www.sizedebiyat.com SiZedebiyat Edebiyat Enstit�s�
�YK� BULVARI
Telif
Hakk� Sahibi: Lasolfa
S.O.S
Siyah sandal m�? Bu konuda ne yazabilirdim ki? Siyahl� bir konuda yaz� yazmay� d���n�nce, i�im karard�. Karamsarl�k, olumsuzluk, umutsuzluk dolu �eyler akl�ma geldi. Hatta, intihar, �l�m, cinayet gibi negatif davran��lar� ya�ayan insanlar�n, kararm�� hayatlar�n�n s�k�nt�s�yla doldum. �aresizlik, s�k���p kalm��l�k ve hapsedilmi�lik gibi duygularla i�imin s�k�ld���n� g�rd�m. Ama konunun ikinci temas� olan sandal� d���n�nce akl�ma denizin �zerinde ak�p gitmek, dalgalarla uzaklara yol almak geldi. Bir sandal VASITASIYLA, B�R YERDEN BA�KA B�R YERE G�TMEK ve bunun sa�lad��� kolayl�k durumu. ��te bu son c�mlede co�kulu bir m�zi�in ritmiyle, bir keyifle doldum.G�zlerimin �n�nde siyah bir sandal; canlanana kadar, bekledim. Hayalimle, kurgumla, isteklerimle, etkilenmelerimle, bir sandal g�rmeyi ret ederek bekledim. Ta ki, bana ait oldu�una inand���m, o siyah sandal� ger�ekten g�r�nceye kadar. Evet, en nihayet, sandal�m� g�rd�m. Netle�tirebildi�im kadar size de anlatmaya �al��aca��m... � Ceviz kabu�u bi�iminde k���c�k bir sandald�. �yle bir siyaha boyanm��t� ki i�i d��� deniz suyuyla �sland�k�a, naylon mu�ambalar gibi par�ld�yordu. Simsiyah bir sandal �ylece denizde yol al�yordu. ��inde k�sa sa�l�, gen� bir o�lan �ocu�u vard�. Teknenin d�menini kontrol ederken ayr�ld��� k�y�n�n, uzakla�t�k�a k���len g�r�nt�s�ne bakt�. Y�z�ne belli belirsiz bir g�l�mseme s�zd�.G�zleri doldu. Sonra sandal�n k�reklerinin ba��na ge�ip, g�c� yetti�ince as�ld� k�reklere... � Durdum. Bu g�r�nt�y� anlamaya �al��t�m. D���nd�m. �imdi b�yle bir g�r�nt� ve ben aras�nda ne ilgi vard�. San�r�m; ba�kalar�yla tan��mak ve yeni �eyler g�r�p ��renmek i�in, �LET���M KURMAK, KONU�MAK, YAKINLIK SA�LAMAK �abas�n�, sandalla seyahat etmeye, benzetmi�tim. Bildi�i ve al��k�n oldu�u kendi k�y�lar�ndan, yeni k�y�lara, sandalla yap�lan bir seyahat �rne�i, tan���yor, konu�uyor, anlamaya, anlatmaya �abal�yorduk. Hatta bu seyahatte kullan�lan sandal� da ileti�im vas�tas� bir ara� gibi d���nm��t�m. Bu sandal�n �ekli de, ileti�im �eklimizi belirleyen bir model veya kal�p gibiydi. Yani her ileti�imin �ncesinde, ba�lam�� olan bir seyahat ve bir yolcu vard�. Ya yolcuydunuz, ya da merakla ula��lmaya �al���lan bir k�y�. Her se�im, her durum, belli sebeplerle, bizden bir par�ay� simgeliyordu. Kulland���n�z sandal, rengi, h�z�, gitmek i�in se�ti�iniz y�n, hepsi, kendimizden bir par�ay� ta��yordu sanki. �lk tan���kl�ktaki, ilk izlenimler, hisler, etkilenmeler ve bunu belirleme tel���m�z. Sanki, bu tel���m�z azals�n diye, daha tan��madan �nce ya�anan bir yolculukla pek �ok �ey belirlenip �ekillendiriliyordu. Ve daha �nceden ba�lam�� bu seyahati yapan yolcunun gitti�i y�n, tan���kl��a ald�rmadan ve de�i�meden, devam edip gidiyordu. Her