R�zg�r �deta sa�lar�n�
ok�uyordu. Kad�n hi� konu�madan kayal�klar�n �st�nde �ylece oturuyor,
g�zlerini dikmi� sabit bir �ekilde denize bak�yordu. Dalgalar�n kayalara
vuru�una� Uzun siyah sa�lar� vah�ice dans ediyordu sanki. Sa�lar�n�n da��n�k
olu�una ald�rmaz gibiydi. D���nceli g�r�n�yordu. G�ne� batmak �zereydi ve gen�
kad�n�n�n y�z�ndeki tebess�mden, g�ne�in batarken yayd��� o k�z�ll���
sevdi�ini anlamak hi� de zor de�ildi. G�ne� batt�ktan sonra a��r ad�mlarla
y�r�d� ve sonra g�zden kayboldu�
Kad�rga Kayal�klar�n� bug�ne kadar ziyaret eden pek �ok ki�i aras�nda, bu
suskun kad�n� g�rmeyen �ok az insan vard� herh�lde. Y�llarca ad�ndan s�z
ettiren bu kad�n, bir gazetecinin de dikkatini �ekmi�ti sonunda. Gazetecinin
bu konuya ilgisi, k�z arkada��n�n anlatt�klar�ndan sonra ba�lam��t�;
- � A�va� da bir kad�n hemen her ak�am gelip, kayal�klar�n �st�ne oturup,
denizi seyrediyor ve g�ne� batana kadar da kal�yor. G�ne�in batmas�yla
birlikte ortadan kayboluyor. �ok gizemli bir kad�n. Onun hakk�nda pek �ok
s�ylenti var; kimine g�re delirmi�, kimine g�re dikkat �ekmeye �al���yor,
kimine g�re ise kimsesiz. Kad�n�n yan�na gitmeye kimse cesaret edemiyormu�;
hatta giden birka� ki�inin daha sonra tuhafla�t�klar� da s�ylentiler aras�nda.
Denilene g�re kad�n hi� konu�muyor, derin ve �zg�n bak��larla denize
bak�yormu� sadece. Baz�lar� da onun bir b�y�c� oldu�unu d���n�yor. Tabii
bunlar�n hepsi birer hik�ye! Onu bir iki kez g�rd�m ve resmini �ekmeyi
ba�ard�m � diyerek �ekti�i foto�raf� uzatm��t� kendisine.
- � �lgin� ! Bu kad�n�n hali fazlas�yla ilgimi �ekti. Sence neden b�yle
davran�yor olabilir? �
- � Benim bu konu hakk�ndaki d���ncemi sorarsan; kad�n deli!�
- � Kad�n� yak�ndan g�rd�n m�? Dikkatini �eken farkl� bir durum var m�yd�? �
- � Kad�n gelmeden �nceydi. Ben kayal�klar�n orada, oturmu� denizi
seyrediyordum. Birden arkamdan birisinin geldi�ini hissettim. Bakt�m oydu, �ok
heyecanl� bir hali vard�. Ben de heyecanland�m. Kalkt�m merhaba deyip elimi
uzatt�m. Fakat �rkek�e bana bakt�, sanki ona her an zarar verebilirmi�im gibi
benden uzak duruyordu. Elim havada as�l� kald�. Yan�na sokulmak istedim.
Birden ka�maya ba�lad�. Oysa amac�m onu korkutmak de�ildi. Neden ka�t���n� �ok
merak ettim ve pe�inden gitmeye ba�lad�m. Yerdeki ta�lar sivri, ayaklar�m�za
bat�yordu. Aya��mda ayakkab� olmas�na ra�men can�m yan�yordu. Oysa o,
aya��ndan ��kartt��� ayakkab�lar� elinde, ta�lar�n �zerinde ko�maya devam
ediyordu. Bir s�re sonra ko�maktan yorulmu�tum. Durup nefes almak istedim; o
hala ka��yordu. Durdum ve onun uzakla�mas�n� izledim. Ayaklar�n�n kanad���n�
fark etti�imde i�im bir tuhaf oldu. �nsan niye b�yle ka�ar ki? Neden? �
Bir yandan anlat�p, bir yandan sorular�n� pe� pe�e s�ralamadan �nce derin bir
nefes al�rken, sanki o an� tekrar ya��yor gibiydi.
