telgraf da o �ekmi�ti. �stanbul bas�n� bu telgraftan derhal haberi olarak telgraf�n metinlerini aynen gazetelerde yay�nlad�lar. Birka� g�n sonra, cevap olmak, �zere, Ankara�dan gelen bir telgrafta ��yle denmekte: �Ali Haydar Mithat ve Doktor H�seyin Suat (Yal��n) nam�na zatlar�n kendilerini selamlamad���mdan dolay�, belediye ba�kan�n�n, halk nam�na olan telgraf�na kat�lmad�klar�n� i�i�leri bakan�na telgrafla bildirdiklerinden haberdar oldum. �stanbul�dan ge�erken binmi� oldu�um gemi, usul� dairesinde �stanbul ve say�n halk�n� selamlam��t�r. E�er, ali haydar Mithat ve H�seyin Suat ad�ndaki ki�ileri selamlamam�� ise, onlar� ger�ekten selamlanma�a yara��r bulmamalar�ndan ileri gelmi�tir. � Ar�burnu, Age, S:312-313 Gazi, memlekette yap�lan iyi i�lerden s�z eden bir zat�n : - �Pa�am, halk b�t�n bu iyi �eyleri sizin eserinizdir diyor� s�z�ne kar��: - �Evet; halk b�t�n iyili�i benden bildi�i gibi, b�t�n fenal�klar� bana y�kl�yor� buyurmu�tur. Ar�burnu, Age, S:313 Kas�m 1918: Y�ld�r�m ordular� grubu komutanl���ndan �ekilip �stanbul�a geldi�i zaman, ilk defa, O�nu Meclisi Mebusan�da g�rm��t�m. �zzet Pa�a kabinesi �ekilmi�, yerine Damat Ferit gelmi�ti. Ahmakl��� m� hainli�inden, yoksa hainli�i mi ahmakl���ndan daha �st�n oldu�unu saptamak kolay olmayan kozmopolit tatl�su frengi ruhlu Sadrazam M�tareke H�mlerinin �i�nenmesine ses ��kartmak ��yle dursun, galip devletleri buna adeta k��k�rt�yordu. Meclis, �mitsizlik ve tefrika i�inde idi. Toplant�larda, �ubelerde, koridorlarda, enc�menlerde sava��n ve yenilgisinin sava� y�llar�ndaki suiistimallerin sorumlular� ve kabahatlileri etraf�nda fakat sonu�suz ve bo�una tart��malar y�r�t�l�yordu. Kurtulu� yolunu aramay� d���nen kimse yoktu. Bu kara g�nlerin birinde, sivil giyinmi�, sar���n, �elik mavi g�zl�, zarif, narin fakat enerjik bir adam, milletvekillerine: - �Ben Harbiye Naz�r� (Milli Savunma Bakan�) olsayd�m, durumu kurtaracak tedbirleri hemen al�rd�m. �yle sizin zan etti�iniz gibi her �ey bitmi�, hi�bir �mit kalmam�� de�ildir�, diyordu. O zaman milletvekillerinin �o�u bu �elik iradeli adam� tan�m�yorlard�; o kadar ki, baz� milletvekilleri, O�nun bu s�zleri mevkii ve ikbal h�rs�na ba�l�yorlard�. - �Kim oldu�unu s�yl�yordu Anafartalar kahraman� Mustafa Kemal Pa�a. Ar�burnu, Age, S:317-318 Atat�rk VE B�R�NC� D�NYA SAVA�I Atat�rk anlat�yor: - �Ben Birinci D�nya Sava���nda m�ttefiklerimiz i�in iyi sonu� verece�ine g�venemiyordum. Fakat olup bittiden sonra bulundu�um cephelerde sava�� ba�ar�ya ula�t�rmaya �al��t�m. Di�er cephelerde ise sanki tersine yar��ma vard�. Ba�komutan vekili her hareketinde bir ordu gibi... O ve arkada�lar� daha evvel T�rk milletini ve ordusunu ola�an d��� bir duruma sokmu�lard�: bu anla��lmaz durum ordunun yabanc� askeri kurulun elini terk tevdi edilmesidir. Bu g�r�� a��s�ndan Almanlar� ve alman askeri kurulunu ele�tirmek istemem. As�l ele�tiriye lay�k olanlar bittabi devlet ba�kan�m�z ve �zellikle devlet adamlar�m�zd�r. T�rk Ordu�sunun aciz ve kabiliyetsiz oldu�u kan�s�yla o kurulu, ayaklar�na kadar giderek ve rica ederek memleketimize davet eden onlard�r. Bu kurulla T�rk Milleti�nin yeteneksizli�inden ve beceriksizli�inden a��k s�retle bahsedilmi�, kendilerine hemen hemen gelip bizi adam etmeleri �nerilmi�tir. B�yle bir ba�vurma ile gelen kurul, dahil oldu�u �evre ve �evreye hakim olanlar� aciz, hatta haysiyetsiz kabul ederlerse mazur g�r�lebilir. Ben, ordunun kay�ts� �arts�z, b�t�n s�rlar� ile, alman askeri kuruluna verilmesinden �ok �z�nt�l�y�m. Daha kara verilmezden evvel, rastlant� olarak bu olaydan haberdar oldu�um vakit, sesimin eri�ebilece�i makamlara kadar kar�� gelmeyi g�rev saym��t�m. Yaln�z bilm�nasebe bu zemin �zerinde m�davele-i efkar etti�im dostlar�mdan biri ki o zaman Erkan� Harbiye-i Umumiye�den en y�ksek makamlardan birini i�gal ediyordu. Bana g�ya son derece samimi davranarak dedi ki: - �Arkada�, bizim becerimiz senden �oktur; vak�a seni hissiyat ve hayalata sevkeden �ey, memleketine ve milletine a�k�nd�r, ama d���nm�yorsun ki, bu memleket ve halk senin hararetli zannetti�in kadar lay�k m�d�r? Bizim ba��m�zda pek b�y�k adamlar var; sen hen�z onlarla konu�mam��, onlar�n tecr�beli g�r��lerine g�r��lerini �evirmemi� ve memleketin her taraf�ndaki ba�ar�lar�n gizlili�ini anlayamam��s�n. E�er bir defa kendileriyle g�r��erek, ayn� fikirleri kabul etmekte bizden daha ileri gidece�ine ku�ku yoktur!� - �Kimlerden s�z edildi�ini pekala anlam��t�m; fakat do�rulamaya gerek g�rmedim. B�y�k bir yanl��l�k i�inde bulunduklar�n� s�ylemekle yetindim. Kar��mdaki b�y�k sava�ta �lm��t�. O zaman kendini y�ksek hayallerin sahibi gibi tasavvur etmekten ileri gelen bir heyecan i�inde idi�, diyordu ki: - �Evet �ok �eyler yapacaks�n�z;: fakat yapaca��n�z �eyler korkar�m ki, memleketi ��kar�lmaz bir girdaba sokmaktan ba�ka bir �eye yaramayacakt�r. E�er ben ve benim gibi d���nenler o g�n hayatta bulunursak, sizin bug�n ki s�zlerinizi be�enerek anmayaca��z. Temenni ederim ki, ��k�lmaz g��l�k i�inde b�rakmay�n�z. Kar��mdaki, s�zlerimdeki ger�e�e ve samimiyeti anlamam�� g�r�nerek: - �Merak etme karde�im!