yolcu, belirlenmi� y�n�n�n ak���yla ak�p gidiyor. Her yolcu bir k�y�, her k�y� bir yolcu gibi, di�er insanlarla kar��la�ma ve konu�malar�m�z, ya�amda, ak�p gidiyor. Belki konuya uygun bir hik�ye, bunu anlatmaya yard�m edebilir: � Bir yerlerde, bir ada varm��. Bu yer, ancak, i�tenlikle bak�l�rsa, g�r�lecek kadar i�lerdeymi�. Yani ta uzaklarda bir yerdeymi�. ��te bu adan�n sol taraf�, sivri ve dik kayal�klarla doluymu�. Dalgalar bu kayalara �arpt�k�a, k�p�kler ve g�r�lt�l� sesler ��kar�rm��. Adan�n bu k�y�s�na yakla�may� zorla�t�ran sivri kayalar, insan�n t�rp�lenmemi�, sivri kalm��, kibrinin, egosunun ve ilkel ihtiraslar�n�n simgesi gibiymi�. O y�zden adan�n solundaki bu kayal�kl� k�y�ya BENC�L k�y�lar� denirmi�. Bu kayal�klar�n bitiminden sonra g�zel ve upuzun bir sahil ba�larm��. Sahilin iri �ak�l ta�l� topra��, bir s�re k�y� boyu uzan�rm��. Sahilin bu taraf�ndaki, dalgalar, ilerlerden k�p�r�p ta�arak gelir ve sahilin d�zl���ndeki �ak�l ta�lar� aras�nda k�s�k sesle, s�n�p kaybolurmu�. Adan�n sahilinde, sa� tarafa do�ru gittik�e, k�y�daki toprak gitgide incelir ve en sonunda, pudrams� bir kumluk sahile ula��l�rm��. Adan�n sa� taraf�nda, denizin i�ine do�ru ilerleyen s�� bir alan varm��. Buras�, k�sa boylu saz t�r� otlarla kapl�, yar� �amurumsu bir batakl�k g�r�n�m�ndeymi�. Ad�m atmay� zorla�t�ran, dibe �eken, adan�n bu �amurumsu - batakl�k k�y�s�, insan�n tembellikle, vazge�i�lerle, cesaretsizli�iyle, kaybedi�lerin h�sran� ve umutsuzlukla s��la�m�� y�nlerimizin simgesi gibiymi�. O y�zden, adan�n sa� taraf�ndaki bu batakl�k k�y�s�na MUTSUZLUK k�y�s� denirmi�. Bu adada ya�ayanlar, kendi halinde, do�al �artlarda ya�ayan, huzurlu insanlarm��. Bu adada, as�rlard�r devam eden bir gelenek varm��. Adan�n gen�leri, belli bir ya�a gelince, kendi kendilerine bir tekne yap�p, bu tekneyle denize a��larak, tek ba�lar�na seyahat etmek zorundaym��. Adaya ne zaman ve nas�l d�nd�klerinin bir �nemi yokmu�. Ancak ba�ka bir k�y�ya gittiklerinin ispat� olarak, d�nerken, yanlar�nda bir �eyler getirmeleri �artm��. Seyahatten d�n��te, tekneyi par�alar�na ay�r�r ve gece olunca bu tekne par�alar�n� yakt�klar� kocaman ate�in etraf�nda, ada hakl� toplan�p, gencin seyahat hik�yesini merakla dinlerlermi�. Teknenin par�alanmas� gelene�i, ki�ili�imizle ilgili davran�� kal�plar�m�z�, kendi kendimize yaratt���m�z�n ve yine ancak, bizim par�alay�p yok edebilece�imizin bir simgesi gibi imi�. Bu g�ne kadar, bu gelene�i bozan hi� kimse olmam��. Ancak, adada ya�ayan gen� bir o�lan �ocu�u, bu gelene�i yerine getirme g�revi kendisine defalarca hat�rlat�ld��� halde, t�rl� bahanelerle, bu tekne yap�m�n� ve seyahatini ,s�rekli ertelermi�. Ada halk�n�n yeti�kinleri, bu konuda �srarlar�n� s�rd�rd�k�e, gen� o�lan, bu i�i daha fazla erteleyemeyece�ini anlam�� ama yine de bir t�rl� N�YET edip bu i�e ba�lam�yormu�. G�nlerden