Gazeteci, bu konu�man�n ard�ndan bir s�re A�va� da kalmaya karar vermi� ve bir
pansiyona yerle�mi�ti. K���k, sevimli ve s�cak bir yerdi. Pansiyonun sahibi
ya�l� bir �iftti. Pansiyonu ellerinden geldi�ince c�v�l c�v�l yapmaya
�al���yorlard�. Her sabah odalardaki t�m vazolara taze �i�ek koyuyor, yatak
�ar�aflar�n� d�zenli olarak de�i�tiriyorlard�. Her yer p�r�l p�r�ld�. Bu
pansiyonun i�inde de, d�� boyas�nda oldu�u gibi pembe ve beyaz renkler
hakimdi. Kocaman bir de bah�esi vard�. Gazeteci buraya gelmekten dolay� �ok
mutlu oldu�unu hissetti birden. Bu ya�l� �ifti tan�mak kendisi i�in bir �anst�
ayr�ca.
Buraya geleli �ok olmam��t�. Kad�rga Kayal�klar�� na gitmeden �nce biraz bilgi
edinmeliydi. Bu y�zden oraya hemen gitmek istemiyordu. Hatta bu pansiyonda
keyifli bir tembellik e�li�inde biraz bilgi de toplayabilirdi� Bu d���nceler
i�ersinde, kahvalt�ya a�a��ya indi, ya�l� �ift masadayd�, yanlar�nda da
pansiyonda kalan konuklar� vard�.
- � Gel o�lum seni tan��t�ray�m! Bu yan odadaki kom�un Nefise, kar��
kom�ular�n Salih Bey, e�i Emine, �ocuklar� Asl� ve Fatih... Bu ikili de Demet
ve erkek arkada�� Kerem, Yavuz Bey, �ule Han�m, Sanem Han�m ve oda arkada��
Yasemin... Bu bey de, gazeteci arkada��m�z Taner Bey � dedi ya�l� adam.
Kar��l�kl� g�l�mseme, el s�k��ma ve � memnun oldum � ifadelerinin dile
getirilmesinden sonra kahvalt�ya ba�lad�lar. Ho� bir sohbet i�erisinde
kahvalt� devam ediyordu ki, pansiyonu i�leten ya�l� �ift kahvalt�n�n orta
yerinde kavga etmeye ba�lad�;
- Zehra Han�m re�eli hi� g�zel yapamam��s�n�z !
- �ok iyi yapabilece�ine inan�yorsan sen yap !
- Senden g�zel yapaca��m kesin !
- Sen �yle san! Ben y�llard�r bu i�i yapar�m, herkes de sever, sen
sevmiyorsan kendin yap�p ye !
- Zehra Han�m bu insanlar re�elini mecburiyetten yiyorlar; seni k�rmamak i�in!
Yoksa re�elini be�endiklerinden de�il!
- H�h! sana �yle geliyor Turgut Bey, isterseniz soral�m!
- Evet s�yleyin gen�ler, bu re�elleri be�enerek mi yiyorsunuz ?
Turgut Beyin bu sorusu �zerine bir sessizlik oldu, �ocuklardan birinin �
Elbette be�eniyoruz� s�zlerinin ard�ndan di�erleri de, onaylad�klar�n� ba��n�
sallayarak belli ettiler. Ya�l� kad�n�n, � Var m�s�n yar��a, hangimiz en g�zel
re�eli yapacak? � sorusunu, � Tamam!� diye yan�tlad� ya�l� adam.
Masadakilerin g�lmeye ba�lamas�yla birlikte yar� gergin hava yumu�am��t�.
G�lenler aras�nda bulunan Salih Bey, gazeteci Taner� in yan�nda oturuyordu ve
e�ilip kula��na f�s�ldad�;
- Her zamanki halleri; hep re�el kavgas� yaparlar ve her seferinde de Zehra
Han�m kazan�r! Gazeteci Taner g�l�mserken, Salih Bey devam etti:
- Bu ak�am ikisi de mutfa�a girer, seyret sonras�n�, kesin k�yamet kopacak
zira tart��arak yar���rlar ve tart���rken de �ok �irin olurlar �
Masada, kahkaha sesleri devam ediyordu.
