www.sizedebiyat.com SiZedebiyat Edebiyat Enstit�s�
K��E YAZILARI caddesi
Telif Hakk� sahibi: Mehmet �NVER
ORTA DALGA ISTANBUL YAYINLARI...
D�LBER ABLA ARTIK YA�AMIYOR
Tan�maktan b�y�k bir mutluluk duydu�um o g�zel insan�n an�s�na...
Onu ilk g�rd���m�zde karde�imle hen�z okula bile ba�lamam��t�k. Yaratt��� g�r�nt� �yle korkun�tu ki ayaklar�m�z�n ba�� ��z�lm��, b�y�k bir panik ya�am��t�k. Sizi bunca korkutan neydi diye soruyorsan�z, g�rd���m�z� k�saca tarif etmem gerekir: Bedenine zincirler dolam�� siyah� bir kad�n, a�aca ba�lad��� bir adam� bir yandan ba��rta ba��rta k�rba�larken, bir yandan da g�zlerini aklar� g�r�necek kadar d�nd�r�p, korkun� naralar at�yordu. A��k�as� cehennemden gelmi� bir zebani, zavall� adamca��za onca insan�n �n�nde i�kence yap�yordu. G�zlerindeki hain p�r�lt�, k�rbac� her vuru�unda att��� ���l�klar y�re�imize i�lemi�ti. Bu olay�n �zerinden hen�z iki g�n ge�meden �ok daha beter bir karabasan ya�ad�k. ��nk� o zebani, kafas�na bir has�r �apka oturtmu�, par�lt�l� kuma�tan kolsuz bir entari giymi� ve boynuna reng�renk boncuklardan olu�mu� kolyeler takm�� olarak bah�e kap�m�zdan i�eri girivermi�ti. Karde�im onu g�r�nce: " Anneeee, zebani kad�n geldiiii" diye ba��rarak adeta bir maymun gibi bah�edeki en y�ksek a�ac�n tepesine t�rmanarak kendisini g�vene ald�. Bense geceleri tavan aras�ndan gelen garip sesleri duydu�um zaman yapt���m gibi yatak odas�ndaki sand���n i�ine ka�t�m. Bizi sakinle�tirmeye �al��an annem ne diyece�ini �a��rm��t�: " Korkmay�n o�lum, o zebani de�il, bizim Dilber Abla. �aya davet etmi�tim " . Oysa Dilber Abla fil�n dinleyecek h�lde de�ildik. O kad�n bizim i�in bir zebaniydi i�te. �te yandan annem; Osmanl� Padi�ahlar�n�n Dilber Ablan�n dedelerini �ok y�llar �nce Habe�istan' dan getirdi�ini, kendisi okul derne�inde g�revli oldu�u i�in m�sameredeki piyeste g�n�ll� olarak oynad���n� ve o adam� d�vme sahnesinin tamamen rol� gere�i oldu�unu s�ylese de korkumuz ge�medi. Dilber abladan �d�m�z kopuyordu. O kapkara kad�n� sokakta g�rsek yolumuzu de�i�tirip, tabana kuvvet eve ka��yorduk. Bu korkuyu �st�m�zden atmam�z, birinci s�n�fa ba�lad���m�zda okulda oynat�lan bir film sayesinde ger�ekle�ti. Alt salonda Tarzan filmi oynuyordu. Karde�imle cebimizde param�z olmad��� h�lde gittik. Kap�daki adam yirmi be� kuru� vermeden bizi i�eriye sokmayaca��n� s�yledi�inde b�y�k bir hayal k�r�kl���na u�ram��t�k. Sonra birden Dilber Abla olanca ha�metiyle ard�m�zda belirdi ve adam�n yakas�na yap��t�: " Bana bak: Ben dernek �yesiyim. Bu yetimlerden para istemeye utanm�yor musun? " Oysa adam�n onu dinlemeye hi� niyeti yoktu. Bizi s�rekli olarak d��ar� do�ru itiyordu. Sonunda Dilber Abla �ileden ��k�p: " Tuh surat�na " diyerek �antas�ndan ��kartt��� paralar� g�revlinin kafas�na att�. Adam neye u�rad���n� �a��rm��ken bizi elimizden tutup en �n s�raya oturttu. O g�nden sonra Dilber Abla kahraman�m�z olmu�tu. Bunu per�inleyen olaysa yine okul aile birli�inin maddi durumlar� k�t� olan ��rencileri ayakkab� ve elbise almak i�in Sultanhamam' a g�t�rece�i g�n ger�ekle�ti. Biz de yard�m yap�lacak fakir ailelere mensup ��renciler aras�ndayd�k. O sabah bah�edeki t�renden sonra bir g�revli isimlerimizi okuyup: " Bunlar fakir yard�m� alacak ��rencilerdir. Hemen �urada s�raya dizilsinler " deyiverince bo�az�m�za bir �ey d���mlenmi�ti. Evet, fakir olabilirdik ama bunun orta yerde dillendirilmesini kabullenmeyecek kadar da gururluyduk. �ocuk kalbimiz fena halde yaralanm��t�. ��te tam o anda Dilber Abla �i�edeki cin gibi ortaya ��k�p, adam�n yakas�na yap��t�: " Ulan e��..k. Bir de tellal ba��rtsayd�n bari. Yard�m dedi�in gizli yap�l�r. �u sabilerin nas�l mahzunla�t���n� g�rm�yor musun? " Ard�ndan gelen uzunca bir ;" Tuhhh surat�na " hayk�r��� g�revliyi �ok