� dedi... Ar�burnu, Age, S: 324-326 ��i�leri bakan� ��kr� Kaya, �anakkale b�lgesini denetlemeye giderken Atat�rk ��yle diyor: - ��anakkale�yi ziyaret etti�in zaman aziz �ehitlerimizi de ziyaret edeceksin. Bu g�revi yapaca��na ku�kum yok. Yaln�z nas�l bir nutuk s�yleyeceksin! Ben s�yleyeyim; burada yatan aziz �ehitlerimiz sizi, sayg� ile an�yoruz, diyeceksin. Mehmet�ik an�t�n�n ba��nda hat ve huzur i�inde yat�n�z, diyeceksin. Siz, olmasayd�n�z, siz g��s�n�z� �elik kalelere siper etmeseydiniz, bu bo�az a��l�r, �stanbul al�n�r, vatan topraklar� istilaya u�rard�, diyeceksin�. - �Evet, b�yle konu�aca��m!� - �Hay�r, hay�r!.. Sen b�ylenin �st�nde �ok daha ba�ka konu�acaks�n. Orada, �anakkale�de yaln�z bizim �ehitleri de�il, o toprak �zerinde kan� d�k�len insanlar� da o kahraman sava���lar� da sayg�yla, anacaks�n!� - �Pa�am, ben bunu yapamam, ��nk� bu s�zler ancak sizin s�yleyebilece�iniz y�ksek s�zlerdir�. - �S�yleyeceksiniz! �anakkale�den d�nyaya kar�� b�yle konu�acaks�n�z. Senin b�yle konu�man gerek!� (Atat�rk��n, o gece ��kr� Kaya�ya verdi�i notta �u c�mleler belirtiliyor.) �Bu memleketin topraklar� kanlar� d�k�len kahramanlar! Burada bir dost vatan topra��ndas�n�z. G�n�l rahatl��� i�inde uyuyunuz. Sizler, Mehmet�iklerle yanyana, koyun koyunas�n�z. Uzak diyarlardan evlatlar�n� sava�a g�nderen analar! G�zya�lar�n� dinlendiriniz. Evlatlar�n�z, bizim ba�r�m�zdad�r. Huzur i�indedirler ve huzur i�inde uyuyacaklard�r. Onlar, bu toprakta canlar�n� verdikten sonra, art�k bizim evlatlar�m�z olmu�lard�r.� (��kr� Kaya, topra��nda yendi�i milletlere kar�� g�sterdi�i y�ksek insanl�k duygular�n� anlatan c�mleleri, �anakkale�de s�yl�yor. Ankara�ya d�n�yor.) Me�er, Mehmet�ik An�t��n�n ba��nda s�ylenen bu s�zleri not eden bir ka� yabanc� gazeteci varm��. Onlar bu s�zleri gazetelerine bildiriyorlar, nutuk d�nyaya yay�l�yor. Ve aradan hafta ge�miyor. ��kr� Kaya�ya telgraflar ya��yor. Ta Avustralya, Yeni Zelanda�dan, g�nlerce sonra mektuplar geliyor. G�zleri ya�l� analardan, karde�lerden, askerlerden... ��kr� Kaya, bu konu�mas�ndan dolay� kutlan�yor, alk��lan�yor. Ar�burnu, Age, S:326-327 Milli M�cadele hen�z birmi�, ordular�m�z Meri� s�n�r�na dayanm��t�. �ankaya�da oturuyorduk. Atat�rk��n Selanik�te �ocukluk arkada�� Nuri Conker dedi ki: - �Pa�am ne duruyorsun? Her �ey elinizde. Selanik�teki eviniz bo� duruyor. Bir s�z�n�zle orada oturabilirsiniz; size kim engel olabilir?� Atat�rk, hepimizin y�z�ne bakt� ve �unlar� s�yledi: - �B�yle bir hareket b�t�n Avrupa�y� aleyhimize birle�meye sevkeder. B�y�k bir m�cadele iyi bir bi�imde sona erdi. Tehlikeli bir maceraya at�lamam.� Ar�burnu, Age, S:195 Atat�rk, �zel hayat�n�n b�t�n tesad�flerinde kad�na cemiyet i�inde lay�k oldu�u �nemin verilmesini istemi�ti. Bunun bir �ok �rnekleri vard�r. Anlataca��m�z olay�n kahramanlar�ndan baz�lar� ya�amakta olduklar�ndan ve Atat�rk��n �zel hayat�na dair yaz�larda isimlerden �ok, olaylar�n ehemmiyeti oldu�undan, biz isimleri rumuz olarak kaybetmeyi m�nasip g�r�yoruz. Atat�rk��n, kocas�n� tan�d��� bir bayan (�) bir g�n: - Pa�am, dedi, kocam beni bo�uyor. Bu ya�tan sonra, yeti�mi� �ocuklar�n anas� olarak ben ne yapabilirim ve bu �zd�raba nas�l tahamm�l edebilirim?... Kad�n hakl�yd� ve hayat�n� uzun uzun anlamas�na l�zum yoktu. Zira Ata, (K) Bey�i, b�t�n hususiyetleriyle biliyordu. ��nk�, maiyetinde bulunuyordu ve parlak da bir mevkii vard�. Atat�rk, bayan� teselli etti, teess�r duymamas�n� bildirdi. Bay (K), Ata�n�n huzuruna ��kt��� vakit, Ata, kendisine �zg� ve anlaml� bir hitapla: - (K), dedi, sen kar�n� bo�uyormu�sun, do�ru mu? Ata�n�n hadiseden haberdar olu�u, Bay (K)�yi bir anda �a��rtt�. Fakat, kendini �abuk toplad� ve pek tabii inkar edemedi. - Evet, dedi, do�ru. - Buna neden l�zum g�rd�n? - ... Bay (K) bu suale ne cevap verse, haks�zd�. Zira, g�rd��� l�zum manas�zd� ve cemiyet hayat�m�z� bozan ge�ici ve fazla servetin verdi�i bir ��mar�kl���n sonucuydu. - Cevap versene, nede l�zum g�rd�n?... Kar�n�n bir kabahati mi vard�? - Hay�r pa�am, hi�bir kabahati yok. - Peki, o halde? Ata�n�n meseleyi, ciddi olarak ele alm�� oldu�unu hisseden Bay (K), Ata�n�n �ahs�ndan o zamana kadar g�rd��� iyi muameleden cesaret alarak: - Pa�am, dedi, siz de Latife Han�m�� bo�ad�n�z dedi. Bay (K)�n�n bu s�z� b�y�k bir bulu� telakki etmi�ti. �leri s�rece�i b�t�n nedenleri Ata ��r�tebilirdi, fakat bu dedi�i, Ata�y� , meseleyi fazla kurcalamaktan al�koyabilirdi. Bay (K), bu s�z� ile ne derece gaflete d��m�� oldu�unu biraz sonra deh�etle ��reniyordu. Ata, kar��s�ndakinin g�sterdi�i bu cesarete, dudaklar�nda has�l olan �im�ek gibi bir g�l�msemeyle mukabele etti ve sordu: - Sen ne kadar y�l �nce evlenmi�tin? - ... Y�l �nce. - O zaman neydin? - ... - Mebus muydun? - Hay�r. - Bug�nk� kadar ��hretin? - Hay�r... - Ve tabii o zaman y�rt�k �oraplar�n� yamat�yordun. Kirli g�mleklerini y�kat�yordun. Fakat ben, evlendi�imiz zaman neysem, ayr�ld���m�z zaman da oydum. Beyimize gelince, ��hret, servet ve sonra y�llar y�l� kahr�n� �eken �ocuklar�n�n anas�n� defedecek, daha ba�ka, gen� ve g�zel bir k�zla evlenerek ya�ayacak?!.. Hay�r i�te bu olmaz!.. Ama oldu, (K), e�ini bo�ad�, gen� bir kad�nla evlendi. N. B. A, Bano�lu Age, S: 17 - 18 ATA, �MERHABA ASKER!"