Ak�amla birlikte yorgunluk ��km��t�, Taner yata��na uzanm��, yeni tan��t��� bu
insanlarla birlikte o kad�n� d���n�yordu. Buradaki insanlar o kadar tatl�yd�
ki, hemen onlara �s�n�vermi�ti. Fakat onlar da arkada�� kadar bilgiye sahipti,
hen�z farkl� bir bilgi edinememi�ti. Sabah Kad�rga Kayal�klar�� na gitmeye
karar verdi. Art�k, oralar� inceleme zaman� gelmi�ti. Bu d���nceler aras�nda
uykuya dal�verdi.
Ertesi g�n �antas�n� s�rt�na ge�irdi ve do�rudan Kad�rga Kayal�klar�� na
gitti. G�n boyunca kayal�klarda dola�t�, her taraf�na bakt�, inceledi. Ak�ama
do�ru, kad�n� g�rebilece�i bir yere sakland� ve kad�n�n gelmesini beklemeye
ba�lad�. D�rb�n�n�, foto�raf makinesini haz�rlad�. Kafas�nda has�rdan �apkas�,
�zerinde uzun �ort ve ye�il g�mle�iyle, safariye ��kan avc�lara benzeyen bir
g�r�n�m� vard� �deta. Siyah, k�sa sa�lar� �apkan�n alt�nda ezilmi�ti,
kahverengi g�zleri heyecanl� bir bekleyi� i�indeydi.
Sonunda kad�n gelmi�ti. �zerinde beyaz bir elbise vard�. Sa�lar� dalgal� ve
uzuncayd�. Kayaya oturdu, sa�lar� r�zgarda u�uyordu. Taner d�rb�nle kad�na
bak�yordu. Kad�n sallan�yordu, dudaklar�n� hareket ettiriyordu. Kendi kendine
mi konu�uyordu, yoksa �ark� m� m�r�ldan�yordu, anla��lm�yordu. Bir s�re sonra
sustu. Bak��lar� dalg�n ve donuktu. Az sonra g�ne� batm�� ve kad�n g�zden
kaybolmu�tu...
Pansiyona geri d�nd���nde epeyce yoruldu�unu hissetti. Ak�am yeme�i s�ras�nda
ya�l� �ift ut e�li�inde fas�l ge�tiler. Masadakiler hep bir a��zdan � Biz her
gece Heybeli� de mehtaba ��kard�k � �ark�s�n� s�ylemeye ba�lad�lar.
Herkes ne�e i�inde birbirine bak�yordu. Ak�am kahveleri yudumlan�rken Zehra
Han�m da �ocuklara masallar anlat�yordu. �ocuklar ya�l� kad�n�n kuca��na
uzanm��, can kula�� ile onu dinliyorlard�. Ya�l� kad�n sa��na topuz yapm�� ve
uzun bir elbise giymi�ti. Sa�lar� beyazd�, y�z�nde ya�l�l���n getirdi�i
izlerle birlikte sevecen bak��lar� da ta��yordu. Turgut beyin de, her ak�am
mutlaka bir turnuva d�zenlemesinden tavla oynamaya bay�ld��� anla��l�yordu.
Beyaz sa�� ve beyaz sakal�yla sanki biraz Sean CONNERY� i and�r�yordu ve
ya�l� g�r�n���ne kar��n yak���kl� say�l�rd�. Y�z�nde tatl� sert bir ifade
vard�. Gazeteci bu g�zlemlerinin ard�ndan, bu ortam�n �ok huzur verici
oldu�unu d���nd�. Kendini �ok yorgun hissetmesine ra�men, bir s�re, orada
bulunuyor olman�n tad�n� ��kartt� ve daha sonra kalk�p erkenden yatt�.