bir g�n, ada halk�n�n birka� yeti�kini, bu gelene�i yerine getirmekten ka��nd���n� ve yeti�kin biri olabilmesi i�in bu deneyimi ger�ekle�tirmesi gerekti�ini, y�ksek sesle, azarlar tonda s�ylemi�ler. Bir s�re, kendi ba��na kal�p, bu i�i neden erteledi�ini, kendi kendine sormas�n� ve cevab�n� bulmadan aralar�na kat�lamayaca��n� sert bir �ekilde s�ylemi�ler. Bu sert konu�ma ve azarlanmaya k�r�lan gen�, a�a�l�kl� alana kadar sinirli sinirli y�r�m��. Gelene�i bozamayaca��n�, eninde sonunda bu seyahate ��kaca��n�, buna mecbur oldu�unu biliyormu�, bilmesine ama yine de di�erlerini k�zd�racak kadar, ilgisizlikle davranmas�n�n sebebini kendisi de tam olarak bilemiyormu�. - Bana k�zmalar�na, azarlamalar�na sinirlensem de asl�nda hakl� olarak s�yledikleri �eyi yapmal�y�m. �nce,biraz yaln�z kal�p, N�YE diye kendi kendime d���nmeliyim. Evet hakl�lar. Hakl�lar ama... Of!... diyerek s�k�nt�yla, bir a�a� g�lgesine oturmu�. Her d���nce de i�indeki a��rl�k daha da art�yormu�. - Bu d���nmek de ne s�k�c�, ne yorucu �eymi� can�m. Aaaa! deyip kendini rahatlatmak i�in, bir �eyler yapmak istemi�. Cebindeki k���k b��a�� ile yerdeki dallardan birine oymalar yapmaya ba�lam��. Ama�s�zca ba�lad��� bu i�in, s�k�nt�s�n� hafifletti�ini fark edince sevinmi�. - ��te ! Belki de tekne yapmak, a�a� dal�n� �ak�yla oymak kadar basit gelecek bana. Ama ba�lamad���m i�in, bana yapamayacakm���m gibi zor g�r�n�yor. Cevab�m bu olmal�. Bana bir �eylerin zor gelmesi. Ama niye zor geldi�ini de bulmal�y�m. Niye, niye? diyerek d���nmeye devam etmi�. Bu adada ya�aman�n, kendisine ne kadar s�k�c� ve zor geldi�ini d���nm��. Bu s�k�nt�l� halini d���nd���nde, i�inin darald���n� hissederek daha rahatl�kla nefes almaya �al��sa da, nefesi bile a��r gelir ve rahatlayamad���na oflay�p puflarm��. Kendini be�enmeyen, kendine g�veni yetersiz insanlar�n ruh halinin canl� bir simgesi gibiymi� bu gen� o�lan. B�yle insanlar�n kendini k���k g�rmesinin benzerli�i gibi boyu, di�er ya��tlar�na g�re daha k�saym��. Yine b�yle insanlar�n g��s�z olmalar�n�n benzerli�i gibi, zay�f, c�l�z bedeni varm��. As�k surat�, memnuniyetsiz bak��lar�, m�mk�n oldu�unca sessiz olmaya �al��an y�r�y���, yere e�ik ba��, d���k omuzlar� ile dola��rm��. Etraf�na ilgisizli�i ve s�k�nt�l� hali, her durumda belli olurmu�. Bu halinin fark�na vard��� anlarda, adada ya�ayan di�er insanlar� izler, onlar gibi mutlu ve huzurlu olamad���na �z�l�rm��. ��te eskiden de akl�na bir gelip bir giden bu d���ncelerinin hepsi, bir araya toplanm�� gibi bir a��rl�kla dolmu�. G�lgesine oturdu�u a�aca yaslanm��. G��s�nde yine bir ac�ma ve s�k��ma hissetmi�. K�sa bir durgunluktan sonra, daha �zg�n olarak: - Off, niye, ba�ka biri gibi ya�amak istiyorum? Sanki bu ya�am, bu beden bana ait de�il. Kendimi de�il de ba�ka birini izler gibiyim. �zledik�e, be�enmeyi�im ve duydu�um s�k�lma