� NE ZAMAN S�YLED�? Atat�rk��n Selanik�te kola�as� bulundu�u s�ralarda ge�en bir hat�ras�n� anlataca��z. Yaln�z, bu hat�ray� ba�lamadan �nce, bir noktaya ehemmiyetle de�inmek istiyoruz. Atat�rk, uluorta tesad�flerle de�il, b�t�n hayat�n� bu memleketin ve bu milletin h�rriyetine vakfederek y�llar ve y�llarca m�cadele ettikten sonra T�rkiye�yi bug�nk� uygar d�zeye ula�t�rm��t�r. Anlataca��m�z �ok k�ymetli hat�ra, bunun en canl� �rne�idir. Bu olay�, Milli M�cadele�de emsalsiz hizmetleri ge�mi� bulunan Ziya K�l��tan dinledik ve ilk kez ne�rediyoruz. Ziya K�l��, bu olay� ��yle anlatm��t�r: 1910 (1326) y�l�nday�z. Be�inci kolordu Erkan-� Harbiyesi�ne M�lhak Kola�as� Mustafa Kemal de Selanik�te bulunuyordu. Be�inci kolorduya mensup 38. Merkez alay� kumandan� miralay saadettin bey tedavi i�in �stanbul�a gidiyor ve izin al�yor. Sadettin Bey�in kimi vekil b�rakaca��n� herkes merak etmekteydi. Biz ve kumandanlar, bu merak i�indeyken, hayretle g�rd�k ve ��rendik ki, kola�as� Mustafa Kemal, kendisine vekalet edecektir. Hayret ettik. ��nk� Mustafa Kemal k�demli y�zba��yd�, halbuki kendisinden �ok �st�n r�tbede olanlar vard�. B�y�k r�tbeli subaylar�n bu hayretleri �abuk ge�ti ve yerine b�y�k bir merak ba�lad� . Mustafa Kemal, kendisini son derece sevdirmi�ti. Onun, �ehir i�indeki baz� jestleri, herkesi kendisine ba�lam��t�. �imdi, onun i� ba��na ge�mesini merak ediyorduk. Alay�n teslim al�n�� g�n�n�, tarihimizin m�him bir d�n�m noktas� olarak kabul etmemiz laz�md�r. O g�n, Atat�rk , beyaz bir ata binerek gelmi�ti b�t�n g�zler ondayd�, alay�n �n�nde k�l�c�n� �ekerek selam vaziyeti ald�. Sonra at�ndan s�ratle yere atlad�. �imdi: - Selam�n Aleyk�m asker! demesini bekliyorduk. Fakat hi� beklemedi�imiz bir durum vukua geldi: - Merhaba asker!.. Bu, ilk defa vaki olan bir olayd�. Askerler, nas�l kar��l�k vereceklerini bilemiyorlard�. Bu bir ka� saniyelik s�kutu, �stanbullu askerler doldurdular: - Merhaba beyim!.. Ordu, ilk defa bir kumandandan (merhaba asker!) selam�n� al�yordu. Mustafa Kemal, alay� teslim ald�ktan sonra sert bir sesle, �rahat!� emrini veriyor sonra b�l�k kumandanlar�ndan birine yakla��yor. B�l���n� derin kol ile hareket ettirerek tak�m kolunda kendisine cephe almak �zere sevk etmesini emrediyor. Bano�lu, Age, S: 31 �ngilizler �anakkale�de Anafartalar grubunu ma�lup edip de cepheyi s�kemeyince yeni bir harekete giri�tiler, bu cepheyi sa�dan �evirmek istediler. D��man�n plan�n� bozmak i�in kire� tepeyi tutmak laz�md�; halbuki oraya giden tek bir dar yol sava� gemileri taraf�ndan makaslama ate� alt�nda tutuluyordu. Her an otuz sekizlik g�lleler korkun� patlay��larla ortal��� alt �st ediyor; �l�m sa��yordu; bir insan�n de�il, ku�un bile ge�mesine imkan g�r�lemiyordu. Kire� tepeyi tutmak emrini alan T�rk subay ve askerleri teredd�t i�indeydiler; f�rsat g�zetiyorlard�. Lakin d��man�n ate�i bir an bile kesilmiyordu. Atat�rk bu hali g�r�nce siperlere ko�tu; askerlerin aras�na kar��t� ve sordu: - Ni�in ge�miyorsunuz? ��lerinden biri cevap verdi: - Oradan b�yle ge�ilir!.. dedi ve ileri f�rlad�. Mehmet�ik art�k durumu? O da kumandan�n�n ard�ndan ileri at�ld�. Toz, duman, alev ve �l�m kas�rgas�n� yaran askerler kar��ya vard�lar; tepeyi tuttular. Kadircan Kafl�, Bano�lu, Age, S: 78 - 79 Amasya�da bulundu�u s�rada bir aral�k milli emellere muhalefet yolunu tutmu� bulunan eski pa�alardan biri bir g�n Ankara�da beni ziyaret etti. Mustafa Kemal�in kendisini affetmesini istiyordu. Bunun i�in de benim yard�m�m� ricaya gelmi�ti. M�racaat�n� Atat�rk�e arz ettim. Evvela ziyareti kabul etmek istemedi. Hatta: - Nas�l?!... O adam hala serbest mi dola��yor? diye sordu. - Serbest dola��yor olmal� ki, huzurunuza ��kmak cesaretini g�stermi�! dedim ve ilave ettim: - Af, sizin b�y�kl���n�zd�r!.. Kendisini affetmeye mecbursunuz!.. - Peki... D���n�r�z!.. dedi, fakat bu i�in arkas�n� b�rakmad�m: - Kendisine s�z verdi!. Bu alicenapl��� g�stereceksiniz !.. O zaman: - Peki! dedi, �a��r�n�z gelsin!.. Ve sab�k pa�a, ayaklar�na kapanarak, ondan af dilerken, Mustafa Kemal, g�ya arada hi�bir hadise ge�memi� gibi, kendisini g�ler y�zle kar��layarak, yan�ndaki sandalyeye oturttu. Sigara verdi, kahve �smarlad� ve ge�mi�e hi� temas etmeyerek, onunla birka� dakika konu�maktan �ekinmedi. Atat�rk, kerim adamd�. Affetmesini �ok severdi. Kimleri ne zaman affedece�ini de bilirdi... Bano�lu, Age, S:115 - 116 Atat�rk, S�merbank dokuma fabrikas�n�n a��l�� t�reninde haz�r bulunduktan sonra manevra sahas�na hareket etmi�ti. Yolda bir sel yata��na saplanm�� olan top arabas�n�n tekerleklerini batakl�ktan ��karmaya u�ra�anlar aras�nda bir generalin bulundu�unu g�r�nce, kendisine sonsuz takdirlerini bildirdiler. Ve iltifatlarda bulundular. Daha sonra, �maviler� taraf�na ait bir tank birli�inin yapt��� h�cum s�ras�nda � pembeler� den bir askerin ans�z�n siperinden f�rlayarak tanklardan birinin �st�ne s��rad���n� ve �of�r�yle m�cadeleye ba�lad���na tan�k oldular. O zaman yak�nda bulunanlara, evvelce g�rd��� generalin fedakarl��� ile bu askerin g�sterdi�i cesaretin birbirine denk oldu�unu beyan ederek, ��yle dediler: - Biz, Milli M�cadele de b�t�n T�rk Milleti, bu �ekilde �al��t�k. B�yle kahraman generaller, subaylar ve askerlere dayanarak sava�� kazand�k. Onlar var olduk�a kimse vatan�m�za g�z dikemez!... Bano�lu, age, s: s. 38 Ak sa�l� bir ninenin a�z�ndan: Yavrular�m , siz bilmezsiniz, bir zamanlar � k�y�m�ze d��man geliyor! � dediler. Biz p�l�y� p�rt�y� toplay�p g��ebeler gibi yola d��t�k. Sinan pa�a ovas�nda bir k�ye yerle�tik. G�nler ge�ti. Bir g�n d��man ans�z�n k�ye geldi. Art�k gidecek ba�ka bir yer olmad���ndan, d��man i�inde kalm��t�k. Bir sabah uyand���m�z zaman uzaklardan top sesi geliyordu. �kurtulduk, kurtulduk!