etmeye yetmi�ti. Dilber Abla art�k kay�ts�z �arts�z bir numaram�zd�. Onu yere g��e koyam�yorduk. Bir seferinde kolsuz elbise giydi�i i�in: " Han�m, han�m b�yle ��plak geziyorsun, �b�r d�nyada cay�r cay�r yanacaks�n " diyen bir adama: " Bana baksana sen! Bu d�nyada zaten yakm��lar. Tenim b�yle kapkara. Utanmadan bir de �b�r d�nyada m� yakacaklar " deyince i�imizden alk��lam��t�k onu. B�y�d�k�e, onu yak�ndan tan�d�k�a bu s�cak y�rekli, siyah tenli kad�n� daha �ok sevdik. Hayata bamba�ka bir yerden bak�yordu. �zerine parlak kuma�lardan elbiseler giyip, buldu�u b�t�n incik boncu�u takt�ktan sonra incecik topuklu ayakkab�lar�yla sal�na sal�na gezintilere ��k�yor, bak��lar� �zerinde biraz fazlaca kalanlar�: " Ne bak�yorsun ayol? Hi� b�yle g�zel Arap g�rmedin mi? " diye azarl�yordu. Bir seferinde sokakta kendisine kabaca l�f atan bir adam� �z�r dileyene kadar d�vd��� haberi gelince hi� �a��rmam��t�k. Dilber Ablayd� bu! Kafas� k�zd� m� erkek fil�n dinlemez, d�verdi. Ergenlik bunal�mlar� ya�ad���m�z g�nlerde penceresinin kenar�nda kurdu�u �ilingir sofras�nda kimseyi iplemeden demleni�ini g�rmek bize hep moral verdi. Ona biraz �nyarg�l� bakanlara inat hi�bir �eyden eksik kalmad�. En ��k k�yafetleri giydi. Ni�anlar�n, d���nlerin, Bo�az gezilerinin, yemeklerin, en �ok da bah�elerde yap�lan s�nnet d���nlerinin ba�misafiriydi. Sonra y�llar ge�ti. Biz yeti�kin olduk. O ya�land�. Ya�l�l��� sadece k���t �zerindeydi ��nk� fizikman ve ruhen hi� de�i�memi�ti. Ayn� haz�rcevap, ayn� ne�eli, ayn� f�k�r f�k�r kad�nd�. �st�ne reng�renk bir elbise ge�irip, ��ng�r ��ng�r tak�lar�n� takarak, k��e bucak �stanbul' u gezer, d�n���nde vapur yolcular�n�n kalbini fethetmi� olarak y�z�nde g�l�c�klerle iskelemizde inerdi. Gitti�i yerlerden d�nd���nde herkes rahatlard� ��nk� muhitimizin maskotuydu. Nedense hi� gelmeyip, oralarda kalacakm�� gibi bir korku vard� �zerimizde. Oysa iyice ya�lan�p, ba�ka bir muhite ta��nd��� g�nlerde bile eski mahallesini ihm�l etmedi. Onu hi� ummad���m�z anlarda �n�nden ge�ti�imiz eski bir kona��n balkonundan bize el sallarken, kimi zamansa ah�ap bir evin kap�s�nda, etraf�na eski kom�ular�n� toplam��, elinde sigaras� g�le, k�k�rdaya sohbet ederken g�r�rd�k. Bizler her ge�en g�n ya�lan�yor, daha �ok yoruluyor giderek artan bir ��enge�li�in pen�esine d���yor, o ise tam tersi ya�amla ba�lar�n� her ge�en g�n artt�rarak d���nlerin, k�na gecelerinin, pikniklerin, ada gezilerinin, okul balolar�n�n aranan ki�isi olmaya devam ediyordu. D���nlerde gelinin kolundan damad� kapt��� gibi ilk dans� onunla yapmas� art�k bir Dilber Abla kl�si�i olmu�tu. Oynamaya kalkmayan k�zlar� zorla piste s�r�klerdi: " Ayol ne miskin �ey bunlar. Bir de gen� k�z olacaklar. Kalk�n �abuk " Sonralar� biraz da ya�am�n �n�m�ze ��kartt��� �e�itli zorluklar y�z�nden daha az g�r���r olduk. Yine de haberlerini al�yorduk: Sonunda o da ya�lanm��t�. D��ar� ��kamasa da pencere kenar�ndaki �ilingir sofras� keyfine devam etti�ini biliyorduk. Vefat�n� ��rendi�imde kendi kendime: " �n�allah gitti�i yerde de tak�p, tak��t�r�p sal�na sal�na gezerek etrafa ne�e sa�ar " dedim. Bunu yap�p, yapamayaca��n� bilemem elbette ama emin oldu�um bir �ey var. O da: E�er �b�r d�nyan�n kap�s�na dayand���nda, zebaniler b�y�k bir hata yap�p, ona: " Dilber Han�m, hayattayken kolsuz elbiselerle gezip, pencere kenar�nda i�ki i�erdin. �imdi ��yle cehenneme buyur " bakal�m demi�lerse �ok b�y�k bir hata yapm��lard�r. Ad�m gibi biliyorum ki Dilber Abla o zaman: " Ayol d�nyaya zaten yak�p da yollad�n�z beni. Ortal�kta kapkara dola�t�m. �imdi bir de burada da m� yakacaks�n�z? " diye hayk�rarak g�zlerini d�nd�re d�nd�re zebanilerin �st�ne y�r�m��t�r. |
: MEHMET �NVER, �stanbul, 13 �ubat 2008, 19:08 Di�er bir " k��e yaz�s� i�in " i�in