G�nler ge�iyordu; art�k bu esrar� ��zmeliydi. E�er o kad�na rastlarsa, mutlaka
onunla konu�maya �al��acakt�. Daha fazla bilgiye ihtiyac� vard�. Odas�nda bir
a�a�� bir yukar� geziyor, kendi kendine konu�uyordu; � Bu kad�n� tan�yan kimse
yok mu ya? Neden bu halde dola�t���n� bilen yok mu? Hem bu kad�n ne yer, ne
i�er? Nerede bar�n�r? Anlayam�yorum, bunu bulmak zorunday�m! �
Bir an durdu, sonra �antas�n� ald��� gibi ��kt� odas�ndan. Tam merdivenlerden
iniyordu ki Zehra Han�mla kar��la�t�lar:
- Nereye b�yle alelacele? diye sordu ya�l� kad�n.
- D��ar� ��k�yorum, yaln�z size bir sorum olacak Zehra Han�m, sormamda bir
sak�nca yoktur in�allah? diye yan�tlad� Taner. Zehra han�m�n
- Yok tabii, istedi�ini sorabilirsiniz!
- Zehra Han�m, her ak�am Kad�rga� ya gelen o kad�n hakk�nda bilginiz var m�?
Ad�n�, ailesini ya da onunla ilgili her hangi bir �ey biliyor musunuz? �
Zehra Han�m, beklemedi�i bu soru kar��s�nda �a��rm��t�, rengi atm�� ve � Hay�r
� diyebilmi�ti bo�uk bir sesle. Taner de, Zehra han�m�n bu tepkisine
�a��rm��t�, � Tamam, te�ekk�rler � deyip pansiyondan ��kt�.
K�yl�lerle konu�mak �zere yol boyunca y�r�d�, k�y�n i�ine girdi. Dola�t�,
kahvede oturanlarla, esnafla, bakkalla, pek �ok ki�iyle konu�tu. Sanki a��z
birli�i etmi��esine hi� kimse farkl� bir �ey s�ylemiyordu. Gazeteci olduk�a
�a�k�nd�, ��renebildi�i yaln�zca, yakla��k on bir senedir bu kad�n�n bu
�ekilde davrand���yd�. � Neden? � sorusuna hi�bir yan�t alamay��� onu iyice
�a��rtm��t�. � Enteresan! � diye m�r�ldan�rken, pansiyonun yolunu tuttu.
Pansiyona vard���nda ak�am olmu�tu. Ak�am yeme�i i�in masa haz�rlan�yordu.
Gazeteci durgundu ve bu durgunlu�u y�z�nden okunuyordu. Yemek masas�nda da
d���nceliydi, yeme�ine dokunmam��t�. Zehra han�m, gazetecinin neden b�yle
durgun oldu�unu tahmin edebiliyordu ancak anlamad���, bu konunun �st�ne neden
bu kadar d��t���yd�.
Kahveler i�ilmek �zereyken Zehra han�m gazeteciye d�nerek;
- Taner Bey bu kadar �z�lmeyin! Sizin i�in neden bu kad�n bu kadar �nemli,
d�nyan�n pek �ok yerinde sorunlu insanlar vard�r yada deli olan, bu kad�n�n
di�erlerinden pek fark� yok. O bir deli neden ilgileniyorsunuz ki? sorusunu
sormaktan kendini alamam��t�.
- Bak�n, bu kad�n�n deli oldu�unu nereden biliyorsunuz? Hem madem deli, neden
deli oldu�unu da biliyor olman�z laz�m de�il mi?
Sorunun ard�ndan ya�l� kad�n yutkundu, tam bir �eyler s�yleyecekti ki telefona
�a��rd�lar, izin isteyip kalkt�. Taner bu s�rada, ya�l� kad�n�n renginin
att���n� fark etmi�ti. Merak� giderek daha da art�yordu ve bu insanlar�n
sessizli�i onu �ileden ��kar�yordu. Her �eye ra�men kararl�yd�, bu kad�n�n
gizemini ��zecekti.