� diye sevince d��t�k. Tam bu s�rada k�y�n �te ba��nda dumanlarla beraber g�klere alevler y�kseldi. K�y yan�yordu. Her taraftan ba�r��malar geliyordu. Kimimiz yar� ��plak, kimimiz yar� yanm��, bir halde k�y�n korulu�unda yerle�tik. Art�k d��man da k�y� terk etmi�ti. Biraz sonra atl�lar�m�z, ellerinde al bayraklar oldu�u halde, yel gibi yoldan ge�tiler. Ba��rd�k, durmad�lar. Hepimiz yollara d�k�lm�� a�l�yor, s�zl�yorduk. Derken kar�� yoldan bir toz bulutu y�kseldi. Hepimiz g�zlerimizi oraya diktik. Biraz sonra bir otomobil g�r�nd�. Ve yava�layarak yan�m�zda durdu. ��inden alt�n gibi sa�l�, kalpakl� bir adam f�rlad�. Durdu. G�zlerini peri�an durumumuza d�nd�rd�. Uzun uzun, derin derin bakt�. Bu s�rada biz yan�ndaki subaylara sokulduk. Onlarda onun gibi bak�yordu. Bir tanesini �ekerek: - Bu adan kimdir? diye sorduk. Hafif�e: - Mustafa Kemal, dedi. O zaman hepimiz co�tuk. Bu ad� her zaman duyuyorduk. - Pa�am, bizi kurtar, kurtar!.. diye ba��rd�k. Ayaklar�na kapand�k. O, hala dalg�n dalg�n, ba�� yerde d���n�yordu. Birden do�ruldu. Sa� eli havadayd�: - Sizi bu �ekle sokanlar cezalar�n� g�rd�ler ve daha da g�recekler!.. Diyerek elini �im�ek gibi a�a��ya indirdi ve o anda g�zlerinden iki damla ya� yuvarland�. Bano�lu, Age, S: 386 - 387 �nebolu�dan Kastamonu�ya geliyoruz. B�t�n Kastamonu halk�, k��lan�n ilerisine toplanm��. B�y�k Gazi�nin 24 saat evvelki �apka hakk�nda s�yledi�i nutuk Kastamonu da ilk defa olumlu �ekilde etkisini g�stermi�. Ba�ta Kastamonu Valisi Fatin (Sab�k Bursa Milletvekili Fatin G�vendiren) oldu�u halde, b�t�n memurlar, ��retmenler beyaz �apka giymi�ler. Ata, Kastamonu�ya gelirken �ar�afl� pe�eli kad�n ��retmenler kar��lam��t�. �imdi bu kad�n ��retmenler, pe�elerini a�m��lar... Yol boyunca beyazl�, ye�illi carl� Kastamonu �ehir ve k�y kad�nlar� dizilmi�ler. Gen� ihtiyar, kad�n erkek, �ocuk, (ya�a!.. Varol!..) diye ����r�yorlar. Bu sesler Ilgaz��n eteklerinde akisler yaparak y�kseliyor. Y�kseliyor ve ta ileride Kastamonu kalesine �arparak sanki Kastamonu�nun heyecan�n�n sesli bir ifadesi gibi tekrar akis yaparak etrafa da��l�yor. - Ya�a!.. Varol!.. Gazi, manzaran�n ihti�am�na daha fazla dayanamad�. Otomobilinden indi, hen�z iki ad�m atmam��t� ki, yolun iki taraf�n� dolduran ve tarlalara ta�an ak �emberli, g�k pe�tamall� T�rk analar� Ata�n�n etraf�n� sararak ayaklar�na kapand�lar. - Ah pa�ac���m�z... Sana y�llarca s�rt�m�zda g�lle ta��d�k . Seni d�nya g�z�yle g�steren rabbimize hamd-� ��kr olsun. And�m�z vard�. Aya��n� �pecektik!.. Atat�rk... Alt�n sa�l�, keskin bak��l� Atat�rk mendilini g�zlerine kapad�. Devirler yaratan, devletlerin s�rt�n� yere getiren Atat�rk... Bir b�y�k kumandan. Bir dahi... Bir kurtar�c� a�l�yordu. G�z ya�lar�, kahraman T�rk kad�nlar�n� �zerine daml�yordu. Zeki Cemal Bak��elebio�lu, Bano�lu, Age, S: 410 - 411 BENDEN YAPILMAYACAK EM�R �IKMAZ!.. Rahmetli Nevzat Tando�an��n Ankara Valili�i�ne atand��� tarihlerdeydi. O da bir gece Ata�n�n sofras�na davet edildi. Ata, Nevzat Bey�e iltifat ediyor, s�k s�k rak� veriyordu. Nevzat bey, kendini bozmadan i�meye dayan�kl�l�k g�steriyordu. Bir ara ata, �smet pa�a�ya d�nd�: - Vali olgun adama benziyor. ��ki ya i�ilir ya hi� i�ilmez. Dima�� alkole dayanmayanlar i�kiden ka��nmal�d�rlar. Ve bunun �zerine hemen Tando�an�a hitaben �u soruyu sordular: - Normal veya alkoll� kafa ile verilen emirler derhal yap�lmal� m�d�r? Nevzat Bey hemen cevap verdi: - Emirleriniz kay�ts�z �arts�z tatbik edilir, pa�am. - Neden b�yle oluyor? - Milletin temsilcisi, devletin ba�kan�s�n�z. Amiri mutlaks�n�z, pa�am. Ata, tane tane cevap verdi: - Hay�r... Benim her emrim yap�l�r, ��nk� benden yap�lmayacak emirler ��kmaz!.. Bano�lu, Age, S: 433 T�RK, KEND� D��ER, KEND� KALKAR!.. Frans�zlarla Hatay meselesine dair anla�ma yap�ld��� g�nlerden biriydi. Hatay�dan d�n���nde Eski�ehir�de kald�. �ereflerine Orduevi�nde bir ��len verildi. ��lende Eski�ehirli bir gen� arad� ve buldu. Ona Fransa hakk�nda bir �eyler yazd�rd� ve okuttu. Bunda Frans�zlar�n sava�acak durumda olmad�klar�ndan bahsediliyordu. Son derece ne�eli ve heyecanl�yd�. Yani, i�ildi. Milli oyunlara ba�land�. Ata�m�z bir arl�k b�sb�t�n co�tu. Zeybek havas�na kendisini kapt�rd�. Ata�a kalkarak oynamaya ba�lad�. Co�kunlu�u o dereceyi bulmu�tu. Dizini yere vururken bir aral�k sendeledi. Halk, onu kucaklay�p kald�rmak istedi. ��aretle onlar� durdurdu. Ve: - T�rk, kendi d��er, kendi kalkar!... diyerek, zemberek gibi yerinden f�rlad�. Bano�lu, Age, S: 448 449 Bah�e mimar� Mevl�t Baysal anlat�yor: �ankaya k��k�nde, bah�esini yap�yordum. Bir g�n Atat�rk, yaveri ve ben, bah�ede dola��yorduk. �ok ihtiyar ve geni� bir a�ac�n Ata�n�n ge�ece�i yolu kaplad���n� g�rd�k. A�ac�n bir yan� dik, bir s�rt, di�er yan� suyu �ekilmi� bir havuzdu. Ata, havuz taraf�ndaki k�sma yaslanarak kar�� tarafa ge�ti. Derhal at�ld�m: - Emredersiniz derhal keselim pa�am. Bir an y�z�me bakt�, sonra: - Yahu, dedi, sen hayat�nda b�yle bir a�a� yeti�tirdin mi keseceksin. Bano�lu, Age, S: 484 �NG�LTERE TAHTININ SONUNU G�REN Atat�rk 1932 y�l� yaz�ndayd�k. �stanbul donanm��. Yer yerinden oynam��t�. T�rk tarihinin hi� bir devrinde g�r�lmeyen bir �eref halesi �stanbul�un pembe ufuklar�n� yald�zlam��t�. Birka� g�nden beri VIII. Edvard ve sevgilisi Madam Simpson, Atat�rk��n ve T�rkiye�nin en b�y�k misafiri s�fat�yla �stanbul�da bulunuyordu. �ngiltere kral�, kendisine g�sterilen samimi misafirperverlikten fevkalade m�tehassis olmu�tu. ...