hissim art�yor. Bu seyirci halimden de s�k�ld�m. Kendimde g�rd�klerim ho�uma gitmiyor. Daha uzun boylu, daha yak���kl�, daha vakur, daha ne�eli, daha sar���n, daha g��l�, daha ilgi �ekici, daha �nemli biri olmak isterdim demi�. - Ama ben, i�imdeki y�lg�nl�ktan, daralm��l�k ve cesaretsizlikten, ba�ka bir yerde ve ba�ka biri olarak ya�amay� hayal etmekten yoruldum. �nsan�n kendi kendine duydu�u bu yabanc�l�k hissi ne kadar zormu�. G�n ge�tik�e, daha bir umutsuz, daha bir keyifsiz oluyorum. Sanki yava� yava� uyu�uyor gibiyim. Bu halimi g�rm�yorlar m�? �kide bir hadi tekneni yap diye s�k��t�r�yorlar beni. �u tekne yapma i�i de ne sa�ma �ey! � Yapt���n teknenin �ekli, ruh halinin simgesidir. Aynen kendini yans�tacak. O y�zden kendinle b�t�nle�en bir fikir gelene kadar, tekne yapmaya ba�lanmaz � demi�lerdi. �yi de, ne zamandan beri benim akl�ma hi�bir fikir gelmiyor. Asl�nda �u s�k�lm�� halimi d���n�nce, kal�n bir kabuk i�inde ya��yormu�um gibiyim ya, ceviz kabu�u �eklinde minicik bir sandal yapmak gerek. Karamsarl���m�n ve mutsuzlu�umun simgesi olarak da, siyah renge boyayabilirim. B�yle bir sandal yapsam amma da sa�ma olur. Herkes niye ba�ka renge boyamad���m� sorup durur. B�yle bir sandal yapsam, ben be�enir miydim acaba? Di�erlerinin yapt��� sandallar� ne kadar da be�enmi�lerdi. Herkes, kendine benzeyen �zellikte bir sandal yap�p, g�le oynaya denize a��lm��t�. Hatta bir tanesi o kadar basit bir sal yapm��t� ki, yan yana s�ralad��� kal�n a�a� g�vdelerini, kal�n iplerle birbirine ba�lam��, a�a� g�vdelerinin iki ucu �zerine de uzunca birer a�a� g�vdesi ba�lam��t�. Bu sal�n ortas�na �akt��� daha ince bir dire�e, yelken g�revi g�recek kuma�lar� iplerle tutturmu�tu. R�zg�r�n y�n�ne g�re ayarlad��� yelkenleriyle, bu basit sal�n, denizin �zerinde y�z���n� hat�rlam��t�. - Kenarlar�nda fazla bir y�kseklik olmayan bu sal, asl�nda korunaks�z. �stelik, r�zg�r �iddetli esti�inde, yelkenleri par�alayabilir. Ben olsam b�yle bir sal yapmazd�m! diye d���nm��t�. Bir s�re daha d���nd�kten sonra, o g�n sandal�n� yapmaya ba�lad�. Kafas�nda tasarlad��� gibi kenarlar� y�ksek, �ekli ceviz kabu�una benzeyen k���k bir sandal yapm��t�. Siyah renge boyay�p boyamamakta bir t�rl� karar veremiyordu. E�er siyaha boyarsa, dikkat �ekici ve �a��rt�c� olurdu. Hem adadakiler, o kadar sessiz durdu�uma aldanmas�nlar. O da ilgin� �eyler yapabilirdi. Hem de gitti�i k�y�daki insanlar, onu b�yle siyah bir sandalla g�r�nce �a��racaklar. Ona sorular sormak i�in sab�rs�zlan�rlard�. Neler sorarlard� acaba? - Neden siyah� se�tin? Gece karanl���ndan korktu�un i�in, fark edilmeden yol als�n diye mi? G�nd�z de herkesin kolayl�kla dikkatini �ekecek bir renk. Yoksa; gece karanl���nda saklanman� kolayla�t�rs�n, g�nd�z �����nda da fark edilsin diye mi se�tin siyah�? Diye merakla sorular soracaklar diye d���nd�. Evet, karar�n� verdi, sandal� siyaha