Taner ertesi g�n kayal�klara geldi�inde g�ne� batmak �zereydi. Kayalar�n
�st�nde oturmakta olan gen� kad�n, gitmek �zere aya�a kalkt���nda arkas�ndan
gelen sese do�ru ba��n� �evirdi. Taner ona yakla�may� denedi ancak kad�n
ko�maya ba�lad�. Taner de pe�inden gitmeye �al���yor, ne var ki ta�lardan
dolay� ko�am�yordu. Bir anda ayak bile�inde bir sanc� hissetti. Kendini bir
ta��n �st�ne zor att�. Aya�� burkulmu�tu ve �zerine bast�k�a can� yan�yordu.
Bu durumda ne ko�maya ne de y�r�meye devam edemezdi, sadece kad�n�n arkas�ndan
bakabildi.
�zg�n bir �ekilde pansiyona geri d�n�p, odas�na ��kt���nda odadaki e�yalar�n�n
kar��t�r�ld���n� fark etti. Bunu kim yapm�� olabilirdi ki? O ya�l� �ift bunu
yapmazd�. Pansiyonda kalan di�erleri de yapmazd�. O zaman kim yapm��
olabilirdi? Bu davran��� hi� kimseye yak��t�ram�yordu.
Hem odas� ni�in kar��t�r�lm��t�? Aran�lan neydi? Bir yandan d���n�rken bir
yandan da odan�n penceresinden d��ar�y� seyrediyordu. Kafas� �ok kar��m��t�,
ba��n� geriye �evirip odaya ��yle bir bakt���nda, bir anda o kad�n�n
resimlerinin ortadan kaybolmu� oldu�unu fark etti. Birden g�m diye bir sesle
birlikte kafas�nda bir ac� hissetti. D��ar�dan birisi bir ta� f�rlatm��t�.
Kafas�na isabet etmi�ti ve ba�� kan�yordu. Ta��n sar�l� oldu�u bir de k���t
vard�. Hemen a�t�; k���tta � bu kad�n�n gizemini ara�t�rmay� b�rak, e�er
buralar� da terk etmezsen biz seni g�ndermesini biliriz � diye yaz�l�yd�.
Ba�� �ok k�t� a�r�yordu. Bu olay kar��s�nda aya��n�n ac�s�n� bile unutmu�tu.
Kafas�n� tutarak a�a�� indi. Herkes a�a��dayd�. Tel��la etraf�n� sard�lar; ne
oldu�unu, nas�l oldu�unu sordular. Bu ba�r��malar�n i�inde, ba��n�n a�r�s�
iyice artm��t�. Zehra Han�m� �n yapt��� pansuman�n ard�ndan odas�na gidip
yatt�. Ertesi g�n odas�ndan d��ar� hi� ��kmad�. Biraz kendine gelmek ve t�m bu
olanlar� sakin kafayla d���nmek ihtiyac� i�indeydi.
Ak�ama do�ru a�a��ya indi�inde, ak�am yeme�i i�in haz�rl�klar ba�lam��t�.
�ocuklara yakla�t� ve sordu:
- �ocuklar, ge�en g�n ben yukar�da odamdayken, yaraland���m s�rada, Zehra
Han�m neredeydi? G�rd�n�z m�?
- Bize masal anlat�yordu birden d��ar� ��kt�, siz a�a�� indi�inizde o da i�eri
girdi
- Peki nas�ld�? Tel��l� ya da korkmu� muydu?
- Tel��l� bir hali vard� � dedi her ikisi de. Gitmek �zereyken �ocuklardan
biri ekledi;
- Asl�nda, sanki biraz da korkmu� gibiydi! �
Taner� in kafas�nda bir �eyler �ekillenmeye ba�lam��t�. Bunu yapan mutlaka
Zehra Han�m olmal�yd�; ba�kas� olamazd�. Ona o soruyu sordu�u zamanki y�z
ifadesini hat�rlad�, olduk�a tel��lanm��, heyecanlanm��t�. Tam da akl�ndan; �
Bu konuda gizledi�i bir �eyler oldu�u kesin! � diye ge�irirken, Zehra han�m
geldi yan�na:
- �ay yada kahve ister misiniz? �
- Te�ekk�rler, hi� bir �ey istemiyorum. Yaln�z, sizinle konu�mak istedi�im bir
konu var, m�saade ederseniz konu�mak istiyorum! �
- Tabii, dedi ya�l� kad�n ve koltu�a, Taner� in yan�na oturdu
- Buyurun, sizi dinliyorum
- Yaraland���m gece siz neredeydiniz ?