�ki g�n sonra Atat�rk�le misafiri Moda�da deniz yar��lar�n�; bulunduklar� geminin g�vertesinden hareketle seyrediyorlard�. Mustafa Kemal pek keyifli, pek ne�eliydi. T�rk delikanl�lar�n g�sterdi�i ba�ar�dan derin bir iftihar duydu�u muhakkakt�. Kral VIII. Edvard, yan�nda Madam Simpson ile oturuyor. Kral nedense d���nceli ve �zg�nd�. Onlar� ne�elendirmek ve kederlerini da��tmak i�in b�y�k Atat�rk, b�t�n zekas�n� kullan�yordu. Bir ara, madam elindeki d�rb�n� ile yerinden kalkt�. Davetliler ve gazeteciler madam�n harekat�n� dikkatle takip ediyorlard�. Kral da ba�� ile Atat�rk�� selamlayarak madam�n arkas�ndan kalk�nca bu ayr�l�� biraz daha dikkati �ekmi�ti. Atat�rk��n, yan�ndakilere e�ilerek bir �ey s�yledi�i g�r�lm��t�. Bu s�zleri merak edenler, sonra bu f�s�lt�da b�y�k bir hakikatin ya�ad���n� hayretle m��ahede etmi�lerdir. Atat�rk. ��yle demi�ti: - Kral�n. Madama kar�� zaaf� oldu�unu g�r�yorum. Korkar�m ki, taht�n� bu kad�n y�z�nden kaybedecek! Samih Nafiz Tansu Her zaman Atat�rk onu sormaz veya s�nava �ekmez ya! Bir g�n de, sofrada, ne�eli bir zaman�nda Atat�rk�� s�nava �ektiler arkada�lar�ndan biri, sordu: - L�tfen cevap verin bakal�m; dahi kime derler? Atat�rk teredd�t etmeden ve kendisinin s�nava �ekilmesini yad�rgamadan, cevap verdi: - Dahi odur ki , ileride herkesin takdir ve kabul edece�i �eyleri ilk ortaya koydu�u vakit herkes onlara delilik, der. Bano�lu, Age, S. 512 Atat�rk�e hakaretten san�k bir k�yl� hakk�nda takibat yap�l�yordu. Durumu Ata�ya arz ettiler: - Mahkemeye veriyoruz, dediler, size k�f�r etmi�. Ata sordu: - Ben ne yapm���m ona? Evrak� tetkik edenler a��klad�lar: - Gazete ka��d� ile sard��� sigaray� yakarken ka��t tutu�mu� da ondan. Atat�rk�e bunu s�yleyen bir milletvekilidir. Ata sormu�: - Siz hi� gazete ka��d� ile sigara i�tiniz mi?... - Hay�r... - Ben Trablus tayken i�mi�tim, bilirim. Pek berbat �ey. K�yl� bana az k�f�r etmi�. Siz bunun i�in mahkemeye verece�inize, ona insan gibi sigara i�meyi sa�lay�n�z!.. Bano�lu, Age, S. 7 (Bu F�kray� ��kr� Kaya�dan Hikmet Feridun Es Nakletmi�tir. ) �anakkale�de �ok kritik bir durumda, h�cum eden d��man� mutlaka durdurmak laz�m gelince, elinde o anda ba�ka haz�r bir kuvvet bulunmad��� i�in, s�varileri feda etmekten ba�ka �are kalmad���n� g�rd� : Kumandanlar� Esat Bey�i �a��rd�. Emrini verdi. Esat Bey�de: - Ba� �st�ne!... deyince Mustafa Kemal, galiba kavrayamad�, d���ncesiyle sordu: - Ne demek istedi�imi anlad�n�z m�? - Evet efendim, �lmekli�imizi emrettiniz! Aradan seneler ge�ti. Esat Bey, Pa�a olarak Vahdettin H�k�meti�nin �stanbul Polis M�d�rl��� vazifesinde bulundu. Yani, Atat�rk�e kar�� cephe alanlar�n saf�nda... �yle iken, Atat�rk, s�rf �anakkale�de �l�m emrini (ba��st�ne!) diye kabul eden ve bilhassa durumu, kumandan� gibi bir liyakatle kavray�p kabiliyetini g�steren Esat Bey�i sevmekte, saymakta devam ediyordu. Bano�lu, Age, S. 122 Afgan Savunma Bakan� Gazi Mahmut Han, Ankara�ya gelmi�ti. �erefine bir ge�it yap�ld�. T�rk askerinin g�z ve g�n�l dolduran varl���, dost memleket kumandan�n� pek m�tehassis etmi�ti: - �Bu vatan� istila edecek d��man yoktur!..� dedi Atat�rk �u cevab� verdi: - �Vard�r... ��nk� bir memleketi, sadece ordu korumaz. Bir memleket topraklar�n�n alt�nda ve �st�nde insan elinin yapaca�� bir �ey kalm��sa, o memleket her zaman istila edilebilir!..� Ve, eliyle sefirler trib�n�ne yan yana oturan Alman ve Frans�z ate�e militerlerini i�aret etti: - ��imdi onlar da benim gibi d���n�yorlard�r...� Bano�lu, Age, S. 193� B�Z , H��B�R ZAMAN MEVK�-� �KT�DARDA KALACA�IZ D�YE �DD�ADA BULUNMADIK!.. Serbest f�rka zaman�ndayd�. Genel sekreter Hasan R�za, olan biten olaylar hakk�nda memleketin muhtelif yerlerinden gelen telgraflar� Atat�rk�e sundu�u zaman Atat�rk bu telgraflar�n bildirdi�i haberlerden canlar� �ok s�k�lm��t�. Bu m�nasebetle Atat�rk�le Hasan R�za aras�nda ge�en konu�ma �ok dikkate de�er. Atat�rk: - �Fethi Bey bu i�i yapamad�. Meseleyi hemen ayak tak�mlar�na aktard�. Mamafih olan olmu�tur. Biz �imdi i�imize bakal�m.� Hasan R�za, bu nedenle baz� ku�kular�n� a��klad�: - Pa�am, g�r�l�yor ki vaziyet korkun�tur ve tehlikeye do�ru gidiyor. Bu vaziyet kar��s�nda acaba ne yapmak laz�m gelecek?� - �Bu bir anar�i g�r�nt�s�d�r. Biraz daha ilerler ve �n�ne ge�ilmez bir hal al�rsa o zaman ben derhal f�rkan�n ba��na ge�ece�im. Fethi Bey'i de ikaz ederek ve onunla beraber evvela kar��m�za ��kan gericili�i ve anar�iyi yok etmeye �al��aca��m. Evvela onlarla m�cadele edece�im.� - �Pa�am, ya onlar (Fethi Bey ve arkada�lar�) vaziyetten faydalanarak iktidar� ele ge�irirlerse?...� - �Olabilir. Hi�bir zaman iktidarda kalaca��z diye bir direnmede bulunmad�k.