boyayacakt�. Sandal�na koyaca�� ismi d���nd�. Kendi kabu�un ya�ad��� yaln�zl��� ve kendini tamam hissettirecek di�er par�as�ndan ayr�ym�� gibi hissettiren, kendine yabanc�l���n� ve eksiklik hissini d���nd�. Sandal�na,� Yar�m Kabuk � ismini yazacakt� ki, son anda vazge�ti. - Sandala bu ismi koyarsam, bu halimden ne kadar da rahats�z oldu�umu anlar, bana ac�rlar. Yard�m etmek isterler. Kimsenin bana ac�mas�n� istemiyorum. Ben b�yle bir etki b�rakmak istemiyorum dedi h�z�nle dolarak. Kim, ona nas�l yard�m edebilirdi ki? T�pk� bu sandal� tek ba��na yapmak zorunda olmas� gibi, sadece kendi kendisine yard�m edebilirdi sadece kendisinden destek alabilirdi. Buna mecburdu. Bir an d���nd� ve y�z�ne kocaman bir g�l�mseme yay�ld�. - Sandal�ma koyaca��m ismi buldum; � S.O.S � . Okuyanlar � �mdat � anlam�nda d���nd���nde, � Hay�r, S.O.S� in anlam�, � Siyah Olan Sandal � demek diyerek �a��rtaca��m onlar�! Hatta bu ismi, sar� renk bir boya ile yazay�m ki, hem esprili olsun, hem de istedi�im gibi dikkat �ekici olsun diyerek g�l�msedi. Sandal�n� bitirdi�inde, y�z�ndeki mutsuzluk ifadesinden eser yoktu. Adadan ayr�lma g�n�nde, ada halk� gen� o�lan� u�urlamak i�in k�y�da toplanm��t�. Bu u�urlama merasiminde ada halk�ndan bir ya�l� ; - Her yolculuk tel���, ayr� bir heyecanla ya�an�r. Ancak �zg�r ruhlu ve cesaretli yolcular, ger�ekten t�m zorluklar� a�abilirler. Korkular�na ra�men ilerler, vazge�mezler. Kar��la�t�klar� �eyler, seyahat heyecanlar�n� etkilemez. Ald�rmaz bir sakinlikle, yollar�na devam ederler. Ger�ek bir seyahat heyecan�, �zg�r se�imlerle ya�an�r. Ve sen de i�sel �zg�rl���n i�in, bu seyahati yapmal�s�n. Haz�r oldu�una karar verdi�inde, s�n�rs�z olan yarat�c�l���na inanarak, kendi sandal�n�, kendin yapt�n. Ve senin karar verdi�in bu g�nde, bu adadan kendi yapt���n sandal�nla ayr�lacaks�n. Yaln�zl���yla �rkm�� bir yolcu de�il, �zg�r bir seyahat�i keyfiyle, istedi�in y�nde, g�c�n yetti�ince cesurca gitmelisin. Yolun a��k olsun dedi. �steksizlikle cesaretsizlikle ka��nd��� bu i�ten, bu kadar etkilenmi� olmay�, hay�l bile edemezdi. Daha ayr�lmadan, aday� ve ada halk�n�, bir an �nce,yeniden g�rme �zlemiyle doldu�unu fark etti. G�zleri de dolmu�tu. Ada halk�ndan kimse, neden siyaha boyad�n diye �a�k�n bak��larla sorular sormasa da, be�enip be�enmediklerini belli etmeseler de, �u an bunun bir �nemi kalmam��t�. Bu adan�n ve birlikte ya�ad��� insanlar�n bir par�as�yd�. Ada halk�ndan b�t�n�yle tek tek sar�l�p vedala�t���nda, bunu daha bir hissetmi�ti. Kendi eme�iyle yapt��� bu sandalla yapaca�� seyahat bunu anlamas�n� sa�lam��t�. Kim bilir, seyahati boyunca kendisine ait daha neler ��renip, anlayacakt�! Sandal�na binip,denize a��ld�... � |
" Edebiyat At�lyesi Pazartesi �al��malar� " ndan: 49. hafta, 29.08.2005 - 04.09.2005 haftan�n konusu: " S�YAH SANDAL " �zerine