- �ocuklara masal anlat�yordum.
- Emin misiniz? �
Zehra han�m�n g�zleri b�y�d�, y�z�n�n rengi att�:
- Tabii, eminim!
- �ocuklar �yle demiyor ama!
- �ocuklar m�?
- Evet, onlar sizin d��ar� ��kt���n�z� ve geri d�nd���n�zde de tel��l�
oldu�unuzu s�ylediler.
Ya�l� kad�n bir an afallad�, ne diyece�ini bilemedi. Taner �srarla devam etti:
- Neden inkar ediyorsunuz?
- Be....ben, ben..
- Evet, siz!
- �ocuklara masal anlat�rken bir g�r�lt� duydum, bah�eye ��k�p bakmak istedim.
Etrafa bak�n�rken bir karalt� h�zla yan�mdan ge�ti, �ok korkmu�tum hemen i�eri
girdim.
- Peki, b�yle ise neden gizlediniz!
- A��k�as� beni su�laman�zdan korktum. San�r�m bu davran���mla ��phe
uyand�rd�m sizde ama inan�n bana, duydu�um g�r�lt�ye bakmak i�in d��ar� ��kt�m
ve korktu�um i�in de hemen geri d�nd�m.
- Size inanm�yorum, bu olay�n a���a ��kmas�n� istemiyordunuz, her �eyi bu
y�zden yapt�n�z, odamdaki resimleri de siz ald�n�z!
Ya�l� kad�n a�lamaya ba�lad�;
- Hay�r! hay�r! dedi a�layarak ve olabildi�ince h�zl� ad�mlarla yukar� do�ru
��kt�.
Gen� adam, bu ya�l� kad�na b�yle davrand��� i�in �ok �z�lm��t� ama onun
yapt���na dair g��l� bir his vard� i�inde. � Yine de emin olmal�y�m! � diye
ge�irdi akl�ndan ve ilk f�rsatta Zehra han�m�n odas�na bakmaya karar verdi.
Bir ak�am �zeri, yemek haz�rl��� s�ras�nda bu f�rsat� yakalad� Taner. Ya�l�
kad�n�n odas�na girdi. Her tarafa iyice g�z att�; ne var ki resimleri
bulamam��t�. Odadan ��kaca�� s�rada aya�� hal�ya tak�ld� ve d��t�. Neye
tak�ld���na bakmak istedi ve o s�rada hal�n�n alt�nda duran resimleri fark
etti. Ya�l� kad�n resimleri buraya saklam�� olmal� diye d���nd�. Demek ki o
yapm��t�! Kendisinin buradan gitmesini isteyen ki�i oydu... � Bingo � diye
ba��rd�. Resimleri ald��� gibi odadan ��kt�.
Zehra han�m�n son g�nlerde hi� keyfi yoktu. Bunu herkes fark ediyordu. Taner
de fark�ndayd� ama buna ald�r�� etmiyordu. Onun g�z�nde bu ya�l� kad�n bir
su�luydu. Zehra han�m da onun b�yle d���nd���n� hissediyor ve �ok �z�l�yordu.
O ak�am �st� gazeteciye yakla��p;
- Bak evlad�m, yan�l�yorsunuz, ben neden sana zarar vermek isteyeyim ki?
- Susun l�tfen! Beni hayal k�r�kl���na u�ratt�n�z. Sizi ilk g�rd���m zaman �ok
sevmi�tim, sizi ve e�inizi tan�maktan dolay� �ok ama �ok mutlu olmu�tum ama
siz bana yalan s�ylediniz!
- Hay�r, ben sand���n�z gibi ne resimlerinizi �ald�m ne de sizin odan�za ta�
att�m! �
- Ya bu resimler! Onlar� sizin odan�zda buldum! Buna ne dersiniz?
- �nan ben almad�m �
Zehra Han�m bunlar� g��l�kle diyebilmi�ti. Konu�acak hali bile kalmam��t�;
a�lamaya ba�lad�.