� - �Pa�am, ya onlar iktidara ge�tikten sonra devrim esaslar�ndan d�nerlerse?� Ka�lar�n� �atarak: - �Haa!.. ��te o zaman sen, ben ve devrime taraftar olanlar birle�ir b�yle bir te�ebb�s� derhal yok ederiz. Bundan asla ��phen olmas�n.� Bano�lu, Age, S. 243 - 244 Mustafa Kemal, Selanik�te bir ak�am, Sa�l�k M�fetti�i olan doktor Tevfik R��t� Aras, Nuri Conker, Salih Bozok Beyler�le birlikte Olimpiya birahanesinde oturmu� i�erlerken devletin d�� siyaseti s�z konusu olmu� bu arada da Mustafa Kemal ve ac� ele�tiriler yapt�ktan sonra, i�i �akaya d�km�� ve Tevfik R��t� Bey�i g�stererek: - Bu yanl�� siyaseti bir g�n doktor vas�tas�yla d�zelttirece�im!.. demi�. Yak�n ve teklifsiz arkada�� Nuri Conker alayla cevap verdi: - Ne... Ne?!.. Sen mi d�zelteceksin? Bunun �zerine ata ile aralar�nda ��yle bir konu�ma ge�mi�: - Evet. Ben, doktoru d��i�leri bakan� yapaca��m! B�t�n falsolar� ona tamir ettirece�im!.. Nuri Bey �akas�na devamla: - Demek sen, doktoru d��i�leri bakan� yapacaks�n! Ya beni?... - Seni de vali ve kumandan yapar�m! Salih Bozok at�l�r: - Her halde bu arada beni de bir �ey yapars�n�z? - Salih, seni yaver yapaca��m ve yan�mdan ay�rmayaca��m!.. Nuri Bey yine dayanamaz: - Allah��n� seversen, sen ne olacaks�n ki, hepimize �imdiden b�yle birtak�m g�revler veriyorsun? - Bu memuriyetleri veren ne olursa i�te ben o olaca��m!.. Bano�lu, Age, S. 280 Atat�rk, eline gelen bir i�i bitirmeden rahat etmezdi. Zaruret mencut de�ilse, i�i ileriye b�rakmak adeti de�ildi. Bazen hi� durmadan okudu�u, 48 saat �al��t��� da ola�and�r. Buna dair bir an�y� Ata�n�n Genel Sekreteri Hasan R�za Soyak��n a�z�ndan dinleyelim: - �Bir �stanbul seyahatinden Ankara�ya d�n�yorum. Derhal k��ke gittim. Hizmet�ilere Atat�rk��n ne durumda oldu�unu sordum. ��ki g�n iki gece, devaml� okuyor, birka� defa banyo yapt�. Ve �ezlongda istirahat etti,� dediler. Hemen yatak odas�na girdim. Atat�rk, koltu�a ba�da� kurmu�, oturuyordu. �o�u kez bu �ekilde otururdu. Elinde bir tarih kitab� vard�. Bitirmeye �al���yordu. Bana: - �Ho�geldin,�dedikten sonra: �Elime bir kitap ge�ti, bilmem ne zamandan beri okuyorum,�diye ilave etti. - �Yorulmad�n�z m�, pa�am?� diye sordum. - �Hay�r, dedi, yaln�z g�zlerim ya�ar�yor; fakat onunda �aresini buldum. Biraz t�lbent ald�rtt�m ve par�a par�a kestirdim. Bu par�alarla g�zlerimi siliyorum.� Bano�lu, Age, S. 341 Atat�rk� �n me�hur bir saat hikayesi vard�r. �anakkale� de, g��s�n�n sol �st cebindeki saate bir kur�un isabet etmi�ti... Bu f�kran�n birka� t�rl�s�n� dinlemi�tim. Fakat �imdi anlataca��m de�i�ik �eklini, bir izci kafilesini �anakkale Harp Sahas��n� gezmeye g�t�rd���m�z zaman bize k�lavuzluk eden bir jandarma y�zba��s�ndan ve tam olay�n ge�ti�i �Kemal Yeri�nde dinledim: Askerlikte aranan en m�him vas�flardan biri, ��abuk karar verme� denilen meziyettir. �anakkale Kahraman� Mustafa Kemal, Koca �imentepe�nin �n kesimindeki dalgal� s�rtlara kadar ilerledi. Burada bir g�zetleme m�frezesi vazife g�r�yordu. Komutan, m�freze komutan�n�n yan�na sokuldu: - Yak�nda d��man var m�? diye sordu. Te�men, teredd�ts�z cevap verdi: - Hay�r, pa�am, yoktur!.. Mustafa Kemal, bu teminat �zerine aya�a kalkt�, d�rb�nle ileri bakmaya ba�lad�. ��te tam bu s�rada birka� t�fek birden patlad� ve kur�unlardan biri, Mustafa Kemal� in g��s�ne rastlad�. Kur�un -bahtiyar bir tesad�fle- g���s cebindeki b�y�k saate �arpm��t�. Mustafa Kemal, hakl� bir hiddetle tak�m komutan�na ��k��t�: - Hani d��man yoktu?!. Tak�m komutan�, Anafartalar Kahraman��na ald�rmad� bile. Askerlerine d�nd� ve y�ksek sesle: - Benim tak�m, s�ng� tak, h�cum!.. Emrini verdi. Yere yatm�� olan tak�m, bir anda zemberek gibi bo�and�; mar� mar�la h�cuma ge�ti; az ileride, arazinin dalgal� olu�undan faydalanarak gizlice yak�na kadar sokulmu� olan bir ke�if mangas�n� tepeledi ve tekrar eski yerine d�nd�. Mustafa Kemal�in hiddeti kalmam��t�. Yatt��� yerden bu manzaray� zevkle, gururla seyrediyordu. R�za Ru�en Y�cer, Bano�lu, Age, S. 226-227 �al�da cepheyi dola��yorduk. Hi� fark�na varmadan, d��manla �arp��an avc�lar�m�zla, d��mana ate� sa�an top�ular�m�z aras�na girmi�iz. O s�rada yan�m�za geldi�inde bo� bir atla bir s�vari geldi. Ve Atat�rk�e: - Kumandan Pa�a bu at� g�nderdi. Sizi top�u menzilinde bekliyor! dedi. Atat�rk, askere: - Sen, dedi, bu at� ona g�t�r, binsin de o buraya gelsin!.. �ok ge�meden, 11. F�rka Kumandan� Merhum Dervi� Pa�a yan�m�za geldi. Atat�rk ondan vaziyet hakk�nda malumat istedi. Dervi� Pa�a: - D��manla durmadan �arp���yoruz pa�am! dedi. Tam o s�rada arkam�zdan m�thi� bir grup ate� ba�lam��t�. Toplar�m�z da�lar� sarsarcas�na g�rl�yorlard�. Atat�rk, Dervi� Pa�a�ya: - Biz burada iken top�ular�m�z�n gerimizde kalmas� olmaz! dedi. Onlar� bizim �n�m�ze ge�irmek laz�m. Ve Dervi� Pa�a�n�n bu emri derhal tatbik ettirip geli�inden sonra, g�ld�: - Pa�am, �imdi de avc� hatt� ile top�u hatt� bir araya geldi. Bu oldu mu ya? Anla��l�yor ki Atat�rk, d��man�n i�ini bir an �nce bitirmek ve kuvvetlerimizi derhal h�cuma ge�irmek istiyordu. Dervi� Pa�a�n�n zekas�, onun bu niyetini kavram��t�: - Pa�am, dedi, emredersiniz, avc� hatt�n� da ileri s�relim!.. Atat�rk, maksad�n�n �abuk anla��lmas�na memnun olmu�tu. G�ld�: - Derhal!.. Fakat bulundu�umuz