Bir anda herkes, � Neler oluyor? � diye sormaya ba�lad�. Gazeteci de: � Zehra
han�ma sorun, o anlats�n benim kafam� nas�l yard���n� � dedi ve odas�na ��kt�.
Tekrar a�a��ya yeme�e indi�inde herkesin keyfinin ka��k oldu�unu ve hi�
kimsenin konu�mad���n� fark etti. Yemek s�ras�nda da sessizlik hakimdi, tek
bir kelime bile etmeden sofradan kalk�ld�.
Ertesi g�n k�yl�lerden biri geldi pansiyona. Turgut beyden gurbetteki o�luna
mektup yazmas�n� istiyordu. Turgut bey k�yl�n�n dediklerini aynen yaz�yordu.
K�yl�n�n �ivesi bozuktu ve cahil oldu�u her halinden belli oluyordu. Taner,
Turgut beyin yan�na gidip nas�l yazd���na bakmak istedi. Yaz�ya bakt���nda
beyninden vurulmu�a d�nd�. Kafas�na ta� at�ld��� o g�n geldi akl�na. Ta��n
�zerinde sar�l� olan k���tta yaz�l� notu hat�rlad�; bu yaz� o k���ttaki el
yaz�s�na �ok benziyordu. Hemen odas�na ��k�p ka��d� eline ald� inceledi;
kesinlikle ayn�yd�. Bu iki ihtiyar beraberce mi yapm��t� bu i�i? Kafas� �ok
kar��m��t�, b�t�n bunlar ne demekti, ya�l� kad�n hakl� olabilir miydi? Belki
de e�i yapm��t�, hal�n�n alt�nda resimleri bulmas� bo�una de�ildi. �stelik
kad�n yapmad���n� s�yl�yordu! O s�rada kap� �ald�, i�eri ya�l� kad�n girdi.
Zehra Han�m gen� gazeteciye yakla�arak;
- Peki, size istedi�inizi anlataca��m, bu kad�nla ilgili ne ��renmek
istiyorsan�z onu ��reneceksiniz!
Taner �ok heyecanlanm��t�, y�z�nde inanmakta zorlan�r bir ifadeyle:
- Ger�ekten mi? diye sordu.
- Evet!
Ya�l� kad�n ve iskemleye oturdu. Taner, teybini ald� kay�t yapmak �zere;
- Evet, tamam, dinliyorum! Ne biliyorsunuz anlat�n! �
dedi ve kay�t d��mesine bast�. Zehra han�m anlatmaya ba�lad�:
- Bundan on bir y�l �nce, yani merak etti�in kad�n on yedi ya��ndayd�. Bir
delikanl�y� seviyordu. Fakat �ocuk fakir oldu�undan k�z�n ailesi bu
delikanl�yla birlikte olmas�na izin vermiyordu. Bunun �zerine iki a��k
ka�t�lar. Uzun bir s�re beraber ya�ad�lar sonra bir g�n k�z ��k�p geldi. K�z�n
ailesi k�zlar�n� kabul etti. Bir m�ddet sonra k�zda fiziksel de�i�imler olmaya
ba�lad�. Herkes anlam��t�; k�z hamileydi. D�n���nden bir ay sonra sevgilisi de
gelecekti, Kad�rga� da bulu�acaklar�na s�z vermi�lerdi. Gen� �ocuk bir t�rl�
gelmiyordu. K�zca��z karn�ndaki bebe�iyle g�ne� batana kadar bekliyordu. Bir
g�n gene kayal�kta beklerken delikanl�n�n �l�m haberini ald� ve bu ac�yla
kendini kayal�ktan a�a�� att�. Ya�amas� bir mucizeydi ama bebe�ini
kaybetmi�ti. Sonra her g�n hi� gelmeyecek olan sevgilisini ve bebe�ini bu
kayal�kta beklemeye ba�lad�. San�r�m, bir bunal�m an�nda intihar edip de
sevdi�i erkekten olan son hat�ray� yok etti�i i�in kendini affedemedi hi�bir
zaman...
- B�yle derin derin suya bakmas� ve �ark� m�r�ldanmas� da bundanm�� demek!
�kisini de yan�na �a��r�yordu belki de...
Gazeteci bu ac�kl� hik�ye kar��s�nda �ok k�t� olmu�, etkilenmi�ti. Hi� b�yle
bir �ey beklemiyordu, �a��rm��t�:
- Bunlar� nerden biliyorsunuz?
- ��nk�, ��nk� o delikanl�n�n babas� Turgut� tu, e�im yani... E�im her �eyi
anlatt�, hatta bir k�sm�na kendim �ahit oldum.
Gazeteci olduk�a �a�k�nd�:
- Turgut beyin o�luydu demek�
Odan�n kap�s� �al�nd�, a�t� Taner. Gelen Turgut beydi.
- Her �eyi ��rendim Turgut bey! S�yleyin l�tfen, neden gizlemek istediniz?
- Demek ��rendin, e�im daha fazla dayanamad� ha? Evet gizledim, bunun o kadar
�ok nedeni var ki� Birincisi, bu olay o�lumu ve kapanmam�� yaram� a��yordu.
�kincisi ise; o k�z yeterince ac� �ekmi�ti zaten! Sen bu yaz�y� yazd�ktan
sonra herkes onu rahats�z edecekti, o b�yle mutlu, o kayal��a gitti�i s�rece
ya��yor.
- Sizce bu ya�amak m�? �
- De�il elbette, ama onu kimse vazge�iremedi. O k�z, yani G�l, oraya ait
anl�yor musun?
- Anl�yorum...
- Kusura bakma evlat! Seni korkutmak istedim ama kafan� yard�m. Bunu isteyerek
yapmad�m �ok �zg�n�m. Resimleri de ben ald�m. Bu resimlerle, bilgilerle haber
yapacaks�n diye engel olmak istedim, yanan bir baba y�re�ini anla l�tfen!
Ya�l� kar� koca, bu konu�man�n ard�ndan odadan ��kt�lar. Bir s�re sonra Taner
de ��kt� odas�ndan. Kad�rga� ya gitmeli ve G�l� le konu�mal�yd��
Gazeteci Kad�rga� ya gitti�inde gen� kad�n ordayd�, orada kayal�kta oturuyordu
yine, derin derin bak�yordu denize, m�r�ldan�yordu...
- G�l! diye seslendi, gen� kad�n bakt�, Taner devam etti: Korkma! biliyorum
her �eyi, neden burada oldu�unu, ac�n� b�t�n y�re�imle payla��yorum.
Kad�n derin ve kederli bak�yordu, sa�lar� ve elbisesi r�zg�rda u�u�uyor,
g�zlerinden ya�lar ak�yordu. Gen� kad�n bir peri k�z�na benziyordu. Yan�na
biraz daha yakla�t�, �efkatli bir sesle sordu:
- Suskun G�l! Ac�n� daha ne kadar i�ine g�meceksin, bu suskunluk nereye kadar?
Gen� kad�n cevap vermedi.
- Susma, suskun G�l, bu defa konu�! diye �steledi Taner.
Gazeteci yakla�maya �al���nca, kad�n yerinden kalkt�. O zaman Taner geri
�ekildi; kad�n tekrar kayaya oturdu. Gen� adam da yak�n�na oturdu. Kad�n
denize dalg�n bak�p a�larken Taner de a�lamaya ba�lad�... G�ne� batana kadar
beraberce konu�madan, sessizce a�lad�lar.
Delikanl� pansiyona d�nerken d���n�yordu, bu gen� kad�n bu defa susmam��
sorular�na a�layarak cevap vermi�ti. O sessizlikte ve g�zya�lar� aras�nda �ok
�ey payla�m��lard�...
Ayr�l�rken pansiyondaki herkesle vedala�t�, ya�l� �iftin g�zleri dolmu�tu.
Ya�l� adam s�k� s�k� tembihlemi�ti haber yapmamas�n�; gazeteci de s�z
vermi�ti.
Gazeteye geldi�inde kendi sayfas�na yazd��� tek sat�r �u olmu�tu:
� H�l� b�y�k sevgi
ya��yor, Leyl� ile Mecnun �lmedi. Ve d�nyan�n pek �ok yerinde kim bilir ka�
suskun G�L var... �
|