mevki ile avc� hatt� aras�nda telefon tesisat� yoktu. Dervi� Pa�a bu emri bizzat tebli� i�in at�na atlam��t�. Ben, onun bu �ok tehlikeli hareketini �nlemek, bir ba�kas�n� g�ndertmek istedim: Koca Pa�a�n�n ka�lar�n� �at�p da bana: - Baksana! Emri kim veriyor? deyi�ini ve hayvan� ate� hatt�na do�ru d�rtnala u�uru�unu �mr�m boyunca unutamam! On dakika sonra avc�lar�m�z harekete ge�tiler ve bir saat sonra diki� tutturamayan d��man askerleri, murat da�lar�na do�ru �il yavrular� gibi da��ld�lar!.. Atat�rk��n bu dahiyane m�cadelesi kim bilir ne kadar uzayacak olan bu i�i bir saate s��d�r�vermi�ti. Bu sava�� kazan���m�z�n ertesi g�n� de Trikopis esir d���r�ld�. Bano�lu, Age, S. 242-243 ATA�NIN ANAFARTALAR�DAN B�R ANISI Atat�rk Anafartalar�da d��man� �a�k�na �evirirken gerektik�e hasm�n�n durumundan bilgi edinmek i�in �bir dil yakalay�n!� der, Mehmet�ikler de ne yap�p yap�p kar�� taraftan bir asker yakalar getirirlermi�. Bir g�n getirilen dilden gerekli bilgileri al�nd�ktan sonra ata sormu�: - Peki, sen Yeni Zelandal�s�n madem, T�rklerden ne k�t�l�k g�rd�n ki vuru�mak i�in kalkm�� ta oradan buraya gelmi�sin? Zellanda�l�n�n bunu s�rf spor i�in yapt���n� ve kendisinin sportmen oldu�unu �v�ngen bir tarzla s�ylemesi �zerine ata : - �yi ama, sportmenli�in ne i�e yarad� ? Baksana, bir erimizin �n�ne d��m��, kuzu kuzu buraya getirilmi�sin! deyince tutsak �u kar��l�kta bulunmu�. - Sizin eriniz spor kurallar�n� �ok kaba bir �ekilde �i�neyince ben ne yapabilirdim? Sportmen olmayan has�mlarla kar��la�aca��m� bilseydim hi� gelmezdim ! Me�er Mehmet�ik, Zelandal�y� en can alacak bir yerinden yakalayarak s�k�p bay�ltm��, av�n� ay�l�ncaya kadar s�rt�nda ta��m��, sonra da elini �ekmeden T�rk siperli�ine de�in s�rm��. Ata bu �yk�y� anlat�r. Zelandal�n�n sportmenlik anlay���na, Mehmet�i�in de kulland��� pratik (!) usule g�lerdi. A�ak�y, Age, S. 19-20 Sava��n s�k��an zamanlar�nda orduda bozgunluk yaratabilecek davran��lar� komutanlar�n hemen o anda kendi elleri ile �l�mle cezaland�rmalar� bir g�renektir. Birinci cihan sava��nda gerekli gereksiz bu yola sapan bir komutan dile d��m��t�r. Bir g�n Atat�rk��n sofras�nda bu konu ele al�nm��, tart���l�yordu, kendisi bu �areye hi�bir zaman ba�vurmad���n�, bu yolu sapanlar�n �o�unlukla beceriksiz ve duygusuz ki�iler oldu�unu s�yleyerek : - Bir kez, az kals�n birini �ld�r�yordum, fakat umulmad�k bir unutkanl�k beni bu kara lekeden kurtarm�� oldu, diyerek olay� anlatt�: Kurtulu� Sava���n�n ba��nda, herkesin kendini sorumsuz birer ba� sayd��� o g�nlerde bir tan�d���n�n, hi� bir ho�g�r�rl�kle ba���lanamayacak a��r, �ok a��r bir su� i�ledi�ini haber alm��. O denli �z�lm�� ve �fkelenmi� ki ne olursa olsun, o herifin cezas�n� kendi eliyle vermek i�in �n�ne ge�ilmez bir h�rsa kap�lm��. Hemen arabas�n binerek su�lunun k�rdaki evine ko�mu�. Yolda giderken de, pantolonun arka cebinde duran tabancas�n�, kolayl�k olsun diye paltosunun cebine aktarm��. Arabay� uzaktan g�r�p tan�yan adam konu�unu buyur etmek �zere evin kap�s�n� a�arken ata da bah�e kap�s�ndan i�eri giriyormu�. Hemen o anda tabancas�n� �ekmek i�in elini arka cebine atm��, cebi bo�! Tabancan�n yerini de�i�tirmi� bulundu�unu hat�rlay�ncaya dek adam i�i anlam��, hemen geri d�nerek arka pencereden atlam�� ve o semtin ba�lar� i�inde g�r�nmez olmu�. Ata onu adaletle kar�� kar��ya b�rakmaktan ba�ka bir �ey yapamad���n� anlad�ktan sonra s�z�n� ��yle bitirmi�: - ��te elimi kana bulamak gibi bir kara lekeden beni bu mutlu dalg�nl�k kurtarm��t�. A�ak�y, Age, S. 22-23-24 MUSTAFA KEMAL VE GENERAL TOWNSHEND Birinci D�nya Sava���nda, Irak�ta, �ngilizlerle sava��yorduk. Bir aral�k ele ge�irdikleri k�t�lemara kalesini az sonra bizim ordu �evirmi�, epey u�ra�t�ktan sonra d���rm��, i�indekileri de komutanlar� general Townshend ile birlikte tutsak etmi�ti. Komutan �stanbul�a getirilerek sava��n sonuna de�in Heybeliada�da g�zalt� edilmi�, b�rak��ma olunca da yurduna d�nm��t�. Anadolu�da kurtulu� sava�� ba�lad�ktan sonra General Townshend�in g�ney k�y�lar�m�zdaki limanlardan birine geldi�i ve Mustafa Kemal ile g�r��mek istedi�i bildiriliyor. Ata onu Konya�da kabul ediyor, ama ikisi kar��la��nca general �a�k�n �a�k�n durakl�yor ve ��yle bir konu�maya yol a��yor: - Affedersiniz, g�r�yorum ki i�in i�inde isim benzerli�inden do�an bir yanl��l�k var, ben sizi ba�ka bir Kemal sanm��t�m. - Nas�l bir Kemal? - K�t�lemara�da ordumla birlikte �evrilmi�ken kar�� tarafta Kemal adl� �ok centilmen bir komutan vard�. Onunla has�m olmakla birlikte ayn� zamanda �ok da dost olmu�tuk. Bu i�in ba��na onun ge�ti�ini sand�m da... - Onunla dost oldu�unuz gibi benimle de dost olabilirsiniz. Buyurun, oturun. General oturur. �ki asker, iki insan birbirini anlamakta gecikmezler. Biri kar��s�ndakinin nas�l kutsal bir dava pe�inde oldu�unu, �b�r� de �tekinin hala has�m durumunda olan bir devletin generali olmakla birlikte ne denli insanca d���nd���n� g�r�r. General hayran kald��� yeni dostuna birka� g�n konuk olduktan sonra ayr�lmak i�in izin isteyince pa�a ��yle bir �neride bulunur: - Ben Ankara�ya d�nece�im. Orada, i�lerinde sizin do�rudan do�ruya kendi dilinizle konu�abilece�iniz kimseler de bulunan arkada�lar�m var. �ster misiniz birlikte gidelim ? Onlarla da tan��m�� olursunuz. Ankara� ya d�n�yorlar. General orada yeni tan�d�klar ediniyor. Yurduna d�nmek �zere vedala��rken pa�a ona soruyor : - Arkada�lar�m� nas�l buldunuz? - �ok centilmen insanlar, ancak korkar�m ki i�lerinde sizi benim anlad���m �l��de hen�z anlamam�� olanlar vard�r. Pa�an�n kar��l��� �u olmu�: - Bunu biliyordum. Fakat bu halin size de sezdirilecek bir derecede oldu�unu �imdi anlam�� oluyorum. A�ak�y, Age, S. 24-25
�zmir' de D��man
Bayra��na Sayg� 10.09.1922 Daha sonra Mustafa Kemal yan�na yazar Ru�en E�ref' i ve yaverlerini alarak otomobiline biner, biri otomobilinin �n�nde di�eri arkas�nda yer alan iki k�srakl� s�vari b�l���n�n aras�nda, Konak Meydan�'ndan Kar��yaka' da onu konuk etmek i�in haz�rlanm�� eve gitmek �zere ayr�l�r. Kar��yaka' daki kalaca�� eve geldi�inde evin mermer tara�as�na ��kt�ktan sonra kap�n�n �n�ne ipek bir Yunan bayra�� serilmi�tir. �zerine bas�lacak bir yol hal�s� gibi yay�lm��t�r. Kad�n ve erkek orada bulunan �zmirliler: " Buyurunuz ge�iniz.... Bizim �c�m�z� yerine getiriniz. Yabanc� kral bu evden i�eri, bizim bayra��m�za basarak girmi�ti. Siz l�tfedin, bu kar��l�kla o lekeyi silin! Buras� sizin �ehrinizdir. Bu ev sizin evinizdir. Bu hak sizindir " diye yalvar�yorlard�. Mustafa Kemal yerde serili bayra��n �n�nde durur, a�layarak yalvaran kad�n ve erkeklere tatl�l�kla bakarak; " O ge�mi�te k�t� etmi�. Bir milletin istiklalini temsil eden bayrak �i�nenmez. Ben onun hatas�n� tekrar edemem " der. Bayra�� kald�rt�r ve bembeyaz mermerlere basarak i�eri girer. Ru�en E�ref �nayd�n " ��te sen �zmir' e ilk g�n zaferinle b�yle girdin " der. 10.09.1922 Konak Meydan�'na �zmirli T�rklerin b�y�k kurtar�c�lar�na arma�an� olan bir a��k otomobil getirirler. Otomobilin her yan� k�rm�z� beyaz kurdelelerle k���k beyaz g�llerle s�slenmi�tir. G�l bah�esi gibi arabay� be�enerek seyreder. �zmirlilerin inceli�inden duygulan�r. Fakat; �i�eklerin aras�ndaki kuzuyu fark edince, Ru�en E�ref (�nayd�n) Bey'e d�nerek: "Aman! �abuk gidin s�yleyin; �u kuzuyu kesmesinler..." Ru�en E�ref Bey anlat�r: "A�a��ya �ok h�zla ko�tum. Fakat; kap�n� �n�ne var�nca g�rd�m ki beyaz mermere al kanlar yay�lm��, vaktinde yeti�emedi�imi arz i�in ba��m� ve ellerimi kald�r�p yukar� sana do�ru bakt�m. G�rd�m ki balkondan �ekilmi�sin �imdi o an� bir daha hat�rlad�k�a, sald�rgan ordusunu yok etmi� bir Muzaffer Ba�komutan�n bir kuzu kan� d�k�lmesine bakamayacak derecede bir insan y�re�i ta��r oldu�unu hasretle bir daha an�yorum."
Neyzen TEVF�K.... G�nderen: Dr. H�lis Refik AKBABA
"
Ey milletim,
�zg�rl�k h�l�, S. APAYDIN G�nderen: Dr. H�lis Refik AKBABA �ARPICI B�R ANI Mustafa CO�TURO�LU anlat�yor: ( Sosyal �izofreni ve Yarat�c� D���nce. s: 198,199 ) � Bir dostumun k�z� Almanya� da bir fak�ltenin asistan�d�r. Erkek karde�i de bu fak�ltenin ��rencisidir. Bir g�n bu delikanl�, K�br�s konusunda Arap bir ��renci ile tart��maya giri�ir. Tart��ma, okul arkada�l��� s�n�r�n� �ok a�m��t�r. ��nk� Arap gen�, a��r dil kullanarak ��yle der: � Sizin art�k K�br�s� ta borunuz �tmez. ��nk�, K�r Mustafa Kemal d�nemleri art�k bitmi�tir. Hem de O� nun �vd��� gen�li�in damarlar�nda o eski kan kurumu�tur... � S�z�n� etti�imiz gen� birka� kez susmas�n� s�ylerse de Arap gen� ald�r�� bile etmez; yine onur k�r�c� s�zlerini s�rd�r�r. Bunun �zerine tart��ma yumrukla�maya d�n���r; Arap gencin di�leri d�k�lerek kan i�inde yere t�k�ld��� g�r�l�r. Bu tats�z olay kar��s�nda duruma el konur ve hemen T�rk genci disiplin kurulu karar�yla fak�lteden kovulur. Asistan olan abla telgrafla babas�na � hemen gel � der. Baba heyecan i�inde u�a�a biner, Almanya� ya u�ar. Vard���nda durumu ��renir: Anlat�lan nedenle �ocuk okuldan kovulmu�... Hemen k�z� ile do�ru fak�ltenin dekan�na ��karlar. Kovulu� nedenini sorar, ald��� kar��l�k; �Alman okullar� bir d�v�� arenas� de�ildir � olur. K�z�n arac�l���yla ��yle bir soru y�neltir dekana: � Ben �imdi Almanya� n�n birli�ini sa�layan b�y�k devlet adam� BISMARC� a a��r, yerici s�zler s�ylesem say�n dekan�n g�nl� raz� olur mu? � Dekan bu soruya sert bir tepki g�stererek asistan k�za, � baban ��ld�rm�� m�? � diye sorar. Baba, � Ulusal bir b�y���n�ze kar�� g�sterdi�iniz duyarl�k ve ba�l�l�k beni duyguland�rd�. Ama, benim o�lum da sizin gibi bir duyarl�k g�stermi�tir. Sizin i�in b�y�k devlet adam� Bismarc ne ise, bizim i�in de Atat�rk odur. Benim o�lum bir T�rk �ocu�u olarak Atat�rk� e sald�r� kar��s�nda duygusuz kalamazd� � der ve olup bitenleri yine k�z� arac�l���yla ayr�nt�l� olarak s�zlerine ekler: � Okuldan Arap ��renci kovulaca��na benim o�lum kovulmu�tur � der. Dekan, konu�ulanlar� dinler ve olay� anlat�ld��� bi�imde do�rulayacak tan�klar�n olup olmad���n� sorar. Kendisine on kadar tan�k ad� verilir. Bunun �zerine Dekan, � Biraz bekleyin � der ve ��kar. Bir saat dolmadan geri d�nen Dekan, � Bu andan itibaren o�lunuz okulumuzun ��rencisidir. Olay anlatt���n�z gibi imi�.Ve Arap ��rencinin de fak�ltemizle ili�i�i hemen kesilmi�tir � diyerek s�zlerine �unlar� ekler: � Atat�rk, sadece sizin �nderiniz de�ildir. O insanl���n mal�d�r. Biz de ATAT�R� � b�y�k �nder biliriz. Kim olursa olsun O� na dil uzatanlar� kendi �at�m�z alt�nda bar�nd�rmay�z.� G�nderen: Bahattin KARAASLI
VAR MI BOYLE B�R
MET�N?
|